Nâzım Hikmet anılıyor


 

18nazim-hikmet_3938

 

3 Haziran 1963’teki ölümünden 10 yıl önce ‘Vasiyet’ olarak yazdığı ‘Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni’ dizelerine karşın, mezarı Moskova’da bulunan Nâzım Hikmet, ölümünün 51’inci yıldönümünde ülkesinde çeşitli kültürel ve sosyal etkinliklerle anılıyor

 

 

Çankaya Belediyesi Galeri Uray, büyük ozanın ölümünün 51. yıldönümünde, “Nâzım Hikmet Portreleri” sergisine ev sahipliği yapacak. Karikatürcüler Derneği üyelerinin çizdiği 70 ayrı portreden oluşan sergiye, dernek üyelerinden sanatçı Metin Üstündağ ve Musa Kart da katılacak. Bugün 18.00’de açılacak sergi, 5 Haziran 2014’e kadar gezilebilecek.

 

ŞİİRLERİ 50’DEN FAZLA DİLE ÇEVRİLDİ

 

Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Nâzım Hikmet Ran, 17 Ocak 1902’de Selanik’te doğdu. Usta kalem, 3 Haziran 1963 sabahı ise geçirdiği kalp krizi sebebiyle hayatını kaybetti.

 

Daha çok Nâzım Hikmet olarak anılan Türk şair, oyun yazarı, romancı, anı yazarı olarak Türk edebiyatına önemli eserler kazandırmıştır. Nâzım Hikmet Ran “Romantik komünist” ve “romantik devrimci” olarak da tanımlanır. Nâzım Hikmet Ran siyasi inançları yüzünden defalarca tutuklanmış ve yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmek zorunda kalmıştır. Nazım Hikmet Ran’ın şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ülkede önemli ödüllere layık görülmüştür.

 

Nâzım Hikmet Ran yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullanmıştır. Nâzım Hikmet Ran’ın İt Ürür Kervan Yürür kitabı Orhan Selim imzasıyla çıkmıştır. Nâzım Hikmet Ran Türkiye’de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Nâzım Hikmet Ran Uluslararası bir üne ulaşmış ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmiştir.

 

1951’DE TÜRK VATANDAŞLIĞINDAN ÇIKARILDI, 2009’DA BU İŞLEM İPTAL EDİLDİ

 

Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 11 ayrı davadan yargılanan Nâzım Hikmet Ran, İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yattı. Nâzım Hikmet Ran 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; Nazım Hikmet Ran’ın ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu işlem iptal edildi. Usta kalemin mezarı Moskova’da bulunmaktadır.

 

ESERLERİ

 

Dağların Havası (Osmanlıca, 1925), Güneşi İçenlerin Türküsü (1928), 835 Satır (1929), Jokond ile Si-Ya-U (1929), Varan 3 (1930), 1 + 1 = 1 (1930), Sesini Kaybeden Şehir (1931), Gece Gelen Telgraf (1932), Benerci Kendini Niçin Öldürdü? (1932), Bir Ölü Evi yahut Merhumun Hanesi (1932), Kafatası (1932), Orman Cücelerinin Sergüzeşti (1932), Unutulan Adam (1934), Portreler (1935), Taranta Babu’ya Mektuplar (1935), Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı (1936), İt Ürür Kervan Yürür (1936, Orhan Selim adıyla), Milli Gurur (1936), Sovyet Demokrasisi (1936), Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936), Kurtuluş Savaşı Destanı (1937), Yeşil Elmalar (1938), La Fontaine’den Masallar (1949), Saat 21-22 Şiirleri (1965), Enayi (1965), Ferhad ile Şirin (1965), İnek (1965), İstasyon (1965), Kan Konuşmaz (1965), Şu 1941 Yılında (1965), Yolcu (1965), Yaşamak Hakkı (1966), Dört Hapishaneden (1966), Bu Bir Rüyadır (1966), Ocak Başında (1966), Rubailer (1966), Sabahat (1966), Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1966), Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967), Allah Rahatlık Versin (1967), Evler Yıkılınca (1967), İnsanlık Ölmedi ya (1967), Yusuf ile Menofis (1967), Cezaevinden Memet Fuat’a Mektuplar (1967), Kemal Tahir’e Mapushaneden Mektuplar (1968), Kuvâyi Milliye (1968), Sevdalı Bulut (1968), Yeni Şiirler 1951-1959 (1969), Son Şiirleri 1959-1961 (1969), Bursa Cezaevinden Vâ’Nû’lara Mektuplar (1970), İlk Şiirleri 1913-1927 (1971), Demokles’in Kılıcı (1974), Faşizm Sınıflar ve Emperyalizm (1975), Nazım ile Piraye (1975), Aydınlıkçı Yazar Aydınlıkçı Şair (1976), Yazılar (1976), İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu? (1985), Çeviri Hikâyeler (1987), Her Şeye Rağmen (1990), Kadınların İsyanı (1990), Kör Padişah (1990), Tartüf-59 (1990), Yalancı Tanık (1990), Hikâyeler (1991), Konuşmalar (1991), Masallar (1991), Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil (1991), Yatar Bursa Kalesinde (1991), Yazılar 1924-1934 (1991), Yazılar 1935 (1991), Yazılar 1936 (1991), Yazılar 1937-1962 (1991), Piraye’ye Mektuplar 1 (1998), Piraye’ye Mektuplar 2 (1998), Sanat ve Edebiyat Üstüne (1998), Nâzım Hikmet Şarkıları (2001), Bizim Radyoda Nâzım Hikmet (2002), Bütün Şiirleri (2007), Henüz Vakit Varken Gülüm (seçme şiirler, 2008), Öteki Defterler (2008), Çankırıdan Piraye’ye Mektuplar (2010), Büyük İnsanlık (kendi sesinden şiirler, 2011)

DİĞER HABERLER
Türkiye'de Kırsal Kalkınma 19: Geleneksel Ürünler, Yöresel Ürünler, Coğrafi İşaretli Ürünler

 

SENARYOLARI

 

Mümtaz Osman adıyla:

 

Karım Beni Aldatırsa, Fena Yol, Söz Bir Allah Bir, Cici Berber, Milyon Avcıları, Aysel Bataklı Damın Kızı, Leblebici Horhor Ağa, Kıskanç.

 

Ercüment Er adıyla:

 

Kızılırmak Karakoyun.

 

Nâzım Hikmet’in yönetmenliği:

 

Düğün Gecesi-Kanlı Nigar (kısa film), İstanbul Senfonisi (kısa film), Bursa Senfonisi (kısa film), Cici Berber (Muhsin Ertuğrul ile), Güneşe Doğru (1937).

 

Nâzım Hikmet’in bestelenmiş şiirleri

 

Ruhi Su, Onlar Ki / Zülfü Livaneli, karlı kayın ormanı / Zülfü Livaneli, Bulut Mu Olsam / Cem Karaca, Şeyh Bedrettin Destanı / Onur Akın, Seviyorum Seni / Edip Akbayram, Güzel Günler Göreceğiz / Cem Karaca, Ceviz Ağacı / Cem Karaca, Bence Artık Sen de Herkes Gibisin / İlkay Akkaya, Beyazıt Meydanı / Ezginin Günlüğü, Seni Düşünmek Güzel Şey / Grup Yorum, bu memleket bizim / İlhan İrem, Hoşgeldin Kadınım

 

“Rusların Türkiye’ye olan sevgisinde Nazım’ın büyük bir payı var”

20DSC03519

 

©The Voice of Russia/ Shuvalova Tatiana

 

Moskova’da, Rusya ve Türkiye için özel bir yere sahip olağanüstü Türk şairi Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümünde Novodeviçye Mezarlığı’nda başlayan anma töreni, akşam saatlerinde “Mir” Konser Salonu’nda organize edilen konserle devam etti.

DİĞER HABERLER
Azerbaycan balıkçılıkla ilgili FAO-Türkiye Ortaklık projesini onayladı

 

 

15 yıldır Nazım Hikmet’i anma törenlerinin organizasyonundan sorumlu olan Rus-Türk İşadamları Birliği (RTİB), bu yıl konsere ünlü sanatçı Şevval Sam’ı davet etti. Sanatçı, iki saati aşan konserde, konuklar için Anadolu’nun çeşitli ezgilerini seslendirdi.

 

 

 

Mavi gözlü devin anısına düzenlenen konsere Türkiye Moskova Büyükelçiliği Elçi-Müsteşarı Gökhan Turan, Kültür ve Turizm Müşaviri Alper Özkan, RTİB Başkanı Naki Karaaslan, Nazım’ı Anma Komitesi Başkanı Ali Galip Savaşır, Sümer Ezgü ve şairin Rus ve Türk hayranları katıldı.

Konserden önce RTİB’in Nazım’ı Anma Komitesi Başkanı Ali Galip Savaşır, bir açılış konuşması yaptı: ‘Türkiyeden vatan toprağından Moskova’ya bu güzel yaz günüde gelen değerli konuklar hoşgeldiniz! Nazım Hikmet bizi birleştirdi, bir kez daha nazım’ın mezarında buluştuk bu sabah. 50 yıl değil, 150 yıl geçsin büyük şairimizi hasretle sevgiyle anarız. Onu daha dün kaybetmiş gibi hissediyoruz. Böyle bir şaire vatansevere sahip olduğumuz için seviniriz. ‘Kimi insan otların, kimi insan balıkların çeşidini bilir. Ben ayrılıkların. Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını. Ben hasretlerin!’ Böyle diyordu Nazım. Ama yine de acıyı sörgünü yaşarken vatansevgisini herşeyin üstünde tuttu. Bugün Türkiye’den Rusya’ya dünyanın her köşesinde Nazım Hikmet anıldı anılıyor şiirleri yol gösteröeye devam ediyor. Dünyaya bakışı, siyasete davranışı ne olursa olsun bugün burada herkesi buluşturan ortak payı olarak Nazım Hikmet’i bir kez daha minnetle anıyıruz.En çok ıhtiyaç duyduğumuz şey bu zorunlu günlerde Nazım’ın ortak paydamız olarak Nazım’ın gülümsemesi, umudu, şiirleri. Moskova’daki Türk Toplumu olarak Nazım’ın mırasının sahibi çıkmak için yıllardır elimizden geleni yapıyoruz. RTİB düzenlediğimiz törenler, yayımladığımız kitaplar, etkinlikler Türkiye ile Rusya arasında dostluk kurulan bir köprü’.

DİĞER HABERLER
Üreticiler yağlık ayçiçeğinden memnun

Nazım’ın halen, yıllar sonra, ziyaret edilmek istenen bir akıl hocası, bir dost olmaya devam ettiğini söyleyen Şevval Sam konserini şu sözlerle açtı: “Maalesef Bizim memleketimizde dünyanın diğer ülkelerinde olduğu kadar sanata ve sanatçıya değer verilmiyor. Aslında ben ölümden sonra ruhların yaşadığına inanan birisiyim. Bugün belki buralarda ve ya her sene ve ya onun şiirlerini okuduğumuzda bizim kalbimize dokunarak yaşamaya devam ediyor Nazım. Biz onun yattığı yere bir çınar ağacı çok gördük ama Rusya’da gerçekten bizden daha fazla sahip çıktılar. Dünyanın öbür ucunda da olsa onu ziyaret etmeye gelip bu çınar ağacına dokunurduk. Ruh bedenden ayrıldıktan sonra nerede olduğu önemli değil. Zaten şiirleri ile onun ruhu her yerde ve büyük bir aşkı ve insana dair ne varsa bize aktardı ve gösterdi. Şiirleri hala bize rehber olmaya devam ediyor Bu güzel anlamlı günü bizimle paylaşmak istediğiniz için çok teşekkür ediyoruz. Bu akşam Nazım’ın ruhuna memleket havalı yollayacağız. Umarım bizi izliyordur, duyuyordur, en azından kalbimiz bütün güzellere açık sözleriyle dolacak bu akşam”.

 

Türkolog ve tarihçi, “Boğaz’daki Beyaz Ruslar” adlı kitabın yazarı Svetlana Uturgauri, konuşmasını Türkçe yaparak salondan büyük alkış aldı: ‘Halkını vatanı delice severdi. Bizim Türkiye’ye olan sevgimizde Nazım’ın da büyük bir payı var. Bu bugün yaşasın Türkiye, yaşasın Türk halkı deme hakkı veriyor’.

 

Konserde, “Gamzedeyim deva bulmam”, “Benzemez kimse sana”, “Evvelim Sen Oldun”, “Duydum ki unutmuşsun”, “Dostum dostum”, “Bir zamanlar sevginle”, “Sana nerden gönül verdim” gibi Trakya’dan Karadeniz ve Doğu Anadolu’ya kadar Türkiye’nin dört bir köşesinden ezgiler seslendirildi. Bazı vatandaşların, Şevval Sam’ın daveti üzerine sahne önünde oynaması gecenin en renkli dakikalarını oluşturdu.

 

 


3 Haziran 2014. 18:44
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x