Onur Tavukçuluk’tan yeni tesis

Çorum’da 1991’den bu yana faaliyet gösteren ve sektörünün önemli oyuncularından olan Onur Tavukçuluk, yatırımlarına kararlı adımlarla devam ediyor.

ÇORUM – Çorum’da 1991 yılından bu yana faaliyet gösteren ve sektörünün önemli oyuncularından olan Onur Tavukçuluk, yatırımlarına kararlı adımlarla devam ediyor. 22 yılı geride bırakan firma geçtiğimiz yılı da verimli geçirdi. Onur Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yürüyen, bu kapsamda yatırımlarını; Avrupa Birliği standartlarındaki yeni kümeslerine, modernize edilen laboratuvarına ve teslimat filolarına yaptıklarını vurguladı. Markalarını ve kalitesini korumak isteyen firmaların Ar-Ge çalışmaları yapmadan ayakta kalmalarının mümkün olmayacağına dikkat çeken Yürüyen, “Biz de bu bilinç ile modernizasyon çerçevesinde en iyi üretimi nasıl yapar, bölgemizi ve ülkemizi en iyi nasıl temsil edebiliriz diye sürekli çalışıyoruz” dedi. Son sistem 115 bin kapasiteli yeni civcivhanelerinin tamamlanmak üzere olduğunu anımsatan Yürüyen, daha sonra ise temeli atılan ve bağlantıları kurulan 115 bin kapasiteli ikinci civcivhane tesisini 3 ay içerisinde işletime almayı hedeflediklerini açıkladı.

1 günlükten 112 günlüğe

Firmalarının yumurtlama öncesindeki tavuk olarak nitelendirilen “yarka”, yem ve yumurta üretimi alanlarında hizmet verdiğini vurgulayan Ayhan Yürüyen, civcivlerin son sistem AB standartlarında kurulmuş olan kümeslerine bir günlük olarak geldiğini ve 112 günlük olana kadar profesyonel ekip ve ekipmanlar ile büyütüldüğünü söyledi. Kümeslerinde bulunan hayvanların hekimlerinin gözetiminde ilk günden itibaren kontrol altında büyütüldüğünü anlatan Yürüyen, ayrıca civcivlerden belirli periyodlarla kan alınarak, düzenli yapılan aşılamaların kontrol edildiğini söyledi.
Şu an ki tesis kapasiteleri ile bir dönemde yaklaşık 600 bin adet, yılda ise yaklaşık 1 milyon 800 bin adet yarka büyüttükleri vurgulayan Yürüyen, “Son yapılan yatırım ile bu sayı yılda 2 milyon hayvana kadar ulaşıyor. Türkiye’de yarka denince ilk akla gelen adres olmak bizleri gururlandırıyor. Yurt içerisinde 30 ilden fazla, yurt dışında ise Gürcistan başta olmak üzere birçok ülkeye yarka gönderiyoruz” diye konuştu.

“Bitkisel kökenli ürünler ön plana çıkacak”

Türkiye’nin tavukçuluk sektöründe dünyada önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Yürüyen, bu önemi Ar-Ge çalışmaları, yatırım ve üretici kalitesi ile sağlandığını vurguladı.

Sektörlerinin her zaman yeniliklere ve yeni ürünlere gebe olduğunu söyleyen Yürüyen, “Bu da demek oluyor ki Ar-Ge bütçeleri yeterli deme şansımız bulunmuyor. Gelecek dönem açısından sektörde ön plana çıkacak ürünler kimyasal olanlardan ziyade daha doğal ve bitkisel kökenliler olacaktır” dedi.

“Daha fazla kamu desteği gerekli”

Sektörün üretim planlamasındaki sıkıntılar arasında ihracata bağlı dönemsel tüketim düşüşlerinin yaşanması ve gıda maddelerinin stoklanması sırasında meydana gelen yanlışlıklar olduğunu savunan Yürüyen, yem materyali olarak kullanılan mısır, ayçiçeği küspesi ve soya üretiminin yeterli olmadığını da belirtti. İlaç, vitamin ve premikslerin tamamına yakınının AB kaynaklı olduğunu aktaran Yürüyen, “Hayvancılıkta destekleyici ürünlerin çoğu ithal. Damızlık yumurtacıve broiler anaçları Türkiye’de üretilmiyor. Damızlık anaç üretimi yapan ülke sayısı da oldukça sınırlı” dedi. Sektördeki tüm sorunların çözülebileceğini savunan Yürüyen, öncelikli olarak soya, ayçiçeği küspesi ve mısır üretiminin artırılmasıve sektöre yönelik daha fazla kamu desteğinin sağlanması gerektiğini ifade etti. Ayrıca Türkiye’de Ankara Hayvancılık Araştırma Enstitüsü’nün üzerinde çalışmakta olduğu “Atak” adlı tavuk ırkının üzerinde durulması gereken konular arasında bulunduğuna dikkat çeken Yürüyen, bir an önce yerli üretimi yüksek, performanslı bir tavuk ırkının üreticiye sunulması gerektiğini vurguladı.