DSİ Bölge Müdürü: “Kötü bir tablo sunmanın gereği yok”


52de3f3a32dc9f0a70f08eed
Yağışların mevsim normallerinin altında olması nedeniyle baraj gölleri kuruyor; Türkiye’de kuraklık alarm düzeyinde. Uzmanlar tehlikeye karşı uyarıyor. Konuya ilişkin bir açıklamada Antalya’dan, Devlet Su İşleri (DSİ) 13. Bölge Müdürü Turkay Özgür’den geldi. su hacmindeki azalmanın ciddi boyutta olmadığını açıklayan Özgür, “Kötü bir tablo sunmanın gereği yok” dedi.
DSİ Bölge Müdürü: “Kötü bir tablo sunmanın gereği yok”
Özgür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölge müdürlüğü olarak 20 bin 723 kilometrekarelik alana hizmet ettiklerini ve yağış açısından bölgenin şanslı olduğunu ifade etti.

 

 

Aralık ve ocak aylarında beklenen yağış olmaması nedeniyle Antalya’daki baraj ve göletlerdeki su hacminde azalma olduğunu kaydeden Özgür, “Bugün itibarıyla Oymapınar Barajı’nda doluluk oranımız yüzde 76,11. Geçen yıl bu dönemdeki doluluk oranı ise yüzde 80,64’tü. Yüzde 4’e yakın bir fark var. Dim Barajı’nda 2013’te yüzde 46,88 olan doluluk oranı, bu yıl yüzde 39,73. Bu durum yağışların az seyretmesinden kaynaklanıyor ancak bugünlerde bir yağış bekleniyor” diye konuştu.

 

 

Şubat, mart ayında da yağış beklendiğini anlatan Özgür, yağışlarla su hacimlerinin de artacağını söyledi.

 

 

Barajların, göletlerin kuraklık tehlikesini önleme amacıyla yapıldığını hatırlatan Özgür, yağışların bol olduğu dönemde suyu depolayarak, azaldığı dönemlerde insanların kullanımına sunduklarını anlattı. Bazı barajların yalnızca sulama amaçlı, bazılarının da sulama ve enerji amaçlı kullanıldığını belirten Özgür, barajların kullanımını programlı bir şekilde gerçekleştirdiklerini kaydetti. Yağışların durumuna göre barajlardaki enerji üretimiyle de bazı uygulamalar yaptıklarını ifade eden Özgür, buna bağlı olarak Karacaören’deki enerji üretimini geçici olarak durdurduklarını bildirdi.

DİĞER HABERLER
Emekli maaşları erken ödenecek

 

 

“Kötü bir tablo sunmanın gereği yok”

 

 

Mevcut yağışlara göre yaz döneminde sıkıntı yaşanmayacağını açıklayan Özgür, “Aralık ve ocak aylarında beklenen yağış olmaması nedeniyle mevcut baraj ve göletlerin su hacminde yüzde 2 ile 4 arasında azalma var ancak yağış sezonu devam ediyor. Kötü bir tablo sunmanın gereği yok” dedi.

 

 

Türkiye’de 5 yılda ya da 10 yılda bir kuraklık periyotlarının olabildiğine dikkati çeken Özgür, meteorolojik verilere göre havaların yağışlı geçeceğini, bu açıdan kuraklık tehlikesi bulunmadığını ifade etti.

 

 

Suyun her zaman tasarruflu kullanılması gerektiğine işaret eden Özgür, şöyle konuştu:

“Su azlığı yaşayan bir ülkeyiz. Onun için su varken de kıymetini bilmeliyiz. Tasarruflu kullanmalıyız, hiçbir zaman heba etmemeliyiz. Eğer suyu yerinde kullanırsak sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Suyun tasarruflu kullanılması konusunda herkese görev düşüyor. Susuz kaldığımızda suyun kıymetini anlıyoruz.”

 

“Kuraklıktan söz etmek için erken”
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Mesut Köse, uzmanların kış mevsimi ve bitkilerin minimum seviyede suya ihtiyaç duyması nedeniyle tarımsal kuraklıktan söz etmek için henüz erken olduğunu söylediğini belirtti

 

GAZİANTEP – Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Mesut Köse, Güney ve Güneydoğu Genç İşadamları Federasyonunu (GİAF) ziyaretinde yaptığı konuşmada, 17 Ocak’ta ülke genelinde TMO müdürlerinin yani Türkiye hububat piyasasının nabzını tutan müdürlerin katılımıyla toplantı yaptıklarını söyledi.

 
Toplantıda ülke genelinde meteorolojik kuraklık yaşandığı ancak henüz tarımsal kuraklık boyutuna gelinmediğinin tespit edildiğine dikkati çeken Köse, yağış azlığının tarımsal ürünlere zarar verecek boyuta gelmediğini kaydetti.

DİĞER HABERLER
Hareketsiz Yaşam Tarzı Felç Riskini Arttırıyor

 
İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinin bazı kesimlerinde yetiştirilen bitkilerin gelişimindeki zayıflığa rağmen herhangi problemin söz konusu olmadığını vurgulayan Köse, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan ekim, kasım, aralık ayları kümülatif yağışlara göre sadece İç Anadolu, Doğu Anadolu, Orta Karadeniz ve Akdeniz’in orta ve doğu kesimlerinde meteorolojik kuraklık görülmekle birlikte ülke genelinde meteorolojik kuraklık söz konusu değildir. Ülke genelinde kış mevsimi ve bitkilerin su ihtiyacının minimum seviyede olması nedeniyle meteorolojik kuraklık yaşanan bölgeler de dahil, tarımsal kuraklıktan söz etmek için henüz erken olduğunu söylüyor uzmanlarımız. İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinin bazı kesimleri dışında bitki gelişimi normal seviyelerde olup, bu bölgelerde zayıf olan bitki gelişimi yağışla normal seyrine girecektir. Bu günlerden sonra yağış alındığı zaman bitki gelişiminde herhangi risk olmayacak, risk de ortadan kalkacaktır.”

 
Köse, meteorolojiden alınan 3 aylık sıcaklık ve yağış haritaları incelendiğinde olumsuzluk görülmediğini, yakın zamanda yağmur ve kar yağışı beklendiğini aktardı.

 
Riske karşı stok tutuluyor

 
Köse, beklenen yağışın alınmaması, hububat alanlarındaki üretim eksikliğinden kaynaklanacak kayıp olması durumunda eksikliği stoklardan karşılayacaklarını dile getirdi.

 
Halihazırda buğday, mısır, pirinç, arpa olarak 5 milyon ton civarında stokları bulunduğunu ifade eden Köse, şunları söyledi:

“Normalde bu stoklarımızı bugünlerde ihraç ediyor olmamız gerekirdi ama rekolte, yağışlarla ilgili henüz somut veriler ortaya çıkmadığı için geçen yıl piyasadan arz fazlası olarak çektiğimiz ürünleri elimizden çıkarmadık. İç piyasanın ihtiyacı olduğu miktarda satıyoruz ama ihracat yapmıyoruz. Normalde bu ürünleri ihraç edip depolarımızı boşaltıp önümüzdeki hasat dönemine hazırlanmamız gerekir. Bir kuraklık riskine, kuraklığın daha ileri boyutlara ulaşması riskine tedbir olarak bu yıl stoklarımızı büyük ihtiyatla tutuyoruz. Önümüzü çok daha rahat görür duruma geldiğimiz zaman ürünlerimizi elden çıkarmaya başlayacağız. Aksi takdirde stoklarımız iç piyasanın ihtiyaçları için kullanılacak.”

 
Köse, stoklarının üzerinde ihtiyaç olacağını sanmadığını, olursa ithalat yapmak suretiyle iç piyasadaki açığı karşılayacaklarını belirtti.

DİĞER HABERLER
Japonya ile nükleer anlaşma

 
“Pirinç fiyatlarının artışına müsaade etmeyeceğiz”

 
Köse, belli dönemlerde az üretilen ürünlerin arz açığı olduğu zaman fiyatların bir miktar çıkabildiğini, makulden daha yüksek olmasının ise ürün sahiplerinin daha fazla kazanç elde etme düşüncesiyle stoklarını ellerinde tutmasından kaynaklandığını savundu.

 
Son günlerde fiyatı artan çeltik ve çıktısı pirinç piyasalarındaki hareketliliği takip ettiklerini anlatan Köse, mümkün olduğunca fiyatları dengelemeye çalıştıklarını kaydetti.

 
Bu yıl Türkiye’deki 900 bin ton civarındaki çeltik üretimi ve stokların eklenmesiyle ihtiyacın karşılanabilecek düzeyde olduğuna dikkati çeken Köse, sözlerini şöyle tamamladı:

“Pirinç piyasalarının fiyatlarının daha fazla artmasına müsaade etmeyeceğiz. Müdahalelerimizi artıracağız gerekirse. Stoklarımız takviye etmek için iki parti halinde çeltik ve bir parti halinde pirinç ithalatı anlaşmamızı yaptık. O pirinçler ve çeltikler de yolda. Türkiye’ye geliyor. Bunlara çok ihtiyaç olmayacak ama stoklarımızda yer alacak, gerektiği zaman piyasaya yoğun şekilde süreceğiz. Yani ‘Biz pirinci bekletelim, daha fazla kazanırız’ diye bir düşünce yanlış olur. Pirinci ya da çeltiği daha fazla kar beklentisiyle bekleten, bundan sonra fiyatlarda düşüş beklemesi gerekir, bir miktar zarar edebilir.”

 


21 Ocak 2014. 17:43
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x