Hayvancılığımızda Kadınlarımız


Hayvancılığımızda Kadınlarımız

ÇAPAR KANAT

Dünya’nın en iyi aşçıları erkeklerin arasından çıktığı gibi bir görüntü var ise de kişiye özel en iyi yemekleri kadınlar yapıyor.

 

Kırsal alanda işin kadını erkeği olmuyor. Kasaba ve köylerin arasından geçer iken yol kenarındaki mera, yaylak ve yayılım yerlerinde kadınlarımızın önünde koyun, keçi, inek sürüsü görmeye, eşiyle birlikte çift sürdüklerini, ahırda çalıştıklarını görmeye alışıktık.. Tarımsal ürünleri kasabaya, şehre götüren, satan ise hep erkeklerimiz olurdu.

 

Artık kadınlarımızın ürettikleri çiğ sütün satışına el attıklarını da görüyoruz.

 

Geçen yıl çiğ süt üreticileri grubuna gönderdiği mesajda Ankara’nın bir köyünden Çiğ Süt Üreticisi Nilgün’ümüz; Köyümüzde çiğ sütü 67 kuruştan satın alıyorlar, köylümüz devletten çektiği hayvancılık kredisini ödeyemez halde, ben sütümü sanayicilere değil şehirdeki dostlarıma tanıdıklarıma daha yüksek bedelden satarak kendimi kurtarabiliyorum, köyümdeki diğer insanları kim kurtaracak?

 

İstanbul, Anadolu yakasından yine çiğ süt üreticimiz Ayşe Yangöz,  4-5 ay önce köydeki arazilerimize kurulan ufak bir ahırla ise başladık biz ve çalışan arkadaşlarımız birer haftalık eğitim aldık. Öncelikle hayvanların testlerini tahlillerini aşılarını yaptırmakla ise başladık Bu isi çok sevdim ve sürekli araştırmaya başladım. Yaklaşık bir ay önce de orada cifliğe yakin bir ev tuttum. Özel bir firmada çalışan ağabeyimin arkadaşlarının çiğ sut taleplerinin oluşması üzerine Bursa’dan 3 ve 5 litrelik pet şişeler aldık. Ve servise başladık. Grup çok hevesliydi. Doğal yoğurt yapmak istediler. Sütün yanında köylüden doğal yoğurt mayası alıp küçük kilitli poşetlere koyup verdik. Yoğurt mayaladılar lor yaptılar. Bizlerde çok çok heveslendik. Ve önümüzdeki sene için farklı düşünceler içerisine girdik insanların hafta sonları veya aksamları is çıkısı gelip peynirini salçasını reçelini yapabileceği veya köylu kadınlarımızı da işin içine katarak hem onlara bir gelir kapısı yaratmak hem de doğal yiyecekler üretmek  düşüncesi bizi heyecanlandırdı. Şimdiden peynir yapmayı örgendim. Ve belki de seneye kalmadan ağustos ayında düşündüğümüz piknik ve doğal ürünler yapımına başlayabileceğiz. 

Arazi büyük olduğundan ineklerimiz gündüz yayılıyor. Çiğ sütleri daha da güzel oldu. Fakat köyde ki diğer hayvanların aşı ve tahlillerinin olmaması beni biraz korkutuyor. Bu konuda biraz çalışmalar yapmam gerektiğini düşünüyorum. İnsanlarla konuşup hatta üniversiteden hocalar ile konuşup davet edip insanları hastalıklar konusunda bilgilendirilmesini sağlamak lazım. 

Bu arada şimdilik 15 bas ineğimiz var,hedef sadece 50 baş. O da isi tamamen öğrenince. Günlük 150 kg civarında sütümüz çıkmakta, abonelerimize 3 ve 5 kg lif ambalajda  litresini 2.5 TL den vermekteyiz. Abone sayısı çoğaldığın da dahi 50 ineğin üstünü düşünmüyoruz. Köylümüzü bu konuda eğitip aşi, test ve tahlillerini yaptırıp onların sütünü  de vermeyi ve işin içine girmelerini istiyoruz. 

İstanbul’un Trakya yakasından The Aysun’umuz, yukarıdaki satırların sahibi Anadolu yakasından Ayşe’miz, Ankara’dan Nilgün’ümüz gerçek gıda çiğ sütü onun değerini bilen tüketicilere ulaştırıyorlar. Gerçek gıda değerlidir ve ucuz olamaz. Çiğ sütün litresini 70-80 kuruştan sanayicilere satmak zorunda bırakılanlar elde ettikleri çiğ süt bedelleri ile hayvanlarının sağlığını koruyabilmeleri hayaldir.

DİĞER HABERLER
Avrupa'dan Yayılan Yeni Hastalık "Schmallenberg Virüsü"

 

The Aysun, Ayşe, Nilgün’ümüz ürettikleri gerçek gıda çiğ sütü aynı gün tüketiciler ile buluşturuyorlar, iki gün otoban üzerinde krom saclar ile dans ettirmeden, kazanlar içinde homojenize edilirken süt yağı ve proteinin, minerallerin; santrifuj, basınç zulmune uğramadan, kutuların içindeki polietilen ile günlerce temas ederek bulaşmaksızın!

 

O çiğ sütü satın alan bilinçli tüketiciler, evet bilinçli tüketiciler diyorum, aldıkları çiğ sütten haftalık yoğurtlarını doğal mayalar ile yapıyorlar. Kendi probiyotiklerini kendileri yoğurdun içinde üretmiş, suni probiyotikler kullanmamış oluyorlar. Yaptıkları yoğurt tenceresini bozdolabına koyup soğuttuklarının ertesi günü oluşan yoğurdun kenarından birkaç kaşık aldıktan birkaç saat sonra yoğurt tenceresinin kenarında o yeşil, kimi mevsimler de ise sarı suyunu aç karnına içmeyi hayat iksiri görüyorlar. O yeşil su, mart-haziran dönemindeki yeşil otlardan beslenen hayvanların yoğurtlarında görülebiliniyor.

 

Açık parakende çiğ süt sektörü tüketimi ile ilgili yapılan akademik araştırmada fiyatının ucuzluğundan tercih edildiği iddiası artık hayal oluyor. Sanayi sütlerinin litresi 2-2,5 TL, gerçek gıda çiğ sütü direkt üreticilerden satın alan tüketiciler için fiyatı da 2,5 TL. Hem de tüketicileri düşük eğitimli değil yüksek eğitimliler! Günümüzde gerçek gıda ucuz olamaz.

DİĞER HABERLER
Bakanlıktan 71 milyon hayvana aşılama

70-80 kuruştan çiğ sütü sanayicilere satmak zorunda bırakılanlar hayvanlarının sağlıklarını koruyabilirler mi? Yoksa ülke hayvanları sosyal sağlık güvencesi kapsamında da biz mi bilmiyoruz? Bir süt ineğinin sağlığının koruyabilmenin yıllık maliyeti elbette ki sanayicilerin umurlarında değil. Sağlıklısından da sağlıksızından da elde edilen sütleri kendi uht teknolojileri nasıl olsa hal ediyor. Uht teknolojisi sütü hal eder iken tüketici ilköğretim öğrencilerini de görüldüğü gibi bir hal ediyor. Sonra da ortaya çıkıp uht de patojen mikrop çıkmadı deniliyor. Prof. Dr. Rasim Küçükusta da ‘’ ben köylünün sütündeki mikroba kurban olurum’’ diyor!

 

Sıfır faizli krediler gündeme geldiğinden bu yana sektör dışında çiğ süt üretimi yatırımı yapmak isteyenler bana sektörün durumunu, sermaye kazanç oranını, almayı düşündükleri krediyi geri ödeyip ödeyemeyecekleri sorduklarında; ürettiğiniz çiğ sütü veya çiğ süt ürünlerini sanayicilere satacak iseniz girmeyin, direkt tüketicilere satabilecek iseniz giriniz, cevabını veriyorum.

 

Faiz oranı sıfır da olsa çiğ sütü sanayiciler olması gereken fiyatlardan satın almadıkça veya üreticiler kendi ürettikleri çiğ sütün fiyatını kendileri belirlemedikçe yapılan, yapılmakta olan yatırımların gelirleri, kredi borçlarını ödeyemeyeceklerdir. Biz bu filmi daha önce görmüştük! 1985-1988 % 80’i hibe hayvancılık yatırımları ile yapılan ahırlardan kaç tanesinin şimdi boş olduğunu biz biliyoruz. O ahırları boş bıraktıran çiğ sütün fiyatını sanayicilerin belirlemesi, hayvancılık bürokrasisi, politikacıları, üreticilerin yasal temsilcilerinin de sanayicilerin piyasa belirleme hâkimiyetlerine çanak tutmalarındandır.

DİĞER HABERLER
Türkiye'de 4 Yeni Tür Balık Bulundu

 

O tutulan çanağı çatlatan hayvancılıkta yer alan kadınlarımıza, tüketiciler kendi çıkarları için destek vermesi zorunludur. Çiğ Süt Gerçek Gıda olup sanayicilerin, politikacıların insaf ve merhametine bırakılmayacak kadar önemlidir. Hayvancılığımızda yer alan kadınlarımız çiğ sütü,  kendilerine tüketicilerin verecekleri destek ile Türkiye’nin en büyük markası yapacaklardır. Bakmayın öyle dev markaların şatafatlarına. Hem üreticileri hem de tüketicileri tüketiyorlar.

 

Sütün üretimi ve tüketimi (kutu) ulusal politika haline getirilmeli diyen üretici temsilcisi temsilcileri, öncelikle sütün çiğini üretip sanayicilere satmak zorunda bırakılanların alın terinin, göz nurunun bedelinin adil bir şekilde ödenmesinin nasıl sağlanabilineceğinin ‘’ulusal politikası’’ üzerindeki fikirlerini kamuoyu öğrenmek ister. Üreticilerin alın terinden, göz nurundan sanayicilerin sorumluluğu kadar üretici temsilcilerinin ve politikacılarında sorumluluğu var, bilenlere!sermayeye değil gerçek Tanrıya tapanlara..Gıdaya ‘’helal sertifikası ‘’ titizliğinin önünü açanlara sütün çiğini üretenler haklarını helal edecekler mi?

 

Tüketimin artması sütün çiğini değil kutulusunu üretenleri büyütüyor.

 

Endüstriyel süt sektörü güzellik uzmanlarını ücretli danışman olarak istihdam edip ülkemizin tüm hanımlarını, kızlarını, metro seksüel erkeklerimizi Cleopatra gibi kutu sütü banyosu yaptırarak tüketimi on katına çıkaracak olsalardı, sütün çiğini 70-80 kuruştan satanlar veya önümüzdeki mart ayında 87 kuruştan satacak olanların kazancı artacak mı idi? Hayvanlarına bir hayvan daha ekleyebilecekler miydiler? Üreticiler düşük fiyatları kader olarak görüyor olsalar da tüketiciler önüne konulanların gerçekliğinin sorgulamasına başlıyor artık! Eğitim seviyesi yükseldikçe çiğ süte rağbet artıyor artık!

 

Hayvancılığımızda yer alan, kendi ürettiği çiğ sütünü, ne Şamın şekeri, ne de Arabın yüzü deyip tüketiciler ile buluşturan, hak ettiği değerden satan kadınlarımıza kolay gelsin, onu tüketenlerin tüketme destekleri sürekli olsun, ve de afiyet olsun diyorum.

 

https://groups.google.com/group/cigsutureticileri

 


18 Temmuz 2012. 12:22
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x