Doğal Varlıklarımızın Rant’a Teslimine “HAYIR”


DOĞAL VARLIKLARIMIZIN RANTA TESLİMİNE ‘HAYIR!‘

 Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu‘ndan geçerek TBMM‘ye sevk edilen Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı, ülkemizin doğal SİT ve tabiat varlıklarının korunması yetkisini görece bağımsız çalışan Koruma Kurullarından alarak, Bakanlığın bürokratlarından oluşan kurullara devretmektedir.

Türkiye genelinde ODA‘mız temsilcilerinin de yer aldığı ancak ağırlıkla bürokratlardan oluşan Toprak Koruma Kurullarının, ülkemizin nitelikli topraklarını koruma alanındaki pratiklerinin ne denli kötü örneklerle dolu olduğu değerlendirildiğinde, bu yaklaşımın doğal SİT ve tabiat varlıklarımızı rant – talan sarmalına düşürme riskinin büyüklüğü açıkça ortaya çıkmaktadır.

Kanun Tasarısı‘nın, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu‘nun Rize‘nin İkizdere Vadisi‘ni SİT alanı ilan etmesinin hemen ardından TBMM‘ye sevki dikkat çekicidir. Başbakan‘ın İkizdere‘nin SİT alanı ilanı sonrasında verdiği tepki, Tasarı‘nın zamanlamasına olan kamuoyu duyarlılığını daha da artırmıştır.

Söz konusu tasarısının geçici bir ve ikinci maddeleri, 2683 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili diğer mevzuat kapsamında doğal veya tabii SİT olarak tescil ve ilan edilmiş alanlar ile koruma alanlarının statülerini sona erdirmektedir. Tasarıya göre, bu kapsamda bulunanlardan sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarında ezici çoğunluğu bürokratlardan oluşan bir kurul yeniden belirleme yapacak, uygun özellikleri taşıyanlara bu statü yeniden verilecektir.

DİĞER HABERLER
Çevreci ürün ve hizmetlere Çevre Etiketi

Tasarıya göre, korunan alanlarda, uzun devreli gelişme planına uygun olarak verilecek her türlü izinde Çevre ve Orman Bakanlığı görevli ve yetkili olacaktır. Bu alanlarda, “ülke düzeyinde, üstün kamu yararı ve stratejik kullanımı gerektiren kullanma izni, intifa ve irtifak hakkı” Bakanlar Kurulu kararı ile verilebilecektir. HES ve maden ocaklarına kapı aralayan bu hükme göre izinler 29 yılı geçemeyecek ancak Bakanlar Kurulu uygun görürse bu süreyi 49 yıla uzatabilecektir.

Türkiye pratiğinin sermaye – siyaset ilişkisi değerlendirildiğinde, bunun anlamının doğal varlıklarımızın hiyerarşik zincir içinde rantiyeye teslim edilmesi olduğu açıktır. Böylece HES projeleri hukuk denetiminin dışına çıkarılacak, sularımız 49 yıllığına şirket malı niteliğine dönüştürülecek, derelerimiz tutsak edilecek, doğal ekosistem tahrip edilecek ve yerelde yaşayan insanımız dahil tüm canlı varlıkların suya erişim hakkı engellenecektir.   

Bu tasarı yasalaşırsa hazine arazileri, meralar, ormanlar ve su havzaları, hiçbir sınırlama olmadan şirketlerin kullanımına açılacaktır. Tasarı bu nedenle, Türkiye‘nin taraf olduğu, Bern Sözleşmesi, Avrupa‘nın Yaban Hayatı ve Yaşam Alanlarını Koruma Sözleşmesi, Dünya Mirası Sözleşmesi: Dünya Kültürel ve Yaban Mirasının Korunması, Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmalara da aykırıdır.

Çevre ve Orman Bakanı‘nın sözü edilen Taslağı AB müktesebatının bir gereği olarak tanımlamasına karşın, AB Yeşiller Partisi Milletvekili Daniel Cohn Bendit‘in aksi açıklamaları, konunun ulaştığı noktayı göstermesi açısından dikkat çekicidir.  

DİĞER HABERLER
Helikopter düştü: 7 şehit

Sonuç olarak diyoruz ki,

•·        Türkiye‘nin enerji talep projeksiyonunu abartan,

•·        “Yenilenebilir enerji kaynağı” söylemi altında doğayı geri dönüşümsüz şekilde tahrip eden HES projelerine göz yuman,

•·        Çevresel Etki Değerlendirme raporlarının neredeyse tamamının olumlu çıkmasını “doğal” karşılayan,

•·        ÇED sürecini zaman kaybı olarak değerlendirip bazı projeleri ÇED dışında tutma “becerisini” sergileyen,

•·        HES‘lerin artık inkâr edilemez zararlarını deşifre edenleri “enerji sektöründen pay almak isteyenlerin piyonu olmakla” suçlayan

Çevre ve Orman Bakanı‘nı, Bakanlıktan istifa ederek, bugüne dek geliştirdiği tutuma uygun düşecek yeni bir pozisyon almaya, Hükümeti de bu Tasarı‘yı geri çekmeye davet ediyoruz. 

Saygılarımızla

 Dr. Turhan TUNCER

Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı


4 Kasım 2010. 08:36
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x