5 Ekim Dünya Öğretmenler günü kutlanıyor


14502920_1812811538963510_5150774133873579943_n

 

5 Ekim Dünya Öğretmenler gününe Türkiye’de görevden alınan öğretmenler, öğretmen alımı için yapılan mülakatlarda yaşanan sorunlar damgasını vurdu.

 

5 Ekim Dünya Öğretmenler günü Türkiye’de buruk bir şekilde kutlanıyor. Eğitim-Sen bugün Milli Eğitim Bakanlığı önünde oturma eylemi ve basın açıklaması gerçekleştirirken, Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir de bir açıklama yaparak öğretmenlerin yaşadığı sorunların altını çizdi.

5 Ekim, 1966 yılında Paris’te yapılan ‘Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı’nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”’ni oybirliği ile kabul edilişinin yıldönümü. 1993’ten beri de tüm dünya ve Türkiye’de ‘Dünya Öğretmenler Günü’ olarak kutlanıyor.

 

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü nedeniyle açıklama yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük haklarının, AKP iktidarı döneminde ciddi şekilde gerilediğine işaret ederek, şunları söyledi:

Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, 4+4+4 gerici eğitim yasasıyla Öğretim Birliği’ne vurulan darbe, okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama gayreti, eğitimin dini referanslara göre şekillendirilmek istenmesi öğretmenlerin yaşadığı sorunları daha da derinleştirmiştir.

Öğretmen yetiştirme süreci siyasallaştırılarak çökertilmiş, öğretmenliğin saygınlığı da bundan büyük zarar görmüştür. Son yıllarda siyasi iktidar tarafından öğretmenlik mesleğinin itibarını zedeleyen söylem ve tutumların süreklilik kazanması, Alo 147 gibi isimsiz ihbar hatlarının kurulması, öğretmene yönelik şiddet eylemlerini artırmıştır. Bu tür olaylar sonucunda hayatını kaybeden ya da ciddi sağlık problemleri yaşayan öğretmenler bulunmaktadır.

DİĞER HABERLER
Zeliha Keskinoğlu sevenleri tarafından toprağa verildi.

 

 

 

 

EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞINI ÖĞRETMENLER ALIYOR

 

 

 

 

Meslek grupları içinde öğretmenlik mesleği, AKP iktidarları döneminde sistematik bir şekilde aşağılara çekilmiştir. 2002 yılında en düşük devlet memuru maaşından yüzde 100 daha fazla maaş alan öğretmen, bugün en düşük devlet memuru maaşını almaktadır.

 

 

 

Öte yandan, tamamen yandaşlarını kayırma amacını taşıyan, değerlendirme ölçütleri belli olmayan bir mülakat yöntemiyle yöneticiler kıyıma uğratılmıştır. İktidarın taşeronluğunu yapan Hükümet-Sen kendi kadrolarına yer açabilmek için bu kıyımda etkin rol almıştır. Çağdaş, ilerici, devrimci, Atatürkçü yöneticiler tasfiye edilerek AKP’nin kapıkulu zihniyetine uygun yöneticiler atanmıştır.

Yine AKP iktidarı, 15 Temmuz’da gerçekleşen FETÖ darbe girişimini fırsat görerek bir tasfiye süreci başlatmış görülmektedir. FETÖ’yü temizleme bahanesiyle girişilen uygulamalar, muhalifleri yok etme girişimlerine dönüşmüştür.

672 sayılı KHK ile 28 bini MEB bünyesinde olmak üzere, 50 bini aşkın kamu personeli kamu görevinden ihraç edilmiştir. Son olarak terör örgütünü destekleyici faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle 11 bin 320 öğretmen görevden uzaklaştırılmıştır. Görevden almalarla var olan öğretmen açığı daha da artmıştır. Bu tabloya rağmen Milli Eğitim Bakanlığı, kadrolu öğretmen atamasından vazgeçmiş mülakata dayalı sözleşmeli öğretmen sistemini getirmiştir. Sözleşmeli öğretmen alımı için düzenlenen, sözlü sınavda ise öğretmenlere, “Reis deyince aklınıza kim geliyor”, “Peygamberimizi çocuklarınıza anlatır mısınız?”, “Amin alayları nedir?” soruları yöneltilmiştir. Bu durum mülakatta aranan temel ölçütün yandaşlık olduğunu ortaya koymuştur. Eğitim-İş, kamusal bir hak olan eğitimin niteliğini düşürecek sözleşmeli öğretmen uygulamasını yargıya taşımıştır.

DİĞER HABERLER
MI6, Putin'in 'savaş suçu' işlediği iddialarını inceliyor

 

 

 


5 Ekim 2016. 13:05
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x