Gelin Dürüst Olalım İnsan hayatını riske atmayalım


GDO konusunda, bence en büyük ihtiyaç dürüst olmaktır.

2009 yılında çıkartılan bir yönetmelik, ülkemizde GDO’lu ürün üretimi ve kullanımını  yasallaştırılmaya ilk adım oldu.

O günlerde bu tarz ürünlere karşı çıkanlara bizzat Tarım ve Köy İşleri Bakanımız “ bu ürünler zaten kullanılıyor idi şimdi biz denetim altına alıyoruz” demişlerdi.

Ben ve benim gibi düşünenler ise,böyle bir adım atılmadan önce hem fiziksel ve hem de yasal  alt yapının hazır olması gerektiğinden bahisle, oysa ülkemizde böyle bir alt yapı organizasyonu olmadığını aceleye getirilen bu gibi kararların uygulamada pek çok sakıncası olacağını ve olayın kontrolden çıkacağını defalarca haykırmıştık.

Alınması gereken tedbirlerin başında İTHAL ZORUNLULUĞU BULUNAN ÜRÜNLERİN ÜLKEMİZDE ÜRETİMİNİ TEŞVİK ETMEK VE DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULMAK geldiğini anlatmaya çalıştık.

Heyhat her zamanki bizi dinleyen olmadı……

Yönetmelik çıktığında gümrük kapılarında göstermelik olan bekletilen vagonlardaki mısır ve soya ne oldu da ya da hangi titiz yöntemler ile kontrolden geçirilerek ithalatına izin verildi?

O günlerde hayvancılık sektörünün özellikle Kanatlı  Sektörünün içine düştüğü “YEMSİZ KALMA FERYATLARI” hala kulağımızda çınlarken,o günlerden bu günlere gelene kadar nasıl bir tedbir alındı ya da tedbir alındımı?

DİĞER HABERLER
1 Eylül Dünya Barış Günü

Son günlerde GDO’lu patates,pamuk ile birlikte yaklaşık 60 adet ürün  ithal yasağından çıkartılırken,hiç mi vicdanlar sızlamadı ?

Benim üreticim bir yandan üretim girdileri ile mücadele ederken,bir yandan da uygulanan KOTA zulmüne yenik düşürülecek ve halkım GDO’lu ürünlere mahkum edilecek !!!!!!!!

Daha çok yakın bir geçmişte ÇERNOBİL FELAKETİNİ yaşayan ülkemizde TV lerde halkı kandırmak uğruna çay yudumlayan bakanımızı unutmadık.

Aradan geçen süreçte mantalitenin hiç değişmediğini ve hala halkı uyarmak bir yana aldatma gayreti içinde olunduğunu görmek şahsen benim ve benim gibi düşünen insanların yüreğini ÖZELLİKLE GELECEK KUŞAKLAR AÇISINDAN SIZLATIYOR.

Bakanlık, verilen izinler için ve ileriye dönük veballer için adres gösterip “BİLİM KURULU KARARI İLE İZİN VERİLMİŞTİR” diyerek işin içinden sıyrılıyor.

Bilim Kurulu’nun çok değerli üyelerine ülkemizin yetiştirdiği hocalarımıza şu soruları  sormayı  kendime görev sayıyorum.

“Sayın hocalarım, şu anda ülkemizde kaç gümrük kapısında tam teşekküllü GDO LABORATUVARI VAR?

“Sayın hocalarım çok önemli risk eşiklerini saptayacak kaç yetişmiş personel ile laboratuarımızda hizmet verilmektedir?

“Sayın hocalarım, pamuk ve patatesin ülkemizde yetiştirilmesi olanaksız mı ya da ülkemizdeki üretilecek bu ve benzeri  ürünler, ithalatını uygun bulduğunuz GDO içeren ürünlerden daha mı tehlikeli?

DİĞER HABERLER
Kitle İmha Silahı : GDO

Sayın  Bakanımıza gelince:

“Sayın Bakanım, ülkede istihdam ve işsizlik sorunları hat safhada iken,ithalat gibi kolay yolu seçip ( yurt dışından kasaplık hayvan ve et ithalatı gibi)  başka ülkelere para kazandırmak bundan da öte ilgili sektörlerin kapanmasına yol açmak  yerine, ithalata ayrılan pay ile ülkemiz çiftçisini kalkındırmak,onların üretimden kopmamalarını sağlamak ve bu sayede hiç değilse insanları göç etmek zorunda bırakmamak çok zor mu ?

İnsanların  dengeli,yeterli ve sağlıklı beslenme hakları çok kutsaldır. Sadece günü kurtarmak telaşından arınıp,   özellikle gelecek nesilleri düşünerek,gerçekleri ortaya dökmek ve gereken tedbirleri almak uğruna ilgilileri dürüst olmaya davet ederken amacım şu dur.

GDO’lu ürünlerin kullanımını savunanların ellerindeki sav şudur  “Bu güne kadar yapılan araştırmalar da belirli yüzdeler içeren ürünlerin sağlığa zararlılığı tespit edilememiştir.”

Pekala,bu deneyler ne zaman ne kadar denek tarafından ve hangi yüzdelerde beslenmeye tabi tutularak yapılmıştır.Sürekli 1 yıl-2 yıl gibi bir süreçte beslenme devam ettiğinde ve aradan kaç yıl geçtikten sonra bu sonuçlar alınmıştır?

Yukarıda bahsettiğim Çernobil Faciasının yarattığı sonuçlar aradan kaç yıl geçtikten sonra gözlenmeye başlanmıştır ? Doğu Karadeniz’in sahil ve içlerine yolu düşenler bu acı  gerçeğe şahit olmaktadırlar.

DİĞER HABERLER
"Batı Nil'in Özgül Tedavisi Yok"

Son söz olarak ülkemizde üretemeyeceğimiz hiçbir ürün olmadığı gerçeği doğrultusunda çiftçimizi yönlendirip destekleyerek dışa bağımlılıktan kurtulmak tek çaredir.


30 Ağustos 2010. 19:35
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x