Mustafa Baysan‘Halkımız, partimizin samimiyetini gördü’


DSC_3370

 

 

 

Sektörümüzün ve ​CHP’nin tanınmış isimlerinden işadamı Mustafa Baysan, koalisyon görüşmelerini ve yeniden seçim sürecini Güney’e değerlendirdi

 

 

ABİDİN YAĞMUR

 

7 Haziran 2015 Seçimleri’nde CHP’den dördüncü sıra Mersin Milletvekili adayı olan ancak parlamentoya gidemeyen işadamı Mustafa Baysan, seçim sürecinde adından en çok söz ettiren siyasetçi olmuştu. Koalisyon görüşmelerinin tıkanmasının ardından 1 Kasım’da ‘yeniden seçim’ yapılacağı kesinleşince Mustafa Baysan ismi bir kez daha kulislerde dolaşmaya başladı. Deneyimli siyasetçi, seçimlerde Mersin’den yeniden aday olup olmayacağını, 7 Haziran seçimlerinin mesajını, koalisyon görüşmelerini ve yeniden seçimde oluşabilecek tabloyu Güney için değerlendirdi. Baysan, yeniden aday olmasıyla ilgili sorulara “Bugün bana yine aday ol denirse, mücadele için böyle bir öneride bulunulursa gururla çalışırım” diye karşılık vererek adaylık sinyalini verdi. Baysan, ‘yeniden seçimde’ CHP’nin oylarını artıracağına inandığını da belirterek “Anadolu insanı samimiyeti hisseder. Ben gittiğim her yerde halkımızın bize gösterdiği teveccühten tavrımızın karşılık bulduğunu hissediyorum” dedi.

 

 

-AKP ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinin olumsuz sonuçlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

 

Mustafa Baysan: Görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasından dolayı kaybeden Türkiye olmuştur diye düşünüyorum. Koalisyonun gerçekleşmemiş olması Türkiye adına kaçırılmış tarihi bir fırsattır. Ciddi sorunları çözebilmek için güçlü bir seçmen desteğine sahip, kuvvetli bir hükümet kurma şansını yakalayamadık. Seçmenin sandıkta verdiği mesaj gayet açık ve net.  Bu mesajın iyi okunmadığını düşünüyorum. Siyaset kurumu halkın önüne koyduğu duruma göre çözüm üretememiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 7 Haziran’dan sonra sergilediği tutum bellidir. Genel başkanımız, tüm geçmiş siyasi mücadeleleri bir kenara koyarak, çok samimi bir şekilde, AKP’ye koalisyon için birlikte çalışabiliriz mesajı vermiştir. CHP olarak ortaya koyduğumuz 14 ilke, şu anda yaşadığımız sorunları aşmak için yapmamız gerekenlerin manifestosudur aslında. Yaşanan sürecin ardından baktığımız zaman, en başından beri samimi bir sürecin işlemediği, AKP’nin tek başına iktidara gelebilmeye yönelik bir planlama içerisinde hareket ettiği anlaşılıyor. Zannediyorum, bilinçli olan herkes de benimle aynı fikirde. Tüm olanlar kamuoyunun gözleri önünde cereyan ediyor. Her şey çok açık şekilde ortada.

 

DSC_4357

 

 

-Koalisyon arayışı sürecinde AKP, MHP ve HDP’nin duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Bu 3 partinin sergilediği duruş karşısında CHP nasıl bir duruş sergiledi?

 

 

Mustafa Baysan: AKP’nin duruşu belirttiğim çerçevededir. MHP’nin HDP’nin direk ya da dolaylı ilişkili olacağı tüm seçeneklere hayır demesi,  AKP’nin içinde olmadığı bir çözümün mümkün olmadığında dair bir kanaatin kuvvetlenmesine sebep olmuş, AKP’nin moral motivasyonunu arttırmıştır. AKP’nin içinde olmadığı bir koalisyonun oluşturulamıyor olmasının tek sorumlusu MHP’dir. İçerisinde olmasa bile CHP’nin azınlık hükümetine destek veren bir irade ortaya koyabilirlerdi. Terör örgütüyle bir şekilde ilintili olarak algılanan HDP’nin, geçtiğimiz günlerde PKK’ya yaptığı koşulsuz ateşkes çağrısını önemsiyorum elbette ancak bunun daha olayların başında ve net bir şekilde yapılmasının, HDP üzerinden yapılan tartışmalara yapıcı bir etkisi olurdu diye düşünüyorum. Terör ve şiddetin memleket gençlerini bir bir alıp götürdüğü bir ortamda, mecliste temsil edilen bir siyasi partinin şiddet odağı ile bütünleşik algılanması, siyaset kurumumuz için kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Bu konuda HDP’ye çok büyük iş düşüyor. Bu durum diğer siyasi partilerin HDP ile olan ilişkisini belirleyecek, kritik öneme sahip bir konudur. Keşke şimdi yapılan çağrılar, zamanında yapılsaydı. Bu olaylarda yitip giden canlarımız değil sadece, ülke insanının geleceğe ilişkin umutları da eksiliyor her gün. Çok kritik bir süreçten geçiyoruz. Hiçbir siyasi çıkar veya iktidar hesabı memleket çocuklarından daha önemli değildir diye düşünüyorum. Siyaseti insanlara hizmet için yapıyorsak, siyasi önceliklerimizi de buna göre belirlemeliyiz.  Cumhuriyet Halk Partisi, 7 Haziran’dan sonra sergilediği olgun ve yapıcı tavır ile ülkenin ciddi sorunlarının çözülmesi için sorumluluk almaya hazır olduğunu göstermiştir. Cumhuriyeti kuran parti olmanın sorumluluğu içerisinde, geçmiş siyasi hesaplaşmaları bir yana bırakarak, AKP ile koalisyon görüşmelerine başlamamızın nedeni, CHP’nin Türkiye için duyduğu sorumluluktur. Hatırlayacağınız gibi, yüzde 60’lık blok tanımını ortaya koyan genel başkanımızdır. MHP’ye önerdiğimiz koalisyon önerileri ve MHP’nin bunlar karşısındaki olumsuz beyanatlarını biliyorsunuz. Bunlar olmayınca, ciddi sorunları çözmek için, yeni ve kuvvetli bir hükümeti AKP ile kurma konusunda gösterdiğimiz tavır da ortadadır. Sonuçta Cumhuriyet Halk Partisi ülkesi ve milleti için sorumluluk alma, ciddi sorunlarımızı çözme iradesini gösterme konusunda net ve yapıcı bir tutum sergilemiştir.

DİĞER HABERLER
Canlı Hayvan İthalatına Sıkı Kurallar Getirilmelidir

 

 

-İş dünyasının CHP-AKP koalisyonuna daha yakın durduğu biliniyordu. Böyle bir koalisyon Türkiye’ye ne katardı? Neler bekleniyordu koalisyondan?

 

 

Mustafa Baysan: İş hayatının beklentisi her zaman istikrar ve güvendir. Geniş tabanlı ve yüksek profilli bir hükümetin iş başına olması istikrar ve güven açısından kritik bir durum. Çok partili siyasi hayatın başından bugüne birbiriyle rekabet içerisinde olan iki ana akımın ve en çok oy alan ilk iki partinin kuracağı koalisyonun, sahip olduğumuz ciddi sorunların üstesinden gelme, ülkede huzur ve güven ortamını yeniden tesis etme konusunda önemli bir rol üstelenebileceğini düşünüyorum. Maalesef bu fırsatı kaçırdık. Demokrasi kültürümüzün gelişmesi açısından da önemli bir şansı kaçırdık. Rahmetli Erdal İnönü ve Demirel’in yapabildiğini biz yapamadık. Kritik bir dönemde, kritik öneme sahip bir konu bu. Bence bu dönemlerde kuvvetli hükümetlerin iş başında olması lazım.  Diğer yandan, birbirine şüpheyle bakan kitlelerin bir araya gelmesi, birbirini anlaması açısından da bu tür deneyimlerin büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ancak dediğim gibi bu fırsatı maalesef kaçırdık. Bu Türkiye adına kaçırılmış tarihi bir fırsattır.

11203048_1403364949988081_2437533984746817162_n

 

 

-Türkiye seçim sonucunu hükümete yansıtamadan yeni bir seçime gidecek. Bir siyasetçi ve işadamı olarak bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

DİĞER HABERLER
İzmir’de 50 Gıda Kontrol Görevlisi Daha Eğitimini Tamamladı

 

 

 

Mustafa Baysan: Bu siyaset kurumu adına bir başarısızlık, şu an hükümette olan AKP’nin adına ise istenilenin gerçekleşmesidir diye düşünüyorum. Seçim sistemlerinin iki ana temel prensibi var. Birisi yönetimde istikrar, diğeri de temsilde adalet. Şu an yaşadığımız durumu düşünelim; ülkeyi aylardır yöneten iktidarın arkasında yeterli temsil gücü yok. Aldığı kararlar, yaptığı icraat son seçimlerde halk tarafından tekrar tek başına iktidar olması için yeterli görülmeyen, tasdik edilmemiş bir hükümet idaresi altındayız aylardır. Halk bu hükümet partisinin oyunu 10 puan düşürerek yüzde 40 destek verdi. Bu hükümete karşı olan blok ise yüzde 60 oy aldı. Her şey bu kadar açık aslında. Yüzde 60 kendi içinde bir araya gelemediği için azınlığın çoğunluğa tahakkümü yaşanıyor şu anda. Arkasında tek başına hükümet olmak için yeterli desteğe sahip olmayan bir parti ülkeyi aylardır, çok kritik bir süreçte tek başına idare ediyor. Kendisine karşı olanlar bir araya gelemediği için, tek başına iktidar hayalleri oldukça kuvvetlenmiş, bu yüzden de iktidarı asla paylaşmak niyetinde olmayan bir iktidar var iş başında. Diğer konuya gelirsek; İnsanların huzur ve refahı için gereken siyasi ortam aynı zamanda girişimciler içinde istenilen bir ortamdır. Bu anlamda siyasi istikrar ve güvenin tesis edilememiş olması ülke insanı için ne demekse, iş dünyası içinde o demektir diye düşünüyorum. Sonuçta hepimiz bu ülkenin insanıyız. Her türlü siyasi çalkantı ve belirsizlik herkesi etkiler.

 

 

-7 Haziran seçimlerinde Mersin’in neredeyse tamamını gezdiniz, seçmenin mesajını okudunuz. Yeniden seçim durumunda Mersin’de seçmenin mesajı değişir mi sizce? Nasıl bir tablo çıkar?

 

 

Mustafa Baysan: Seçimlerden sonra hepimiz gördük ki, Türkiye’de, ciddi sorunları çözme kapasitesi ve birikimi olan, halkın umudunu temsil eden, ciddi sorunlarımızın bulunduğu bir dönemde sorumluluk almak için özverili bir tavırla elinden gelen her çabayı samimi şekilde gösteren tek parti CHP’dir. Ben halkın içerisinden gelen birisi olarak, halkın tercihlerine güveniyorum. Halkımızın samimiyeti hisseden, ehliyeti liyakatı hisseden bir öngörüsü olduğuna inanıyorum. Halkımızın tercihlerini belirlemek, ona şekil vermek adına yapılan tüm toplum mühendisliği projelerinin hüsranla boşa çıktığını umuyorum birlikte göreceğiz.

DİĞER HABERLER
Türksat 4B yörüngesine yerleşti

 

 

– Aynı şey Türkiye geneli içinde geçerli olur mu?

 

 

Mustafa Baysan: Hem Mersin özelinde, Hem de Türkiye genelinde aynı değerlendirmeye sahibim. Anadolu insanı samimiyeti hisseder. Şimdiye kadar ki seçimlerde, CHP olarak biz toplumun rahat anlayabileceği projelerle insanımıza gidemedik. Biraz elit, biraz aristokrat kaldık diye düşünüyorum. Artık CHP, halkın önüne somut, net ve gerçekleştirilebilir projelerle, halktan biri kimliği ile gidiyor. Bu çok önemli diye düşünüyorum. Halkımız için halkımızla birlikte mücadele etmemiz gerektiğini, onun hayatında birebir karşılığı olan projeleri hayata geçirmemiz gerektiğinin farkına varmış bir CHP var. Ben gittiğim her yerde halkımızın bize gösterdiği teveccühten, bu tavrımızın karşılık bulduğunu hissediyorum.

11150745_1405893096401933_2334746120484115185_n

 

-Yeniden seçim olması durumunda aday olacak mısınız? Adaylık düşünceniz varsa Mersin’i mi düşünüyorsunuz?

 

 

Mustafa Baysan: Benim Mustafa Baysan olarak siyasette yer alma sebebim, memleketime nasıl hizmet edebilirim duygusu ile hareket ediyor olmamdır. Beni tanıyanlar bilirler, ben sosyal demokrat bir işadamıyım. Sosyal demokrat bir şekilde yaşamımı sürdürüyorum.  Sosyal demokrat bir milletvekili olarak memleketime, hemşerilerime hizmet etmek için, verilen bu görevi yerine getirebilmek için çalıştım. 7 Haziran seçimleri benim milletvekili adayı olarak katıldığım üçüncü seçimdi. Ben eski bir partiliyim. Hayatım boyunca partimden hiçbir makam beklemeden partime ideallerim ışığında hizmet etmeye çalıştım. Bugün bana yine aday ol denirse, mücadele için böyle bir öneride bulunulursa gururla çalışırım. Bu olmadı diyelim, delege ol derlerse delege olurum, sade üye ol derlerse bu görevi layıkıyla yapmaya çalışırım. Partimizin yetkili organları nereyi uygun görürse, hangi görevi uygun görürse ben onu yapmaya gayret ederim. Bizim sosyal demokrat geleneğimizde sadece hizmet etmek vardır, amacımız budur zaten. Hep söylediğim bir şey var; siyaset halka hizmet etmek için bir araçtır sadece. Amacı halka hizmet etmek olarak belirlediğiniz zaman, bunun hangi sıfat ile yapıldığı hiç önemli değildir. Elbette bunlar kulağa hoş gelen güzel sözler. Herkesin söylediği sözler, ancak ben yaşamımda, verdiğim mücadelede, kendi pratiğimde bu sözleri hayata geçirdiğime inanıyorum.

 

Güney Gazetesi

 

 

 

 


27 Ağustos 2015. 10:13
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x