Türkiye,Geçen Sene Çeltik İthalatında Rekor Kırdı…

Ramazan’da ABD pirinci yiyeceğiz

İthalat ambarı

Dünyada tarım alanında kendine yeten birkaç ülkeden biri olan Türkiye, bugün temel gıda maddelerini ithal eder bir duruma geldi. Türkiye, çıkartılan yasalarla adeta ithal ülke ambarına dönüştü. 1980’lerde sadece muz ithal eden Türkiye, bugün mercimek, buğday, nohut, pirinç, kuru fasulye gibi ürünleri de ithal ediyor. Ne acıdır ki, yaklaşan Ramazan ayı öncesi Amerikan pirincinin reklamları billboardları süslüyor.

Uğur Arslan  

Türkiye son yıllarda tarım ve hayvancılık konusunda kendine kendine yeten bir ülke durumundan tarım ürünlerini ithal eden bir duruma geldi. ’80’lerde sadece muz ithal eden Türkiye, bugün mercimek, buğday,nohut, pirinç ve kuru fasulye, sarımsak gibi ana besin ürünlerini dahi ithal ediyor. Türkiye 10 yıllık dönemde pirinç üretimini ikiye katlarken ithalat oranı da hız kesmeden artıyor. Bu artış, aynı zamanda yerli pirinç fiyatının baskı altında tutulmasına neden oluyor. Türkiye tarihinin en fazla çeltik ve pirinç ithalatının geçen yıl yaptı. Bu ithalatla birlikte 120 kuruştan açılan piyasa 80 kuruşa kadar geriledi. Bu durum en fazla yerli üreticiyi vurdu.   Devlet ithalatı teşvik ediyor   Türkiye 1 ton çeltiği yaklaşık 330 dolara mal ederken, ABD’nin maliyeti 160 dolar. Devletin uyguladığı politikalar, üretimin artışı yerine ithalatı teşvik ediyor.  Türkiye’de pirinç ve çeltik üretimine yönelik devletin özel bir tarım politikası olmazken, Türkiye’nin ekolojisi çeltik üretimine uygun, birim alandan alınan verim dünya ortalamasının üzerinde seyrediyor. Buna rağmen Türkiye ihraç eden ülke değil, ithal eden bir ülke durumunda.   Gittikçe dışa bağımlı bir ülke haline geliyoruz   Türkiye’de yıllara göre 100-120 bin hektar alanda çeltik tarımı yapılırken, 180 bin hektar çeltik tarımı yapılabilecek arazi bulunuyor.  Eğer ithalatçı politika devam ederse, pirinçte 80-100 milyon dolar arasında değişen ithalat faturası, çok daha fazla miktarlara yükselecek. Türkiye gittikçe dışa bağımlı bir ülke haline gelecek.  İthalata ödenen bedel bir şekilde üretime ve üreticiye aktarılabilirse, sadece pirinçte değil birçok üründe üretim artışları yaşanacak. Pirinç üretiminin yüzde 3’ü Edirne’de yapılıyor. Pirinç, Türkiye ekonomisine yılda 900 milyon dolar katkı sağlarken, üretici bundan yeteri kadar pay alamıyor.   Tohumculuk yasası bu duruma neden oldu   Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu değerlendiren Ziraat Mühendisi Kemal Kurtul “Türkiye tarımı bundan yaklaşık 35 yıl öncesine kadar, pamuk ve iplik ihracatında dünya sıralamasının 3. sırasındaydı. Şu an itibariyle Türkiye, Çin’den sonra en çok ithalat yapan 2. ülke konumunda. Suriye krizinden sonra özellikle Çukurova bölgesindeki çiftçiler mağdur duruma düştüler. Ortadoğu’ya yapılan ihracatta büyük düşüler  yaşandı. Devletin son yıllardaki tarım uygulamaları bugünkü tablonun ortaya çıkmasında en büyük etkenlerden biri. 2006 yılında çıkarılan tohumculuk yasasıyla beraber, üreticinin adeta eli kolu bağlandı.

Tohumların ithal edilmesi çiftçiye büyük zararlar verdi. Çünkü alınan tohumlar bir sefer kullanılabilmekte, bir daha alınıp satılamamakta. Bu uygulama dünyada sadece iki ülkede var. Biri işgal altındaki Irak, biri Türkiye. Şu anki tarım politikamızı değiştirmezsek tarım daha kötüye gider. Dünya devleri artık tarıma dönüyor. Bizim de birinci önceliğimiz tarım olmalıdır.”

Tarım Bakanlığı ithalata karşı önlem almalı  

Çiftlik Dergisi Sahibi Erkan Konuralp de, Türkiye’de tarımın teşvik edilmediğini, adeta baltalandığını söyledi. Konuralp “Avrupa, tarım ve hayvancılığa önem vermemesine rağmen üreticiyi teşvik ediyor. Türkiye’de bunun tam tersi bir anlayış var. Üretim değil, ithalat teşvik ediliyor. Tarım Bakanlığı’nın ithalata karşı önemli adımlar atması gerekiyor. Buna bir önlem alınmalı. İleriye yönelik bir planlama yapılmalı. Türkiye’nin tarım ve hayvancılık açısından ilerisi iyi planlanırsa daha iyi şeyler olabilir. Coğrafyamız buna müsait.” şeklinde konuştu.Milli Gazete