Mikotoksin Tehdidinin Kavranması


Untitled-2 copy

 

MİKOTOKSİN TEHDİDİNİN KAVRANMASI ETKİN BİR ÇÖZÜMÜN ANAHTARIDIR(*)

 

     Çeviren  Dr. Kaya DEMİRÖZÜ           

Kanatlı Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı    

(Drk.demirozu@yahoo.com.tr)

 

Son yıllarda yemdeki mikotoksinlerin kanatlı sağlığı ve per-forması üzerine  giderek artan ciddi bir tehdit olduğu kabul edil-meye başlanmıştır. Ancak tehdit düzeyi, toksisite de itilaflar ve verimliliğe etkisi ise hala tam olarak kavranmamıştır. Tehlikenin farkında olunması etkisini hafifletici püf noktasıdır.

        Mikotoksinler kanatlı sektöründe karı yiyip bitirmektedir. Ayrıca mi-kotoksin baskısıına karşı çözümlerin gelişiminde ve bunların uygulabilirli-ğinde bir artış söz konusudur. Bugüne kadar çok basitçe her hayvan türü için vücut ağırlığına göre doz ayarlama alışıla gelmiş şablon bir uygulama söz konusuuydu. Bu artık, mikotoksin çö-zümleri için güçlü bir gerekçenin ortaya çıkmasının ardından değişmektedir. Çünkü hedef her türün kendi-ne özgü mikotoksin tehdidi farklı olduğu gi-bi  fizyolojik açıdan da farklılıklar arzetmekte-dir. Kanatlı endüstrisi açısından, örneğin As-pergillus mikotoksini aflatoksin B1 (AFB1) büyük bir tehdit olma-ya devam etmektedir. Kümes hayvanları, diğer hayvanlardan AFB1 daha duyarlıdırlar.

 

Önem sıralanmasına göre mikotoksin riski

 

 

Mikotoksinler ilk kez 1960 yılında  “Hindi X sendomu” diye adlandırı-lan bir salgında dikkatleri çekti. Hindi yemlerinde AFB1 saptanmasına ka-dar izi sürüldü. O zamandan bu yana pek çok mikotoksin tespit edilmiştir. Gerçi AFB1 kanatlı sektöründe başta gelen endişe kaynağıdır.

Aspergillus küfleri tarafından üretilen AFB1, Ochratoxin (OTA) miko-toksinler  yetişen bitkileri enfekte ettiği gibi yem hammaddeleri ve yemin depolanması esnasında üreyerek bulaştırıllar. Özellikle yem hammadleri ve yem rutubetli ortamda  bekletildiğinde Aspergillus çoğalma  riski artmak-tadır. Nisbi nemin yüksek bölgelerde yetiştirilen yem maddelerinde, OTA ve AFB1 kontaminasyon riski yüksek olduğu kabul edilebilir.

Ayrıca ticari olarak kanatlı üretilen modern üretim birimleride kayda değer seviyelere düzenli olarak Fusarium mikotoksine maruz kalmaktadır. Bilindiği gibi yemlerde büyük miktarda tahıllar kullanılmaktadır. 2014 – 2015 yıllarında Avrupa, Ortadoğu ve Rusya’dan alınan  kanatlı yem ör-nekleri ile yapılan bir ça-lışmada; numunelerin % 96-97 Deoksinivalenol (DON), Fumonisin (FUM), Zearalenon (ZON) ve özellikle DON 900 ppb üzerinde, yüksek seviyede tesbit edilmiştir(Şekil 1).

DİĞER HABERLER
İzmir'de Şap Hastalığı Eğitimi düzenlendi

Untitled-1 copy

Hiçbir örnekte  AFB1 veya OTA özellikle bu böl-gelerde saptanmamasına rağmen, dünyanın diğer bölgelerinde risk daha yüksek olabilir.

Türe özgü tehdit

Toksisitenin göreceli seviyesi, muhtemel maruz kalmaya göre farklı hayvan türlerinin arasında büyük ölçüde değişiklik göstermektedir. Tek tek her türe mikotoksin çözümleri uyarlamak yeni gelişmelerin en temel et-kenlerinden biridir. Örneğin domuzlarda, sağlık ve performansa en büyük risk Fusarium küflerinin ürettiği FUM ve ZON, trikotesenler DON ve T2 tok-sin gibi Fusarium mikotoksinleridir.

Zaten bu farklılıklar ve kritik noktalar mevzut düzenleyici otoriterler-ce bilinmektedir. Örneğin AB’nin, kanatlılarda FUM için izin verilen maksi- mum sınır 20 ppm ve ZON için özel bir sınırlama yoktur. Halbuki domuz yeminde FUM ve ZON sırasıyla 5 ppm ve 0.1ppm olarak belirlenmiştir.

Mikotoksin alımna bağlı olarak hayvan sağlığı ve performansı üzerin- de çeşitli olumsuz etkileri farklılıklar arztmektedir. Tablo 1 de mikotoksin-lerin her birince etkilenen belli başlı organlar göstermektedir. Oluşan  ha-sarlar hücresel düzeyde benzer olmasına rağmen üretime etkisi büyük öl-çüde farklılıklar arzetmektedir.

Damızlık ve yumurtacı  sürüler ZON bulaşık yem yenmesi halinde  daha düşük relatif toksisiteye rağmen, etkisi kritik öneme sahiptir. ZON östrojen hormununa benzer kimyasal yapıya sahip olduğundan yumurta üretimi ve döllülüğü olumsuz etkilemektedir. DON, FUM ve T2 toksini bağı-şıklık fonksiyonu üzerinde etkisi de damızlık aşamasında üretim döngüsü-ne potansiyel zarar vermektedir. Damızlık sürünün etkilenmesi sonucu elde edilen  civcivllerin immun sistemi baskılandığından anormalliklerde artış ve yetersiz büyüme  gibi zincirleme etkiler gözlenir.

DİĞER HABERLER
Uluslararası Gıda ve Beslenme Forumu'nun 10'uncusu canlı olarak yayınlanacak

Untitled-3copy

Büyümeye etkisi

Fusarium mikotoksinlerinin neden olduğu diğer belirtiler embriyonik ölümlerde artış, ishal, ilaveten kuluçka randımanı, yem tökeimi ve canlı ağırlıkta düşüşlerdir.

Kümes hayvanları, genelde Fusarium mikotoksinlere nisbi dirençli olarak kabul edilmektedir. Ancak potansiyel bir tehdit olduğu göz ardı edil-memelidir. Örneğin düşük seviyelerde bile DON ve T2 toksin, ince bağırsak mukozasında hasara yol açarak besin madaeleri  emiliminde soruna neden oldukları bilinmekte-dir. Yem tüketimi, canlı ağırlık  ve FCR negatif yönde etkile-me potansiyeline sa-hiptirler. Bununla ilgili bazı tesbitler bulun-maktadır. Kimi miko-toksinler kanatlılarda  Clostridium perfrin-gens kaynaklı nekro-tik enteritis ve cocci-diosis gibi hastalıklara yatkınlık, gelişme ge-riliği, daha kötü FCR ve yüksek mortaliteye neden olabilmektedir.

Ancak, Aspergillus mikotoksinleri  sorun oluşturmada ilk sırayı aldık- ları göz ardı edilmemelidir. AFB1 kanserojen bir bileşik olup gen düzenlen-mesini etkilediği ve hücresel düzeyde metabolizma belirtileri ise; karaciğer hasarı, karaciğer yağlanması ve bağışıklık sisteminin baskılaması sonucu  gelişme geriliğine yol açtığı  bilinmektedir. OTA böbrek fonksiyon bozuklu-ğu ve böbrek hasarından sorumlu ve kilo alımı, yem tüketimi , bağışıklık fonksiyonunu etkilediği bildirilmektedir. Maruziyet seviyeleri yüksek oldu-ğunda ölümlerde  artış  gözlenmektedir.

Mikotoksinlerle mücadele stratejileri

Untitled-4

Kanatlı sağlığı ve ve-rimliliğini ko-rumak için yemde miko-toksin deak-tivatörleri ve bağlayıcı kul-lanımı son yıllarda belir-gin bir artış göstermek-tedir.Mikotok-sinleri bağla-mada kullanı-lan en yaygın yöntem kil mineralleri veya maya hücre duvarı fragmanıdır. Bağlanma etkinliği her mikotoksinde farklılık ar-zetmektedir. Genellikle AFB1 daha etkili bağlanmakta, Fusarium mikotok- sinlerinin bağlanması daha zayıftır.

Kanatlının gastrointestinal sisteminde pH 3-7 aralığında olduğunda deaktivör ve bağlayıcıların etkinliklerini koruma yetenekleri beklenilen dü-zeydedir. Farklı bağlayıcıların etkinlikleri önemli ölçüde değişiklik göstere- bilmektedir (Şekil 2).

DİĞER HABERLER
Türkiye'nin vergi rekortmenleri belli oldu

Özellikle polar olmayan mikotoksinler için bir başka  strateji;  yüze-yindeki özel fonksiyonel bölgeyi ortadan kaldırmak veya modifiye etmektir. Bu işlem, mikotoksini zararsız hale getirmek veya mineral bağlayıcı ajanla- ra molekülün bağlanma sahasını açığa çıkarabilmektir. Tipik olarak özel e-zim kombinasyonları ve mikroorganizmalar kullanılarak gerçekleştirilir.

Son olarak, parçalanma için birden fazla dönüşümler uygulanması-dır. Herhangi bir mikotoksin fragmanın dönüşümden sonra artta kalan par- tikül mineral bağlayıcıya bağlı olsa bile hiç  bir toksik etkisi bulunmamak-tadır. Kanatlı üreticileri için, dönüşüm ve bozulma stratejisi kritik öneme sahiptir. Kanatlı yemlerinde en yaygın mikotoksinden biri olan DON etki-lerini elemine etme en geçerli stratejidir.

Kanatlılarda hedeflenen çözümler

En etkili yaklaşım, her üç stratejinin bir kombinasyonudur. Strajilerin etkinliklerini maksimize etme gerekliliği artık açıkca ortadadır. Kanatlının özel ihtiyaçlarına uygun olarak maruz kalma ve güvenlik açısından öncelik saptanmalıdır.

. (*): Liz Norton, W0rld Poultry 2016, 32(1) 25-27

        ÇEVİRENCE ÖNERİLEN KAYNAKLAR

  1. Demirözü K.(1978) : Kanatlılarda Mycosis, Mycotoxicosis ve Kontrolü. Pendik Vet.Bak.Ser.Enst. Dergisi, X(2) 39-62. 08.Haziran.1978 Pendik Vet. Kont. ve Araşt. Enst. Verilen Konferanstan özetlenmiştir. Pfizer Tavukçuluk Bülteni, 36.
  2. Demirözü K. (1978): Mycosis ve Mycotoxicosis’in Önlenmesi.-Çeviri- Pfizer Tavukçuluk Bülteni, 36.
  3. Demirözü,K.; İstanbulluoğlu,E.(1983):Mikotik Enfeksiyonlar. Kanatlı Hayvanların İnfeksiyöz Hastalıkları ve Laboratuar Teşhis Yöntem-leri.(Ed. Güven,S.; Sarısayın, T.; Nadas; Ü. G. ve Demirözü K.), Pendik Vet.Kont.ve Araşt. Enst. Yayınları No:7. İstanbul, 152-162.
  4. Demirözü, K.(1989): Mikotoksin Kontrolü; Arkasındaki Gerçekler.-Çeviri- Tavukçunun Sesi Dergisi. Tavukçuluk Bülteni, 45:15-16.
  5. Demirözü, K.(2007):Kanatlılarda Mikotoksin Problemi. Topkim Teknik Bülten, TSH.07.07/14KD.
  6. Demirözü,K.(2010) : Kanatlılarda Mikotoksin Problemi.Çiftlik Dergisi(2010) 315,38-42 ve 02.04.2013 https://www.ciftlikdergisi.com.tr/?p=39339 yayınlandı.

 

 


26 Nisan 2016. 15:38
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x