Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu İzmir’de Başladı
Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu İzmir Atatürk Kültür Merkezinde başladı. “Geçmişten Geleceğe Su Ürünleri” temalı sempozyum, 4 Eylül tarihine kadar sürecek.
Su ürünleri alanında pek çok farklı konuda çalışan üniversite öğretim elemanlarının, sektör temsilcilerinin ve kamu kurum temsilcilerinin bir araya geldiği sempozyumda, kamusal, sektörel ve akademik birikim bir araya getirilerek genç bilim insanlarının kendi konularında uzman diğer araştırmacılarla tanışmaları, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaları amaçlanıyor.
Bu yıl Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından organize edilen sempozyumun açılış töreninde Ege Üniversitesi Rektörü Yardımcısı Prof. Dr. Semih Ötleş, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Turgay Türkyılmaz’ın yanı sıra Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İzmir İl Müdür Ahmet Güldal ve Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ertan Taşkavak konuşma yaptı.
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Turgay Türkyılmaz konuşmasında; “Sempozyumun başlama tarihinin avcılık sezonunun başlangıç tarihi ile aynı olması vesilesiyle bütün balıkçılara bol ve bereketli ve kazasız bir yıl diliyorum” dedi.
Türkyılmaz, “İlkçağlardan bu yana insan beslenmesinde yeri olan su ürünlerinin öneminin artarak devam edecektir. Su ürünleri üretim alanları insanların ortak mirası konumundaki yerlerde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla bu alanların korunması ve balıkçılıkla ilgili yeni tekniklerin yaygınlaştırılarak hayata geçirilmesi siz bilim adamlarının katkısıyla olacaktır. Dünyada su ürünleri üretimindeki artış daha çok yetiştiricilik alanında gerçekleşmektedir. Bu yüzden yetiştiricilerin yaşadığı sorunlar ve yetiştirme maliyetleri daha da fazla gündemde kalmaktadır. Yetiştiriciliğin en önemli hammaddesini oluşturan yem imalatında, yine denizlerden elde edilen balıklar kullanılmaktadır. Bu durum, yetiştiriciliğin geleceğinin önünde bir kısıt ve kısır döngü olarak karşımızda durmaktadır. Bilim insanlarının üzerine en çok gideceği konulardan birisi bu olmalıdır. Ayrıca alternatif türlerin yetiştiriciliğe kazandırılması, yumurta ve yavru kalitesinin artırılması, yetiştiriciliği yapılan türlerin ıslahı gibi konular da çalışılması gereken önemli konular arasındadır. “dedi.
Su Ürünleri Kaynakları Sonsuz Değil
Su ürünlerinde doğal kaynakların sürdürülebilirliği konusuna da değinen Türkyılmaz, yetiştiricilik alanlarının gelecek kuşakların emaneti olduğuna vurgu yaparak, kaynakların sonsuz olmadığını hatırlattı. Türkyılmaz, “Kaynaklardan yararlanırken koruma ve kullanma dengesi göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kaynakların sürdürülebilirliği için de yine bilime ve araştırmalara ihtiyaç var. Biyolojik kaynakların devamlılığından ve sürdürülebilir olmasından hepimiz sorumluyuz. İşbirliği ve güç birliği yapmak zorundayız.” Dedi ve Sempozyumu, Su ürünleri ile ilgili sorunların ve çözümlerin belirlenmesi, tartışılması için önemli bir fırsat olarak değerlendirdiğini sözlerine ekledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık İzmir İl Müdürü Ahmet Güldal, Su ürünleri yetiştiriciliğinin her geçen gün önemini ve hacmini artıran bir üretim dalı olduğuna değindi ve İzmir’in su ürünleri yetiştiriciliğindeki yerinin ülke ikincisi olarak önemli olduğunu vurguladı. Bakanlık olarak Su Ürünleri sektörüne ciddi yatırımlar yapılmış ve teşkilatlanma altyapısı olarak da Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kurularak bu sektörün öneminin altı çizilmiş ve çok ciddi bir teşkilatlanma profili ortaya konulmuştur. Ayrıca İzmir de dahil olmak üzere 43 vilayette Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü kurulmuştur. İlimizde bu şubede görev alan arkadaşlarımızın tamamı Su Ürünleri Mühendisidir” dedi.
İzmir’de Su Ürünleri Üretiminin Üretim Değeri Yaklaşık 500 Milyon TL
Su ürünleri sektörünün İzmir’deki üretimini ve ekonomik hacmini rakamlarla açıklayan Güldal, 2014 yılında 3.364 ton avcılık, 41.051 ton yetiştiricilik olmak üzere toplam 44.415 ton su ürünleri üretimi yapıldığını ve bu üretimle 500 Milyon TL’ye yakın üretim değeri elde edildiğini söyledi. Bunun da İzmir ilinin tarımsal üretim değerinin %5.1’ini oluşturduğunu ifade eden Güldal, su ürünlerinin, özellikle yetiştiricilik alanındaki üretimle ilin tarımsal üretim değerinde her geçen yıl daha büyük bir oranla yer aldığını vurguladı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının denizlerdeki balık stoklarını korumak ve avlanma baskısını azaltmak için ciddi bir proje başlattığına değinen Güldal, “Fiilen av yapan gemilerin avcılıktan çıkarılmasına yönelik bir teşvik mekanizması uygulandı. Bu çalışmayla 1011 balıkçı gemisi İzmir’de imha edildi. 28 gemi de üniversitelere ve resmi kuruluşlara hibe edilerek balıkçılıktan çıkarıldı. Balıkçılıktan çıkarılan bu gemiler için 137 Milyon TL’lik bir bedel ödendi” dedi.
2015 yılında İzmir’de yürütülmeye başlayan “Balıkçılıkta Kadın Eli” projesinden bahseden Güldal, “bu anlamlı projede özellikle balık işleme tesislerinde uzmanlık ve maharet gerektiren işeri yapacak işçi kadınlar yetiştiriyoruz. Bunu sektörle birlikte yapıyoruz. Şu anda 60 civarında kursiyerimiz eğitim alıyor. Eğitimin sonunda hemen sigortalı olarak iş başı yapacaklar.” Dedi ve projenin devamını geleceğine işaret ederek “Proje firmaların yönlendirmesi ve desteği ile başladı. Kendilerine de bu vesileyle teşekkür ediyorum. Oluşan talepler doğrultusunda projeyi devam ettirmeyi planlıyoruz” diye konuştu.
36 adet Su Ürünleri İşleme Tesisimiz Var
Güldal, İzmir’de 34 Adet Su Ürünleri İşleme, 1 Adet salyangoz işleme, 1 Adet çift kabuklu yumuşakça işleme tesisi olmak üzere toplam 36 adet Su Ürünleri İşleme tesisi olduğunu açıklayarak “Bunlardan 14 adedi onay numaralı yurtiçi üretim tesisidir. 22 adedi Avrupa Birliği, Avrupa Birliği Dışı ve Çin ihracat Onay numarasına sahip tesistir. 3 tanesi halihazırda Rusya ve Gümrük Birliğine üye ülkelere ihracat yapabilmektedir. Rusya’ya ihracat yapan tesislere her ay Rusya mevzuatı doğrultusunda mikrobiyolojik-kimyasal analizlere tabi tutulmaktadır.
Avrupa Birliği ve Rusya’ya olan iddialı balık ihracatımızdaki sorunların çözülmesine ve sorunların hiç oluşmamasına yönelik Bakanlığımızın talimatları doğrultusunda çok ciddi bir eylem planı gerçekleştiriyoruz. Özellikle 2015 yılında bunu üst düzeye çıkartıyoruz. Hiçbir şekilde bu tesislerde işlenen paketlenen ve yurt dışına gönderilen ürünlerde bir sorun yaşanmasını istemiyoruz. Bunun için de İl Müdürlüğü olarak kararlıyız. Sektörle de gerekli görüşmeleri, toplantıları yaptık. Önümüzdeki 1-2 ay içerisinde işleme tesislerimizin tamamında problemlerin ortadan kalmış olacağını düşünüyorum.
Bakanlık olarak birçok destekleme programı yürütüyoruz. Özellikle belirtmek istiyorum ki Kırsal Kalınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Balıkçılık Sektöründeki yatırımlar için önemli bir imkandır. Bu kapsamda %50 hibe desteği veriyoruz. 3 milyon TL’ye kadar olan yatırımlar için 1 buçuk milyon TL destek sağlıyoruz. Üretim, işleme ve paketleme anlamında tarım ve gıda sektörünü kapsayan bu programda, su ürünleri yatırımlarının da destekten yararlanması mümkündür. Su ürünleri işleme, depolama ve paketleme tesislerinin yapılarak yatırımların artırılması ve hibe desteğinden yararlanmasını tavsiye ediyorum.” Dedi.
2015-2016 avlanma sezonunun ilk günü olması dolayısıyla bütün balıkçılara sezonun hayırlı olmasını dileyen Güldal, İl Müdürlüğü teknik personelinin, sempozyumu son güne kadar takip ederek çıktıları değerlendirileceğini söyleyerek sözlerine son verdi.
Sempozyumda 4 gün boyunca su ürünlerine yönelik farklı disiplinler altında birçok konu tartışılacak. Deniz ve iç su ortamlarında meydana gelen ekolojik sorunlar, biyo-çeşitlilik, içsu ve denizlerimizde balık stoklarının azalması, balıkçılık kaynaklarının korunması ve verimli işletilmesi, su ürünleri üretimi, üretimin arttırılması, ürünlerin uygun metotlarla taşınması, depolanması ve işlenmesi konularında karşılaşılan çeşitli sorunlar, neden-sonuç ilişkileri ve çözümler tartışılacak.
