Fahiş Banka Komisyonlarına Neşter

BDDK Başkanı Bilgin, banka komisyonları arasındaki aşırı farklara müdahale edebileceklerini söyledi
 
 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılık sistemine yeni girecek oyunculardan yasada belirtilen 30 milyon liranın çok üzerinde sermayeleri bulunmasını istediklerini belirterek, ”Gönlümüzden geçen ve altına inmeyeceğimiz tutar, 300 milyon dolardır” dedi.

Bilgin, BDDK’nın 10. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen konferansın oturum arasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bankacılıkta yeni lisans için başvuru bulunup bulunmadığı ve bu konudaki görüşünün ne olduğu yönündeki soru üzerine Bilgin, sisteme yeni girişler veya çıkması gerekenlere yönelik tedbirler almanın en önemli görevleri olduğuna dikkati çekti.

Bilgin, ”Kurulduğu günden bu yana, özellikle benim dönemimde yeni bir lisans olmadı. Biz bize yapılan başvuruları en ince ayrıntılara kadar inceliyoruz” dedi.

30 MİLYON TL YETMEZ 300 MİLYON DOLAR OLSUN

İncelemeyle ilgili de yasada yer alan sermaye miktarının 30 milyon lira olduğunu, kendilerinin bunu yeterli görmediğini belirten Bilgin, şöyle konuştu:

”Bunu yeterli görmüyoruz, eğer böyle sağlıklı bir bankacılık sistemine birileri yeni oyuncu olarak girmek istiyorsa, bu tutarın çok üzerinde bir tutarı ödenmiş sermaye olarak yatırmaları gerekir. Tüm bunlar karşılandığı zaman rekabetin daha da halkımız yararına artması için sistemde yeni enstrümanların gelişmesi için yeni bankaların gelişi elbetteki olabilir. Ama bütün kanundaki şartlar artı bir miktar istediğimiz tutarda, kanunda yazılı tutardan daha yüksek bir sermaye tutarı istiyoruz.”

İstedikleri tutarın ne kadar olduğunu sorulması üzerine de Bilgin, ”Gönlümüzden geçen ve altına inmeyeceğimiz tutar 300 milyon dolardır” dedi.

“BANKA LİSANSI İÇİN BAŞVURANLAR VAR”

Bilgin, kaç lisans başvurusu yapıldığına ilişkin soruya da ”Bize yapılan muhtelif başvurular var ancak bunları sizlerle paylaşmayız. Ancak bu başvurular sonuçlandığında sizler duyarsınız” karşılığını verdi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılıkta yüksek komisyon ücretleriyle ilgili şikayetler konusunda, ”Aynı işi yapan iki banka arasında aynı mesafede, aynı para transferinde örneğin, büyük uçurumlar varsa bu konuda da söz sahibi olmamız gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

“YAZILI BİRŞEYE GEREK YOK KENDİ METOTLARIMIZLA HALLEDERİZ”

Bilgin, BDDK’nın geçmişteki uygulamalarına atıfla, ”Bankalarımız geçmişteki uygulamalarımızı çok iyi biliyorlar, neyi nasıl yapacağımızı çok iyi biliyorlar. İlle yazılı olmasına gerek yok. Burada da kendimize ait metotlarla bunu hallederiz” dedi.

YÜKSEK KOMİSYONLARA NEŞTER MESAJI

Bankaların yüksek komisyon ücretleriyle ilgili nasıl bir işlem yapılabileceğine yönelik soru üzerine Bilgin, BDDK’nın temel görevlerinden birinin tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatini korumak olduğunu vurguladı.

Bilgin, tasarruf sahiplerinin son dönemlerde şikayetlerinde artış gözlendiğini belirterek, şöyle konuştu:

”Tasarruf sahiplerinin şikayetleri belli bir ölçüyü geçmişse, ki son günlerde bunun arttığını görmekteyiz özellikle komisyonlar konusunda, bununla ilgili muhtelif önlemler alabiliriz. Bu önlemlerin şekli zamanı, nasıl alınacağını biz belirleriz. Bunu bankalarla konuşarak da yapabiliriz. Ama söylediğimiz şu; bankacılık pahalı bir iş, yatırım yapıyorsunuz, personel çalıştırıyorsunuz, elbetteki herşey belli bir karşılık dahilinde olmalı. Ancak bunun ölçüsüz olması, aynı işi yapan iki banka arasında aynı mesafede, aynı para transferinde örneğin, iki banka arasında büyük uçurumlar varsa bu konuda da söz sahibi olmamız gerektiğini düşünüyoruz.

“BANKALAR HALKIN ŞİKAYETİNE KULAK VERMELİ”

Bununla ilgili bankalarımız geçmişteki uygulamalarımızı çok iyi biliyorlar, neyi nasıl yapacağımızı çok iyi biliyorlar. İlle yazılı olmasına gerek yok. Nasıl biz kredi kartında gıda akaryakıtta taksiti önledik, nasıl çay içiyoruz bankacılarla, nasıl türev ürünlerine izin vermedik. Burada da kendimize ait metotlarla bunu halledebiliriz. Ama bankalarımız da bu konuda özellikle halkımızın şikayetlerine kulak vermesi gerekir.”

Türkiye’de 2001’de çok büyük bankacılık krizi olduğunu, ancak kimsenin şubelere ”tencere ve tavayla saldırmadığını” kaydeden Bilgin, bunun aksi örneklerinin Arnavutluk’ta, Arjantin’de, Rusya’da görüldüğüne dikkati çekti. Bilgin, ”Bu halkın da bazı isteklerine bankalarımızın makul karşılaması gerekir” dedi.

YURTİÇİ TAHVİL SON AŞAMADA

Yurtiçi tahvil ihracıyla ilgili soruya karşılık Bilgin, yurtdışı tahvilde herhangi bir sınırlamaları bulunmadığını, muhtelif ihraçların gerçekleştirildiğini söyledi. Yurtiçi tahvil ihracıyla ilgili SPK’nın kararı sonrasında çalışmalarının sonuçlanmak üzere olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

”Buradaki esasımız herkese istediği kadar değil, sermaye, mevduat tabanı, bankaların sermaye yeterlilik rasyosunu, likiditelerini dikkate alarak belli bir oranda, onların hesaplayacağı bir formülasyon sunmak. Bu formülasyona göre bankalarımız verileri buraya işleyecekler ve ne kadar tahvil ihraç edebileceklerini kendileri hesaplayacak ve bize başvuracaklar. Sanırım 15 gün içinde bu kararımızı alırız ve kamuoyuna sunarız.”

 Merkez Bankası İnadından Vazgeçti

Uzun süredir faiz ve kur politikası nedeniyle eleştirilen Merkez Bankası faizleri indirdi.Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), gecelik faiz oranları borçlanmada yüzde 6,50’dan yüzde 6,25’e, borç vermede ise yüzde 9’dan yüzde 8,75’e indirdi.

Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 7’de sabit tutan PPK, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadedeuygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranını yüzde 2,50’den yüzde 2,25’e, borç verme faiz oranını ise yüzde 12’den yüzde 11,75’e indirdi. 0.25 puanlık faiz indiriminden açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla gecelik ve bir haftalık vadelerde tanınan borçlanma imkanı faiz oranı da etkilendi. Bu faizler yüzde 8’den yüzde 7,75’e çekildi.

PPK’nın toplantı özetine ilişkin metninde şu ifadeler yer aldı: “Son dönemde açıklanan veriler Temmuz Enflasyon Raporu’nda ortaya koyulan görünümle uyumlu bir seyir izlemektedir. İktisadi faaliyet yılın ikinci çeyregindeki güçlü büyümenin ardından daha ılımlı bir toparlanma egilimine girmiştir. Dış talebe ilişkin belirsizlikler önemini korurken iç talep göreli olarak istikrarlı bir görünüm sergilemektedir. Bu çerçevede, imalat sanayinde kapasite kullanımının kriz öncesi seviyelere ulaşmasının zaman alacağı tahmin edilmektedir. İstihdam koşullarındaki iyileşme devam etmekle beraber işsizlik oranları halen yüksek seviyelerde bulunmaktadır.

Kurul, enflasyonun kısa vadede geçici bir artış gösterdikten sonra yılın son çeyreğinden itibaren tekrar düşüş eğilimine gireceği öngörüsünü yinelemiştir. Temel (çekirdek) enflasyon göstergelerinin ise orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini sürdüreceği tahmin edilmektedir.
Bu gelişmeler doğrultusunda Kurul, politika faiz oranlarının bir süre daha mevcut düzeylerde tutulması ve uzun süre düşük düzeylerde seyretmesi gerektiği yönündeki görüşünü teyid etmiştir. Öte yandan, piyasadaki likidite koşullarının öngörüldüğü şekilde geliştiğini belirten Kurul, 14 Nisan 2010 tarihinde açıklanan “Para Politikası Çıkış Stratejisi” kapsamında teknik faiz ayarlaması sürecinin ikinci adımının atılması için gerekli koşulların oluştuğu değerlendirmesinde bulunarak faiz oranlarında yukarıda belirtilen değişikliklerin yapılmasına karar vermiştir. Ayrıca Kurul, 2010 yılının sonuna kadar tamamlanması öngörülen çıkış stratejisi kapsamındaki diger düzenlemelerğn de yürürlüge koyulmasının uygun olacağını ifade
etmistir.

Enflasyon görünümüne iliskin açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin, Kurul’un gelecege yönelik durusunu degistirmesine neden olabilecegi önemle vurgulanmalıdır