Domuz Gribi Kabusu Geri Döndü


Dünyada geçen yıl salgın olan domuz gribinden, İngiltere’de son 6 haftada 10 kişinin öldüğü bildirildi
 
.İngiltere Sağlık Koruma Kurumundan yapılan açıklamada, ölenlerin tamamının sağlık sorunları bulunan 65 yaşın altındaki yetişkinler olduğu belirtildi.

Kurumun Solunum Hastalıkları Dairesi Başkanı Profesör John Watson, son haftalarda, mevsimsel H1N1 ve B gribi vakalarında artış olduğunu söyledi.

Kurum, bir grip salgınının bir sonraki yıl mevsimsel grip olarak ortaya çıkmasının sıkça rastlanan bir durum olduğunu, geçen yıl salgın olan H1N1’in geri dönmesinin sürpriz olmadığını da bildirdi.

H1N1 gribi geçen yılın Mart ayında ilk olarak Meksika’da patlak vermiş, tüm dünyada hızla yayılmıştı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) rakamlarına göre virüs yüzünden 18 bin 450 kişi yaşamını yitirdi.

DOMUZ GRİBİ

Domuz gribinin en önemli belirtilerinin üşüme ve titremeyle nükseden 38 derecenin üzerine çıkan yüksek ateş, göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı, ileri derecede kas ve eklem ağrıları, bitkinlik şeklinde sıralanırken, soğuk algınlığından farklı olarak belirtilerin yavaş yavaş değil, birdenbire ortaya çıktığı ve daha fazla ateşlenmeye yol açtığı bildirildi.

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münir Büke, hastalığın nasıl bulaştığını, belirtilerini ve korunma yollarını anlattı.

DİĞER HABERLER
Bitkisel İlaçlar Eczanede Satılacak

Prof. Dr. Büke, domuzların en önemli özelliğinin, kendi virüslerinin yanında insan ve kuş gribi virüslerini de barındırabilmesi olduğunu, bu rekombinasyonla yeni bir virüs oluştuğunu, insanların daha önce benzer bir virüsle karşılaşıp direnç kazanmadıkları için bu virüsün dünyada büyük bir tehlike oluşturduğunu ifade etti.

-HASTALIĞIN BELİRTİLERİ-

Prof. Dr. Büke, virüsün 2 ile 4 gün arasında kuluçka döneminin olduğunu, bu sürede herhangi bir belirtisinin gözlenmeyeceğini ifade ederek, ”mesela hava alanlarında hastalığa yönelik kontroller yapılıyor. Güzel bir uygulama, ama ilk 4 gün hiçbir belirti göstermediği unutulmamalı. Şüpheli kişileri en azından 3-4 gün gözlem altında tutmakta yarar var” diye konuştu.

Hastalığın 4 temel belirtisinin olduğunu dile getiren Prof. Dr. Büke, bu belirtileri şöyle sıraladı:

”En önemli özelliği, üşüme ve titremeyle nükseden 38 derecenin üzerine çıkan yüksek ateş. Diğer belirtileri göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı, ileri derecede kas ve eklem ağrıları, son olarak da bitkinlik. Bu arada öksürük ve burun tıkanıklığı da görülebilir. Bu belirtiler kuluçka döneminden hemen sonra yavaş yavaş değil, birdenbire başlar.

Soğuk algınlığıyla karıştırmamak gerekiyor. Soğuk algınlığı yavaş yavaş gelişir, ateş çok yüksek değildir, burun akıntısı ön plandadır. Kas ve eklem ağrıları olsa bile ileri derecede bitkinlik görülmez.”

DİĞER HABERLER
Ölümcül Kenelerden "Sümbül Ağa" sistemi İle Kurtulacağız

-NASIL BULAŞIYOR?-

Prof. Dr. Münir Büke, hastalığın en yaygın olarak solunum yollarıyla bulaştığına dikkati çekti.

Hasta insanların öksürük ve aksırığıyla havaya birçok damlacık saçıldığını, konuşurken 200-300, öksürürken 4 bin damlacığın havaya karıştığını kaydeden Prof. Dr. Büke, ”virüsü taşıyan kişi öksürüp hapşırırsa, 4 metreye kadar hiç temas etmeseniz bile size bulaşabiliyor. Havaya saçılan partiküller havada uzunca bir süre kalabiliyor ve bunların solunmasıyla solunum yoluyla kişiye geçiyor” şeklinde konuştu.

Bunun dışında öksürük ve hapşırık sırasında mikrobun göz mukozasına yerleşerek de hastalığın bulaştığını belirten Prof. Dr. Büke, ”yine eller, yakın temas çok önemli. Bu nedenle hasta kişilerin mutlaka izole edilmesi, toplu bulunulan yerlerden uzak durması, maske takması lazım. Mutlaka sık sık ellerin yıkanması gerekiyor” dedi.

Okullar, sinemalar, ulaşım araçları gibi topluca bulunulan yerlerde riskin daha fazla olduğuna işaret eden Prof. Dr. Büke, ”bütün vatandaşlarımız sık sık el ve yüz yıkamayı bu dönemde daha fazla önemsemeli. Öpüşmeye, tokalaşmaya biraz ara vermeliyiz. Hastalık bulaştırma bilinciyle, hastaların, öksüren kişilerin maske takması, öksürüp aksırırken mendil kullanmanın alışkanlık haline getirilmesi lazım” diye konuştu.

Prof. Dr. Büke, Türkiye’de gerekli önlemlerin olabildiğince alındığını, Sağlık Bakanlığının bu konuda ”uyanık” davrandığını söyledi.

DİĞER HABERLER
Ülkemize BSE hastalığı olan etlerin girdiği iddiası asılsızdır...

-HASTALIĞIN TEDAVİSİ MÜMKÜN-

Domuz gribine yakalanan kişilerin tedavisinin mümkün olup olmadığının sorulması üzerine, Münir Büke şunları anlattı:

”Bereket; kuş gribi virüsleri dışında tedavisi var. Virüsü almış kişilerde ilk 36 saat içinde tamiflu veya muadili ilaç 5 gün süreyle sabah akşam kullanılabilir, ya da hastalığın görüldüğü yerlerde bulunulduğunda, koruyucu ilaçlar alınabilir. Ama bunlar ithal olduğu için pahalı ilaçlar, herkesin kullanmasına imkan yok. 65 yaş üzerindekilere, kalp akciğer rahatsızlığı, astımı olanlara, romatizmal hastalıklar nedeniyle kortizon kullananlara, kanser tedavisi görenlere, küçük çocuklara öncelik tanımalıyız.”

Gribe yol açan virüslerin sürekli değişkenlik gösterdiğini, domuz gribindeki gibi genetik değişkenlikler gösterdiğinde ortaya yepyeni bir virüsün çıktığını dile getiren Prof. Dr. Büke, bu yüzden koruyucu antikorların bulunmadığını, yani şu an için aşısının geliştirilemediğini ifade etti.


12 Aralık 2010. 08:12
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x