Peki..o çayı bir daha içecek miyiz?


Japonya’da yaşanan deprem ve tsunaminin tetiklemesiyle nükleer santrallerde art arda yaşanan patlamalarla ortaya çıkan radyasyon milyonlarca insanı tehdit ediyor. Sınırında çok tehlikeli bir santralin bulunduğu Türkiye ise dünyanın yeniden gözden geçirmeye başladığı nükleer santral işine girmek için acele ediyor.
    
Peki “Çernobil” gibi büyük bir felakete imza atan Rusya’yla nükleer santral görüşmelerinde bir adım daha atan Türkiye, Başbakan Erdoğan’ın aktif deprem kuşağında bulunan Akkuyu’ya açılacak nükleer santral için “Artık haftaları sayıyoruz” sözleriyle nasıl bir geleceğe adım atıyor?

Başbakan Erdoğan gelen eleştiriler karşısında riski olmayan hiçbir yatırım olmadığının altını çizmiş, nükleer santral ve köprüleri karşılaştırarak “Köprüler de yıkılıyor. Şimdi biz köprü de yapmayalım mı?” demişti.

Erdoğan “Bütün tedbirleri alacağız ve bu tedbirlerle de tabii bu tür adımları da atacağız” da demişti, ancak şu anda bir nükleer santrali olmayan Türkiye buna rağmen Atom Enerjisi Kurumu’nun 23 büyük nükleer kazası listesinde bulunuyor.

1999 yılında İstanbul İkitelli’de hurda konteynerdeki maddenin bir aileye bulaşması nükleer kazalar listesinde yer alması nükleer konusunda ülkenin yeterince bilinçli olmadığını açıkça ortaya koyan bir durum olarak hafızalarımızdaki yerini koruyor.

Bu arada dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye uyarılar geliyor.

En son Avrupa’nın değişik ülkelerinde milletvekilliği yapan Türk kökenli siyasetçi ve milletvekilleri, ‘Japonya’da yaşanan nükleer kaza ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti hükümetine çağrı: Nükleer santrallere hayır’ başlığıyla Türkçe ve Almanca olarak yayımladı.

DİĞER HABERLER
İki Başlı Yılan İlgi Odağı Oldu...!

Peki nükleer konusu abartılıyor mu, yoksa nükleer gerçekten tehlikeli mi?

Türkiye’de nükleer neden tehlikeli?

-Türkiye bir deprem ülkesi. Nükleer santrallerin deprem ve tsunami gibi felaketler karşısında halkın sağlığını tehdit ettiğini Japonya’daki son deprem gösterdi.

-Nükleer santraller sigorta şirketleri tarafından yüksek riskleri yüzünden sigortalanmıyor. Bu nedenle buralarda olabilecek kazalar sonucu ortaya çıkacak mali külfet devlete dolayısıyla da halka yansıyor. (Kaynak: Greenpeace)

Dört yanımız “bomba” yüklü

Türkiye’nin etrafı nükleer santraller ile çevrili… Türkiye’ye 16 kilometre uzaklıktaki sınır komşusu Ermenistan’da, Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın standartlarına göre güvenlik açısından son sırada gösterilen Metsamor Nükleer Santrali bulunuyor.

Bir diğer sınır komşumuz Bulgaristan’da ise 2 adet nükleer santral faaliyet gösteriyor. Bulgaristan’da 2 adet, güneydeki komşumuz İran’da da 1 adet nükleer santral yapımı sürüyor.

Nükleer enerjiye neden karşı çıkılıyor?

– Güvenlik açıklarının telafisi yok

– Santralin çalışmasıyla ortaya çıkan atıkları yok etmenin bir yolu yok.

– Maliyeti anlatıldığından çok daha fazla. Söküm, atık ve çevresel maliyetler de hesaba katıldığında 1 koyup 3 almak yerine 3 koyup 1 alındığı anlaşıldı.

– Bir nükleer santralin inşaatı çok uzun zaman alıyor.

– Hemen yanıbaşımızda yaşanan Çernobil faciası Batı Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya’da milyonlarca insanın hayatını mahvetti. Türkiye’de yakınındaki bu kazadan payını aldı. Karadeniz bölgesindeki kanser vakalarından ciddi artışlar yaşandı. O dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral o dönem bölgeye gidip radyasyonlu olduğu öne sürülen çayı içmiş ve “Dinine, imanına inanan radyasyon var, demez” demişti. Karadenizli ünlü şarkıcı Kazım Koyuncu maruz kaldığı radyasyon sonucu yakalandığı kanserden kurtulamayarak genç yaşta hayatını kaybetti. (Kaynak: Greenpeace)

DİĞER HABERLER
Baraj Doluluk Oranları Rekor Seviyede!

Nükleer adama ne yapar?

Yüksek radyoaktiviteye maruz kalma radyasyon hastalığına neden olur. İlk belirtileri, mide bulantısı, yorgunluk, kusma, ishal, saç dökülmesi, kan kaybı, ağız ve boğazda yaralar, iltihaplar ve enerji kaybıdır. Birçok vakada ölüm 2 hafta içinde gelir.

ocuklar ve doğmamış bebekler hızlı hücre bölünmesi yaşadıkları için daha fazla risk altındadır. Kanser ve kanser türleri özellikle lösemi, lenfoma gibi kan kanseri türleri, akciğer kanseri ve birçok büyük tümörler radyoaktivite ile doğrudan ilintilidir. Down sendromu da dahil olmak üzere doğum anomalileri, yarık damak ya da dudak, doğuştan şekil bozuklukları, omurga sorunları, böbrek ve karaciğer sorunları da doğrudan radyasyonla bağlantılı olabilir.

Nükleer endüstri yüksek oranda radyoaktiviteyi çevreye salmadan çalışamaz. Günümüz insanları ve yüzlerce binlerce yıl sonra yaşayacak insanlar bu zehirden etkilenecek. Radyoaktivite bizimle kalmaktadır ve gen havuzumuz onun için iyi bir bekleme yeri. Tüm dünyanın kabul ettiği ortak bir radyoaktiviteden etkilenme alt sınırı yok; yani zararsız bir radyasyon miktarı yok; zararsız tek seviye sıfır noktasıdır. (Kaynak: Greenpeace)

Peki Nükleer santralleri savunanlar ne diyor?

– Çevremiz nükleer santrallerle dolu. Bizde de olmalı.
– Nükleer enerjide yakıt maliyeti düşük.
– Nükleer enerji tercih sonucu değil zorunluluktan gerekli
– Türkiye’de doğalgaz yeterli değil, enerjiye ihtiyaç var. (Kaynak: Nükleer Enerjide Acil Durum Raporu – Ankara Ticaret Odası)

DİĞER HABERLER
Kapalıçarşı'nın restorasyonu başladı

Radyasyondan kaçtılar, ölümden kaçamadılar

Japonya’da Fukujima nükleer santrali yakınındaki bölgede, radyasyon tehlikesi nedeniyle tedavi gördükleri hastanenin dışına nakledilen 14 yaşlı hasta öldü.

Japonya’da Fukujima nükleer santrali yakınındaki bölgede, radyasyon tehlikesi nedeniyle tedavi gördükleri hastanenin dışına nakledilen 14 yaşlı hasta öldü.
Yetkililerden Çuei İnamura, 2 yaşlı hastanın hastaneden nakledilirken, diğer 12’sinin ise geçici olarak nakledildikleri bir lisenin spor salonunda hayatlarını kaybettiklerini söyledi.

İnamura, ”İyi bakım verebilecek imkanlara sahip değildik” diye konuştu.
Japonya’daki deprem ve tsunamiden en çok zarar gören grubu yaşlılar oluşturuyor. Ülkede deprem ve tsunami nedeniyle başgösteren olumsuzluklar yüzünden pek çok yaşlı hayatını kaybederken, hayatta kalanlarsa elektrik veya suyun bulunmadığı, ilaçtan yetişkin bezine kadar hemen herşeyin sıkıntısının yaşandığı hastanelerde hayatlarını sürdürmek zorunda kalıyor.


17 Mart 2011. 13:22
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x