Hızlı teknolojik gelişmeler ve tarımımız


 

 

Hızlı teknolojik gelişmeler ve tarımımız

Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz


 

Tarımsal ürün ihracatımız 17 milyar USD civarındayken, bir komşu ülke ile yaşanan sorunlar nedeniyle, bazı üretim guruplarında çıkan problemler henüz hafızalardadır. Söz konusu ihracatta, devreden çıkarılan birçok özel ürün tanıtım gruplarının uğraşlarının katkıları küçümsenemez. Küresel tarımsal ürün pazarında da fiyat ve kalite rekabet gücünde yönlendirici olur.

Hemen hemen her üründe maliyeti etkileyen girdiler farklıdır. Fakat genelde, bitkisel ürünlerde hasat, yani ürünün toplanmasındaki maliyet, üreticinin ana şikâyet konusudur. Pamuk hasat makinelerinin devreye girmesinden önce, üreticilerin işçi bulamamaktan yakınmaları, hatta pamuğu toplatamadan sezonu kapatmaları, konunun içindekilerce hatırlanacaktır. Toplama masrafının %40’lara ulaştığını dile getiren fındık üreticilerinin şikayetleri, ekonomi gazetelerine başlık oluşturmaktadır. Zeytin toplamada ise silkme aletleri devreye girmişken batılı ülkeler resimde[1] görülen zeytin hasat makinesini ticarileştirmişlerdir. Tabii ki uygun mesafelerle dikilmiş bodur çeşit plantasyonlarında…

Batılıların ekonominin bütün dallarında yakaladıkları yeniliklerle dünyanın diğer ülkelerine fark attıkları bir gerçek. O ülkeler yeni teknolojilerin oturuşmasını bekler, deneme tahtası olmaktan çekinirler. Fakat bazı ülkeler, bu farkı kapatma konusunda çok başarılı. Örneğin Brezilya tarımsal biyoteknoloji konusunda 2000’lerin başında henüz biyoteknoloji yasaları bile yokken (çiftçisi transgenik soya tohumluğunu Arjantin’den kaçak olarak getiriyordu!), bugün GDO teknolojisi ihraç eder duruma geldi. Islah ettikleri, hızlı gelişen transgenik okaliptüsü de ABD’ye pazarlamak üzereler.

DİĞER HABERLER
Şarköy’de Yem Bezelyesi Tarımı

Bazı batı ülkelerinde ceviz, badem, narenciye üretimleri, içlerinde işleme fabrikası olan büyük çiftliklerde yapılmaktadır. Zeytin hasat makinesi da kullanım girmiştir. Şimdi, “ülke gerçeklerinden hareketle, gelişen tarımsal teknolojilerden azami hızla yararlanmak için neler yapmalıyız?” sorusuna cevaplar aramak için önce bir durum saptaması yapalım ve sonra da Türkiye’nin bu konuda neler yapması gerektiğini irdeleyelim: Türk tarımı şu nedenlerle ileri teknolojilerin uygulandığı, rekabetçi bir tarımsal üretim sistemine sahip değildir: Arazi dağılımı, küçük işletmelerin fazlalığı, kırsal kesimde nüfusun yaşlanması, üreticinin tahsil durumu, kooperatifleşmede geçmişte yaşanan olumsuzluklar, endüstriyel işletmeciliği bir tarafa bırakıp, hala aile işletmeciliğine ağırlık vermemiz ülke tarımı için hep tartışma konusu olmuştur. Tarımsal desteklerin yetersizliği veya yeterli titizlikte uygulanamaması, su ve arazi kullanımındaki bilinç düzey eksikliği, tohum, ilaç kullanımında yaşanan sorunlar, tohumculuğa girişteki gecikmeler, bitki ıslahında hala özel sektör, üniversite ve diğer kamu araştırma kuruluşlarını tek çatı altında toplayamamış olmamız, yarınlarda tarımsal geleceğimizle ilgili bilimsel bir hedef çizememiş olmamız, teknolojik yeniliklere yeterince hızlı yaklaşamamamız gibi onlarca neden vardır. Bunları tek tek devreden çıkarabilirsek, TÜRKİYE YARINLARDA REKABETÇİ BİR TARIM SİSTEMİNE kavuşabilecektir.

ABD’de yeni teknolojilerin uygulanması ile son 40 yılda sağlanan tarımsal gelişmelere bir göz atarsak: ekim alanında herhangi bir genişleme, iş gücünde ve diğer girdilerde herhangi bir artma olmadan tarımsal üretim İKİ kat artmış; tarımda çalışan sayısı YARIYA inmiş; tarımda işlenen alan %16 AZALMIŞ; örtü bitkisi kullanımı ve transgenik çeşitlerin anıza ekime olanak vermesi ile toprak erozyonu %40 AZALTILMIŞTIR.[2]

DİĞER HABERLER
IPARD Projeleri Tarımımıza Neler Kazandırıyor?

 

1960’larda Türkiye’nin buğday verimi dekara 110-130 kg civarında idi. Aynı arazi ve ekolojide, bugün dekara 300 kg’ın üstünde verim alınmaktadır. Birçok üründe birim alınan verimde, örneğin mısır, pamuk gibi bitkilerde Türkiye, dünya, hatta Avrupa ülkelerini geride bırakmaktadır. Bir an için tüm, diğer tarımsal üretim alanında da, en yeni tür ve çeşitlerle, en uygun girdilerin, en uygun zamanda, en uygun miktar kullanımı ile sürdürüldüğünü varsayalım. Tabii ki bu modern uygulamalarla maksimum verim sağlanacaktır.

Traktör, biçerdöver, pamuk hasat makinesi gibi yeniliklerin ülkemize girişi yarım asrı bulmuştur.  Tek yıllık bitkilerde, örneğin pamukta getirilen bir hasat makinesi ile  uygun çeşit, yaprak döktürme gibi arayışlara gereksinim duyulmuş ve bugün Türkiye’de pamuk alanlarının  %70 kadarı pamuk hasat makinesi ile hasada kavuşmuştur. Bu bağlamda, söz konusu zeytin hasat makinesinin geniş ölçüde uygulanabilmesi ancak bodur çeşitlerin endüstriyel düzeyde plantasyonu ile mümkün olabilir. O da kademeli hasadın gerekmediği yağlık zeytinler için geçerli olacaktır. Mevcut, yüksek boylu zeytinliklerde söz konusu makine devreye sokulamayacağı gibi, 5-10 hektarlık bahçeler için de kârlı olması beklenmemelidir. İlk aşamada sofralık çeşitler için zeytin toplama makinesi uygun olmayabilir.

 

DİĞER HABERLER
Kırsalı nasıl yaşanır kılabiliriz?

Bu konuda devlet teşvik-destek sistemlerine gerek görülmektedir.  Umarız zeytinciliğimizin rekabet gücünü artırmak için fazla zaman kaybetmeyiz.

 

[1] https://www.facebook.com/EksperCiftci/videos/612201235647289/

[2] http://blog.milliyet.com.tr/teknolojik-yenilikler-tarimsal-nufusu-daha-ne-kadar-azaltacak/Blog/?BlogNo=551437


Kaynak: https://nazimiacikgoz.wordpress.com/2017/09/04/hizli-teknolojik-gelismeler-ve-tarimimiz/


3 Aralık 2018. 07:27
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x