Yeni ıslah tekniğinin (Gen Düzenlemeleri) ilk ticari ürünü: Tatlı Su Çuprası



“Yeni ıslah tekniğinin (Gen Düzenlemeleri) ilk ticari ürünü: Tatlı Su Çuprası”

Prof. Dr. Nazımi Açıkgöz


Tarımsal üretim, çevreyi koruyarak ve sürdürülebilirliği sağlayarak devam etmek zorundadır. Bu bağlamda, kaliteyi ve verimi arttırmak için, bitkilerde, hayvanlarda ve mikroorganizmalarda sürekli yeni genotipler geliştirilmek zorunludur. Islah da dediğimiz bu işlem kapsamında, seleksiyon, melezleme, mutasyon gibi klasik yöntemlere, doku kültürü, yabancı gen aktarımı ve diğer moleküler biyolojik gelişmeler de katılarak, 2015 yılına kadar gereksinim duyulan yenilikler yapıldı, genotipler, çeşitler geliştirildi.

Son yıllarda, aslında eski bir yöntem olan mutasyonun, farklı bir uygulaması karşımıza çıktı: Yeni Islah Teknikleri (YİT) – genom veya gen düzenlemeleri. Teknik, aslında mutasyonun laboratuvarda gerçekleştirilmesi ile benzerlik göstermektedir. Canlının genlerinde, moleküler düzeyde, genom içi düzenlemelerle bir değişimin sağlanmasıdır. Burada amaç, hedef genotiplerin kısa sürede elde edilerek, üreticilere ulaştırılmasıdır. Yeni ıslah teknikleri (YIT) diye de tanımlanan bu genom düzenlemeleri, bir seri yeni gen mühendisliği yöntemlerini kapsamaktadır[1]. Bu yöntemlerde, GDO’lardaki gibi dışarıdan herhangi bir gen transferi söz konusu değildir. Tersine, hedeflenen genin, işlem aşamasında uygulanan, geçici DNA kesici enzimler yardımı ile susturulması, etkisinin artırılıp azaltılması, yani mikro-mutasyona tabi tutulması ile yeni genotipler elde edilmiş oluyor.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalarda (GDO), yani transgenik canlılarda bir gen, başka tür veya çeşitten transfer edilmiştir. Ve piyasaya sürülme öncesinde çevre, sağlık gibi birçok risk testlerinden geçtikten sonra tescillenirler. Dolayısı ile bir genotipin firmasına maliyeti 100 milyonları aşmaktadır. O nedenle GDO yöntemi adeta küresel çok uluslu firmalarla özdeşleşmiştir. Tersine YİT ile genotip geliştirme masrafları, düşük bütçeli yeni müteşebbis firmalar, üniversiteler ve kamu kuruluşlarınca dahi karşılanabilecek düzeydedir.

DİĞER HABERLER
Keskinoğlu’ndan konkordato

Tatlı su çuprası (tilapia), karides, somon ve konserve ton balığından sonra en çok tüketilen dördüncü deniz ürünüdür. Transgenik somon üreticisi AquaBounty ve ana hissedarı Intrexon, işte bu genom düzenleme yöntemi ile ortaklaşa bir tatlı su çuprası genotipi (FLT01) geliştirmişlerdir[2]. Basın bildirisi ile duyurulan bu olay, aslında genom düzenleme yöntemi ile ticarileştirilmiş ilk canlı. Bu projenin Arjantin’de yürütülerek sonuçlandırılmasının ana nedeni, bu ülkede gen düzenlenmelerinin, GDO yasal düzenlenmeleri mevzuatının dışında tutulması.

Ürün geliştiricilerine göre, balık fileto veriminde % 70lik, büyüme hızında % 16’lık, yemden yararlanmada da % 14’lük bir artış sağlayarak ticari avantaj yakalanmıştır. Yetiştirme süresindeki kısalma ile hastalıklarla ilgili riskleri azaltabilecek, girdi maliyetlerinde azalmalar sağlayabilecektir.

AquaBounty firması dünyada transgenik somonu ilk ticarileştiren firmadır[3]. Transgenik somon her ne kadar Kanada’da market raflarında yer alıyorsa da, ABD de tescil işlemleri davam etmektedir.

Aslında Brezilya’da 2018 yazında, gen düzenleme yöntemi ile geliştirilen, sıcak koşullara adapte olabilen bir ANGUS buzağısını (Gazelle) duyurulmuştu[4]. Bu projede hedef, tropik yörelerde yetiştirilmekte olan ZEBU ırkı yerine, eti daha çok tercih edilen ANGUS ırkının devreye sokulması idi. Geliştiricisi Recombinetics firması, bu genotiplerin, Brezilya tarım ekonomisine büyük katkı sağlayacağı beklentisinde.

DİĞER HABERLER
Spekülatörler altın ve buğdaya yöneldi

Arjantin ve Brezilya’daki bu iki olay,  bitki ve hayvan genotipleri geliştirme konusunda son yıllarda öne çıkan genetik mühendisliği uygulamalarında GMO ve gen düzenleme yöntemlerinin karşılaştırılmasına fırsat vermektedir. Önce 100 milyon dolarları geçen GDO çeşit geliştirme masraflarının, gen düzenlemelerinde söz konusu olmadığını belirtelim. Nitekim gen düzenleme yönteminde tescil formalitelerinin, GDO tescil sistemleri ile aynı tutulmadığı ABD’de, son tescil başvurularında yer alan 23 çeşit adayından yalnız üçü, o büyük – küresel tohumculuk firmalarına aitken, diğer 20 si yeni 5-6 yıllık küçük – orta işletmelere, yeni müteşebbis firmalara veya üniversitelere aitti. İşte bu YIT, dünya tohumculuk pazarını sarsacak bir gelişme gibi görünüyor. Küçük-orta boy firmaların YİT yöntemleriyle, kısa sürede ve minimum masrafla geliştirdikleri yeni çeşitlerle, küresel çok uluslu firmaları yakalayabilme ve hatta onları tohum pazarında sollayabilme olasılıklarını ortaya koymaktadır. Tabiiki yeterli sermaye sağlayarak.

Dünya tarım ekonomisine büyük katkı sağlayacağı beklenen yeni hayvan ve bitki genotipleri geliştirme konusunda öne çıkan GDO ve gen düzenleme yöntemlerinin, temelde farklı oldukları maalesef topluma iyi anlatılamamıştır. GDO da başka bir türden yabancı bir gelmekte iken, YİT de ise var olan genin fonksiyonunun susturulması, etkisinin artırılıp azaltılması, yani mikro-mutasyona tabi tutulması ile yeni genotipler yaratılmaktadır.

Avrupa Adalet Divanı’nın (ECJ) gen düzenlemesi hakkındaki Temmuz 2018 kararı ile YİT, AB’nin GDO yönergeleri kapsamında değerlendirilecektir. Yeni ıslah tekniklerinin Avrupa’da devreye girmesine, mahkeme kararı ile yasak getirilmesi ilginçtir[5]. Küresel ısınma gibi bir olgu arifesinde, dünya gıda güvencesi için kaçınılmaz olacak sıcağa, kurağa, hastalıklara vs. dayanıklı bitki ve hayvan genotiplerin kısa zamanda, daha ucuz bir şekilde geliştirilme kapısının, bir mahkeme kararı ile kapatılması, çağımızda pek akıl kârı gibi görünmemektedir. Yani YİT yöntemi ile geliştirilen bir çeşidin geliştirme maliyeti, bir seri testle yüzlerce milyon dolarlara çıkacak ve ürünün ekimi de yasak olacak. Tanım yerinde ise bilim insanına “bu konuda çalışmayın” deniliyor. Durum böyle olunca, bakın bazı konu uzmanları neler diyor[6]:

DİĞER HABERLER
Açlığı sona erdirmek için FAO, 194 üye devlet ve 130 ülkede çalışıyor

“Avrupa, son 30 yılın en büyük biyoloji devriminden kopuyor”;

“Avrupa, önümüzdeki on yılda, gıda ve tarımdaki yenilikler konusunda çok geri kalacak”;

Gen düzenleme yöntemleri, Çin’de çocuklara HIV e karşı dayanıklılık kazandırmak amacıyla, başarılı bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır[7].

Bu yeniliklerden ülkemiz yararlanabilecek mi? Çiftçi ve tüketicimiz için sağlanacak artı değerlere her zaman gereksinim olacaktır. Gıda ve tarımdaki yenilikler konusunda fazla geri kalmamak için, yetkili kadroların ve tarım paydaşlarının bir an önce harekete geçmesi kaçınılmaz görünüyor.


[1]https://www.ciftlikdergisi.com.tr/nazimi-acikgoz-dunyada-yeni-islah-teknikleri-meyvelerini-vermege-basladi.html

[2]https://www.fishfarmingexpert.com/article/aquabounty-gets-argentina-go-ahead-for-edited-tilapia/

[3] http://blog.milliyet.com.tr/-karadeniz-somonu–gelecek-vadediyor/Blog/?BlogNo=574207

[4]https://geneticliteracyproject.org/2018/10/08/video-meet-the-gene-edited-cows-that-could-revolutionize-beef-production/

[5] https://nacikgoz.blogactiv.eu/2018/10/09/new-plant-breeding-technics-have-started-to-bear-fruit/

[6]https://www.euractiv.com/section/agriculture-food/news/eu-farmers-hostages-of-unstable-politics-and-technology-gap-report-claims/

[7] https://www.wired.co.uk/article/china-crispr-genetically-modified-babies-hiv


Kaynak: Nazımi Açıkgöz, (https://nazimiacikgoz.wordpress.com/2018/12/24/yeni-islah-tekniginin-gen-duzenlemeleri-ilk-ticari-urunu-tatli-su-cuprasi/)


26 Aralık 2018. 08:48
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x