Balıkçılık Forumundan Mektup Var…!
Sayın Bakanım..
Biz kıyı balıkçılarıyız. Bu ülkenin balıkçısının %85’i biziz. Bu denizlerin tarihini biz bilir, balığıyla aile geçindirir, çocuk okutur ve balığın yokluğunu en çok biz biliriz. Biz büyük ölçekli balıkçılık yapan reisler gibi Somali’ye gidemeyiz, biz büyük ölçekli balıkçılık yapan reisler gibi uluslar arası sularda avlanamayız, büyük ölçekli balıkçılık yapan reisler gibi balık neredeyse oraya gidemeyiz, orkinos kotası talep edemeyiz. Biz kıyı balıkçılarıyız, küçük ölçekli ancak sürdürülebilir bir avcılık yaparız. Balığın yokluğunu da en çok biz hissederiz.
Sayın Bakan,
2012 yılında gerçekleşen istişarede çok ümitlendik. 3/1 numaralı tebliğ çıkıp da korumacı önlemler gelince denize ve avcılığa çok ümitlendik. Ama o tarihten bu yana ümitlerimiz adım adım söndü. Çünkü devlet asıl görevini ihmal etti, denetim konusunda elini çok hafif tuttu, bu denizi talan eden eşkiyaların yasak balıktan ekmek kazanmasına göz yumdu.
Sayın Bakan,
Biz bu denizin tarihiyiz. Yarını görebiliyoruz. Bu gidişimiz gidiş değil. Lüfer gibi hem sosyal, hem tarihsel, hem kültürel ve hem de ticari değeri olan balıkları korumadıkça; yasalarımıza karşı gelip doğal kaynaklarımızı talan edenleri caydırıcı bir şekilde cezalandırmadıkça, bu denizi ve dolayısıyla geleceğimizi koruyamayız.
Sayın Bakan,
Size bu mektubu yazıyoruz çünkü bir katliama sebep verecek ışıkla avcılık gibi, lüferin boyunda 18 cm’e geri dönüş gibi denize ağır gelecek kararların imzanıza gelmek üzere olduğunun haberini aldık. 4/1 numaralı tebliğin 2012’nin izinde ama çok daha kuvvetli çıkması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Denizlerimiz can çekişiyor. Kirlilik, aşırı avcılık, denetimsizlik… eğer bunlara göz yumarsak, yarın çocuklarımızın yüzüne bakamayız.
Sayın Bakan, duyun bizi.