Hayat Dersi…!


HAYAT DERSİ

Sevgili dostlar, bu gün yıllar önce okuduğum ancak güncel koşuşturmalar içinde aklımdan çıkmış olan bir hikaye’yi, günlük bir gazete ekinde okuyunca son derece duygulandım.
Aynı zamanda,   çoğu kez  çevremizde olan bitenlere nasıl da gözümüzü kapattığımızı  ve dünyanın biz merkezli olduğu hissine kapılarak hayatı öylece yaşadığımızı hissettim.
İzniniz olursa,  bu kısa  hikayeyi sizlerle de paylaşmak isterim.Kim bilir belki  okuyanlardan bazıları da  hiç değilse kısa bir süre hayata bu gözle bakabilir.

Genç ve zengin bir adam, o gün yöneticisi olduğu iş yerine yeni aldığı son model arabası ile gitmeye karar verir. Yol kenarına park etmiş araçların yanından son derece dikkatle geçer, ola ki araçların arasından bir çocuk fırlayabilir düşüncesindedir. Bir süre ilerlerken birden park etmiş iki araç arasından  bir taş atılır ve yeni arabasının arka kapısına  çarpar.Derhal  durur ve geri geri giderek taşın atıldığı yere ulaşıp  taş atan kimseye bakınır. Büyük bir hışımla arabasından inen genç adam taş atan çocuğu gördüğü gibi yakasından tutup  park etmiş bir başka aracın kaportasına yapıştırarak bağırmaya ve çocuğu hırpalamaya başlar.

Çocuk hıçkırıklar içinde “ Çok üzgünüm ama dikkat çekmek için başka çarem kalmamıştı.Çünkü işaret etmeme rağmen yanımdan geçen hiçbir araç durmadı.” der ve park etmiş bir aracın arkasını işaret ederek “ Ağabeyim orada yerde yatıyor.Yokuştan aşağı yuvarlandı, tekerlekli sandalyesinden düştü. Lütfen onu kaldırıp sandalyesine oturmasına yardım edebilirmisiniz?  Sanırım  O yaralandı ve çok ağır olduğu için ben Onu tek başıma kaldıramıyorum “ der.

DİĞER HABERLER
Çernobil Faciasının 29.Yılı

Biraz önce son derece öfkeli olan  genç adam,  boğazındaki düğümden kurtulmaya çalışarak  yutkunur ve  yerde yatan  sakat  çocuğu kaldırıp tekerlekli sandalyesine oturtup cebinden çıkarttığı mendili ile  yara ve sıyrıkları dikkatlice silmeye çalışır.

Bir şeyler söyleyemeyecek kadar duygulanan genç adam, ağabeyinin tekerlekli sandalyesini iterek götüren çocuğun arkasından bakakalır.

Son  model arabasının yanına gelişi uzun sürer, sanki o kısacık yol uzamış uzamıştır. Aracının yanına geldiğinde sağ arka kapıya çarpan taşın izini eli ile okşar ve o izi hiçbir zaman tamir ettirmez.

Sanki o küçücük iz  Ona şunları fısıldamıştır.

“HİÇ BİR ZAMAN,  YAŞAMIN İÇİNDEN, SENİ DURDURMAK  VE DİKKATİNİ ÇEKMEK İÇİN BİRİLERİNİ TAŞ ATMAYA MECBUR BIRAKACAK KADAR HIZLI GEÇME”

Hoşça kalın

H.Yalçın KÖKSAL
Uzman Veteriner Hekim
Veteriner Hekimler Derneği
Genel Sekreteri


27 Ocak 2011. 09:31
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x