Türkiye’nin Kanatlı Et Tüketimi AB’ye Yaklaştı

Türkiye’de Son Yıllarda Kırmızı Ette Yaşanan Sıkıntılar ve Yükselen Fiyatların, Tüketicinin Kanatlı Ete Yönelmesine ve Tüketimin Artmasına Sebep Olduğu, Kişi Başı Tüketim Oranının İse AB Ülkelerine Yaklaştığı açıklandı.

Türkiye’de son yıllarda kırmızı ette yaşanan sıkıntılar ve Yükselen fiyatların, tüketicinin kanatlı ete yönelmesine ve tüketimin artmasına sebep olduğu, kişi başı tüketim oranının ise AB ülkelerine yaklaştığı bildirildi.

Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Derneği (BESD-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Zuhal Daştan, yaptığı açıklamada, 1990 yılından 2009 yılına kadar geçen süre esas alındığında kanatlı eti üretiminin 6,2 kat arttığını söyledi. Kişi başına kanatlı eti tüketimi 1990 yılında 3,8 kilogram iken bu rakamın geçen yıl 17,40 kilogram seviyesine çıktığını belirten Daştan, 20 yıllık süreçte ülke nüfusu yaklaşık 16 milyon yükselmesine rağmen, kişi başına yıllık kanatlı eti tüketiminde olan 4,6 kat artışın yetersiz olduğunu ifade etti.

Daştan, her yıl giderek azalan kırmızı et üretiminin beslenmede yarattığı hayvansal protein açığının, kanatlı eti üretim artışı sayesinde nispeten dengelenebildiğini belirterek, ‘Son yıllarda kırmızı ette yaşanan sıkıntılar ve Yükselen fiyatlar, tüketicinin kanatlı etine yönelmesine ve tüketimin artmasına sebep oldu’ dedi.

Uluslararası kaynakların 2006 yılı verilerine göre Türkiye’nin tavuk eti üretiminde dünyada 17’nci sırada yer aldığını belirten Daştan, şöyle konuştu: ‘Piliç eti tüketimi dünya sıralamasında, Türkiye 2005 yılı verilerine göre yılda 13,2 kilogramla 75’nci sırada yer almaktadır. Aynı tabloda, İsrail ve Bahamalar yılda 54,5 kilogram, ABD 44,3 kilogram, Birleşik Arap Emirlikleri 42,6 kilogram piliç eti tüketimiyle ilk sıraları almaktadır. AB’nin kanatlı eti tüketimi kişi başına yılda ortalama 24 kilogram iken Türkiye verileri 17,40 kilogram. Türkiye’nin ulaşması gereken hedef de bu. Arada 6 kilograma yakın bir fark var ama bu farkın da kısa sürede kapanacağını sanıyoruz.’ Daştan, beslenme uzmanlarının, tavuk etinin en değerli besin maddelerinden biri olduğunda hemfikir olduğunu söyledi. Kanatlı etinin en sağlıklı ve en ekonomik hayvansal protein kaynağı olduğunu, besleyici ve kolay hazmedildiğini anlatan Daştan, ‘B2, B6, B12 vitaminleri ve niasin (B3 vitamini olarak da bilinen suda çözünen bir vitamin) bakımından zengin bir kaynak. Kolesterolü yüksek olanlar, kalp ve damar hastaları için derisiz tavuk eti ideal bir et türü. Kolayca hazırlanılıp pişen, lezzetli, çeşit açısından zengin bir yelpazeye sahip olan en pratik yemek türü. Vücuttaki hücrelerin sürekli yenilenmesi, yeterli ve dengeli beslenme ve sağlıklı bir yaşamın sürdürülebilmesi için vazgeçilmez bir hayvansal protein kaynağı’ diye konuştu.

 – MODERN TESİSLER VE İHRACAT-

Daştan, piliç ve hindi eti üretiminin yüzde 90’ından fazlasının modern entegre firmalar tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Kanatlı eti üretimi ve kesimhanelerinin en fazla sıklıkla denetlenen kuruluş ve tesisler olduğunu belirten Daştan, teknoloji ve hijyen açısından gelişmiş ülkeler ayarında üretim yapıldığını kaydetti. Daştan, geçen yılki toplam kanatlı eti ihracatının 2008’e oranla yüzde 44 arttığını söyledi. Geçen yıl 115 bin ton kanatlı eti ve sakatatı ihracatı yapılırken yaklaşık 153 milyon Dolar gelir elde edildiğini belirten Daştan, ‘Kanatlı eti üretiminin yurt içinde artan önemine paralel olarak ihracatta da dikkatleri üzerinde toplamaya başladığını söyleyebiliriz’ dedi. Daştan, 2008 ve 2009 yıllarında en fazla ihracat yaptığımız ülkelerin başında Irak’ın geldiğini belirterek şöyle konuştu: ‘Irak’a yapılan ihracat 2008 yılında 9 bin 150 ton, 2009 yılında 50 bin 650 ton olmuştur. İkinci ve üçüncü sırayı Azerbaycan ve Tacikistan alıyor. Bu ülkeleri Bosna-Hersek ve Özbekistan takip ediyor. Bizim bir de yan ürün olarak elde ettiğimiz tavuk ayağı var. 2008 yılında 30 bin 550 ton, 2009 yılında 32 bin 500 ton tavuk ayağı Vietnam, Çin Halk Cumhuriyeti ve Hong-Kong’a ihraç edilmiştir. Bu oranları artırmanın çabasındayız.’