Bir kilo domates fiyatına 4 kap verilirse ne düşünürsünüz?


İnsan sağlığı ayaklar altında…!

İş dünyamızın çalışanları zannediyorlar ki,öğlenleri önlerine gelen yemekler isim yapmış yemek fabrikalarından geliyor.

Halbuki durum hiç te öyle değil…! İzin belgesi olmayan böcek ve haşerelerin kol gezdiği merdivenaltı taşeron firmalardan gelmediği ne malüm.

Bu konuda yemek hizmeti  almak isteyen bir şirket görevlisi rüşvet veya komisyon aşkına denetimden yoksun,merdiven altı firmalar ile anlaşarak firma çalışanlarına zehir yedirdikleri bir gerçek.Bu zincir içinde en çok zarar görenler çalışanlar oluyor.Zira bu habersiz insanlar, yedikleri yemeklerin tanınmış firmalardan temin edildiğini zannediyorlar.

Bu konu ile ilgili olarak basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği Başkanı Sadık Çelik çok ilginç noktalara değindi.

TAŞERONLAR YEMEK YERİNE ZEHİR YEDİRİYORLAR

Çünkü, yemek işi sadece teknoloji ve sermayeye dayanmaz; emek yoğun bi iş koludur. Üretim, kalite ve hijyen standartlarını sürdürülebilir kılmak ancak eşit paydaşlaşmış kurumsal bir organizasyon; güçlü bir sermaye yapısı ve yetişmiş, deneyimli insan gücü ile mümkündür.

Hazır yemek taşeronluğunu salça, yağ, ketçap, mayonez, çikolata vb gibi ürün taşeronluğu ile mukayese edemezsiniz; çünkü bir kap çorbanın bile içine giren onlarca malzeme var. 4-5 çeşitten oluşan bir tabldot 100’ün üzerinde kalem malzemenin bir araya gelmesinden oluşuyor. Yıkama, sanitasyon, doğrama, pişirme, saklama, haccp uygulamaları, taşıma ve servis gibi bir çok kalite kontrol sürecinden geçmesi gereken emek yoğun bir üretim zincirinden bahsediyoruz. Tüm bunlar 30-40 metrekarelik merdiven altı mutfaklarda değil 100’lerce metrekarelik alt yapısı oluşturulmuş  modern mutfaklar  ile mümkündür.

DİĞER HABERLER
Türkiye Obezite İle Mücadele Platformu Kuruldu

AT ETİ Mİ YEDİRİYORLAR MİLLETE İT ETİ Mİ ?

Hangi marka yağı, hangi marka salçayı hangi marka baharatı kullanıyor taşeron? Eti, yoğurdu, sebzeyi, meyveyi, mantıyı, tatlıyı, ekmeği, turşuyu kimlerden alıyor? At eti mi yediyorlar millete it eti mi?  Hammadde kalite kontrolü var mı, şebeke suyunu artıyor mu, personel ve tesis hijyeni sağlanıyor mu? Kalifiye personel ile mi çalışıyor yoksa yoldan geçenle mi? Personel eğitimi sağlanıyor mu?   Taşeron firma, taşeron çalıştıran yemek şirketi ve hizmet alan müşteri tüm bunları kontrol ediyor mu? Tabi ki etmiyor; etse 4 kap yemek 2,80 TL ‘ ye nasıl alınır, nasıl satılır?

 

2,80 TL ‘ ye SATILAN YEMEKTE KALİTE ve SAĞLIK’ tan ESER OLMAZ !

Buyrun hesaplayalım; Etin kilosu 20-25 TL. 1 kap tas kebabının içindeki sadece 150 gr etin maliyeti 3,00 – 3,75 TL. Pilavı, salatası, çorbası, tatlı ya da meyvesi derken, bir de buna üretim, tesis, vergi, ssk ve diğer işletme giderlerini ekleyelim; 4 kap yemeği 7,00 TL ye satarsanız ancak %3 kar elde edersiniz. 2,80 TL ye satılan yemek ya son kullanım tarihi geçmiş ya da 4.,5. sınıf malzeme  ile yapılıyordur. Dana eti yerine at eti, eşek eti, domuz eti (basından), kıyma yerine mdm kıyma, antep fıstıklı baklava yerine bezelyeli baklava yersiniz. Hijyen ve haccp uygulamalarının yanından bile geçilmiyordur; hatta üretim personeli böcekler ile arkadaş olmuştur. İşte bu noktada sağlığımız tehlikeye giriyor. İyi yıkanmamış sebze ve meyveler, hijyeni sağlanmamış personel ve sterilize edilmemiş üretim ortamı ve üretim malzemeleri nedeni ile bir çok bakteri ve virüs vücudumuza saldırıyor. Bu esnada bağışıklığımız zayıf ise birçok dâhili hastalığa kapı açmış oluyoruz.

DİĞER HABERLER
Banvit Kırmızı Ürünleri Kazandırmaya Devam Ediyor...

Karbonhidratlı, bol doymuş yağlı yemekler ve açlık hissimizi daha da artıran mısır şuruplu içecek ve tatlılarla obeziteye ve kalp-damar hastalıklarına varan ciddi sağlık problemlerine yakalanıyoruz. Son kullanım tarihi geçmiş ürünler nedeniyle yaşanan zehirlenmeler can kaybı ile sonuçlanabiliyor.

İnsan sağlığını ve insan canını hiçe sayan bu düzenbazları bir an önce sistemden ayıklamalıyız. Sağlık kapkaççılığına dur demeliyiz!

GELİBOLU MİLLİ PARKINDA AVLANAN DOMUZLAR NEREDE TÜKETİLİYOR?

Bilindiği gibi Milli Park ilan edilen yerlerde av yasağı uygulanmaktadır.Bunun en güzel örneği de Gelibolu Milli Parkı.Binlerce dönüm alana sahip bu parkta av yasağı bulunduğu için yabani hayvanlar dahil tüm canlıların  avlanması yasak.Bu alanda en çok üreyen de yaban domuzları.Bu domuzlar sürekli olarak yasak avcılar tarafından avlanarak kamyonetlerle bilinmeyen bölgelere götürülerek pazarlanmaktadır.Bu domuzlar belli ki çeşitli yerlerde değerlendirilmektedir.Bugüne kadar bu konu ile ilgili olark resmi bir açıklama yapılmamıştır.İşte 2.80 liraya verilen 4 kap yemek içinde olmaları da olasılıklardan biridir.Resmi kuruluşlar denetlemeler sürekli yapılmaktadır diye beyanatlar vermektedirler.Sokaklardaki çöplüklerden toplanan naylonlarla üretilen siyah poşetlerin kullanılmaları yasak olmasına rağmen herkesin elinde görebilrsiniz.İşte Türkiye’nin sağlık denetiminin nhe derecede olduğunun bir kanıtı.

 


4 Şubat 2012. 16:44
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x