Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği Var mı?
H.Yalçın KÖKSAL
Uzman Veteriner Hekim Veteriner Hekimler Derneği Genel Sekreteri
Ülkemizde,İş kazaları ve bu kazalar sonunda ölümle sonuçlanan olaylar, tüyler ürpertici boyutlara ulaşmış bulunmaktadır.
2013 yılında 1235 işçi hayatını kaybetmişken,2014 yılının ilk yedi ayında bu sayı 1135 tir.Tahmin edersiniz ki bu sayılar kayıt altına alınabilen verilere da yanmaktadır.Kayıt dışı işçi çalıştırılan pek çok iş yerindeki kaza,yaralanma ve ölüm verilerine ulaşmak mümkün değildir.
İş kazalarının önemli bir kısmının 10 veya daha az sayıda işçi çalıştıran iş yerlerinde meydana gelmiş olması düşündürücüdür.
Düşündürücüdür çünkü bu iş yerlerinin pek çoğunda iş güvenliği sağlanamamaktadır. Özellikle kalifiye eleman çalışması gereken işlerde,deneyimsiz ve iş eğitimi almamış kişilerin daha ucuz insan gücü sağlamak amaçlı çalıştırılmaları yaşanan ve yaşanacak felaketlere en baştan zemin hazırlamaktadır.
Oysa İş Güvenliği deyiminin başlıca hedefi, işçilerin çalışma ortamının güvenli olmasıdır.
Güvenli ortamdan kasıt ise;İşçilerin bedensel ve ruhsal sağlıklarını üst seviyede tutacak tedbirler almak,işçileri üretimin ve çalışmanın her aşamasında zararlı etkilerden korumak,iş makine ve aletlerinin sürekli kontrolünü sağlayarak işçilerin mekanik tehlikelerden de korunmasını sağlamaktır.
Pek tabiidir ki işçilere verilecek sürekli eğitimler sayesinde işçilerin bireysel korunma ve kaza sonrası davranışlarının geliştirilmesini sağlamakta başlıca hedeflerden birisi olmalıdır.
İş kazası sonrası yaşanan ölümlerde Çin’den 6 kat, ABD’den 361 kat, AB ülkelerinden ise 7 kat fazla can kaybettiğimizi,bu bakımdan Avrupa birincisi,dünya üçüncüsü konumunda olmamız bir tesadüf ya da kader midir,yoksa taksiren ölüme sebebiyet vermek midir?
Bunun yanı sıra bu bağlamda yayınlanan resmi istatistiklerde SGK ve TÜİK verileri arasında çok büyük farklılıkların oluşu kayıt dışı iş kazalarının göstergesidir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın en önemli görevi ülkemizde iş güvenliği ve işçi sağlığını tehdit eden, bir çok ocağın sönmesine ve aynı zamanda ülkemizin iş gücü kayıplarına sebep olan bu olayları tamamen tarafsız bir gözle inceleyip rapor haline getirip tehlikeye olması gereken dikkati çekerek bir an önce bu olayları makul sayılabilecek seviyeye indirmek olmalıdır.
Aksi takdirde, bu yaşananlara siyasi perspektif ile yaklaşarak puan hesapları yapıp bu endişe ile verileri saklayarak, pislikleri halı altına süpürerek bu acıları dindirmemiz mümkün değildir.
Kazasız ve insanca yaşam ve çalışma koşullarına ulaşmak umudu ile.
