Unutulmuş bir değer: TİFTİK


H.Yalçın KÖKSAL   Uzman Veteriner Hekim    

Veteriner Hekimler Derneği Genel Sekreteri

Değerli okuyucular,zaman zaman tarihin sayfalarında gezinmek ihtiyacını duyuyorum.Çünkü günümüzü değerlendirirken,geçmişle kıyaslamalar yapmanın  geleceğe ışık tutacağına inananlardanım. 

Hangi konu olursa olsun, günü değerlendirirken,hangi noktadan hangi noktaya gelindiğinin tespiti önemlidir. Acaba günümüzde gelinen noktaya ulaşırken, hatamı yaptık,yoksa olayları doğrumu değerlendirdik  bu soruların cevabına  ancak geçmişle ,günümüzün kıyaslanması ile ulaşabiliriz. Veteriner Hekimler Derneği arşivlerini karıştırırken (Bu arşiv 1933 yılından günümüze kadar geçen süreçte yayınlanan tüm dergi ve bültenleri içerir) 1968 yılı yayınlanan o zamanki adı ile “TÜRK  VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ DERGİSİ”  OCAK SAYISINDA, Yapağı ve Tiftik Uzmanı Dr.Faruk İMERYÜZ ‘ün “TİFTİK İHRACATIMIZ” başlıklı yazısını okurken acaba o tarihten bu güne Tiftik İhracatımız  ve Ankara Keçisi varlığımız ne durumda diye merak ettim.

Belki sizlere de böyle bir durum tespiti ilginç gelebilir diye düşündüm.

Sayın İMERYÜZ’ün  tespitlerine göre,1962 yılında  4.303 ton tiftik ihracatımızdan 70.200.000 TL. ,1963 yılında 7.151 ton tiftik ihracatından  113.000.000 TL. , 1964 yılında 2.952 ton tiftik ihracatından   52.000.000 TL. , 1965 yılında 4.937 ton tiftik ihracatından ise 75.000.000 TL. ihracat gelirine ulaşılmıştır.Bu gelirler ise o dönemdeki genel ihracat değerlerimiz içerisinde  1962’ de  % 3,9,1963’ de % 3,5 oranlarında pay sahibi olmuştur.

Bu noktadan hareketle yakın geçmişe baktığımızda (VERİLER TÜİK KAYNAKLIDIR), TÜRKİYE TİFTİK ÜRETİMİ  2009 yılında 174 ton,2010 yılında ise sadece 126 ton seviyesine gerilemiştir.

Ülkemizde Ankara Keçisi  yetiştiriciliği, Orta Anadolu pilatosunda ve özellikle Ankara İli ve yakın çevresinde yoğunlaşmıştır.Yıllar içerisinde Ankara Keçisi yetiştiriciliği ekonomik özelliğini yitirmiştir.Dünya ihracat tekeli günümüzde Güney Afrika Cumhuriyetinin elindedir.

Bir yandan Ankara Keçisi yetiştiricilerinin içinde bulundukları sorunlar diğer yandan da bu sorunların getirisi  olarak üretimin düşmesi ve üretilen tiftik elyafının kalitesinin düşmesi gibi olumsuzluklar yaşanmaktadır.

Sektörün sorunları ; Mera ve ek yem koşullarının yetersizliğine bağlı olarak Besleme,Barınak şartlarının kötülüğü,Damızlıklarda yaşanan dejenerasyon,Sürü kompozisyonundaki hatalar,Devlet desteklerinin yetersiz oluşu ve zamanında üreticiye ulaşamaması ve yetiştirici maliyetleri olarak özetlenebilir.

1960 lı yıllarda 4.800.000 baş olan Ankara  Keçisi varlığımızın tamamının bu gün 90.000 baş olarak tespit edilmesine şaşmamak gerekir.

1954 yılında bu varlığın değerini anlayan ABD 1956-1963 yılları arasında ihracatta bizi geçmiştir.Kaynağı bizde olan bu varlığın kıymetini tekrar gündeme getirerek,çözümü son derece kolay olan sorunların üstesinden gelerek çok kısa bir sürede  hem yetiştiricilik dalında istihdam yaratmak ve hem de dünya piyasasında yine söz sahibi olmamız çok zor olmayacağı kanı ve umudundayım.

Özellikle,Doğrudan Destekleme fonlarının tekrar yapılandırılması ve bu sayede yetiştiricilerin teşviki  gerekmektedir.Bir yandan ekonomik değerleri yükseltirken , diğer yandan Ülkemize ait bir değere sahip olunabilecektir.


DİĞER HABERLER
Kanatlı Hayvan Üretimi Semineri
26 Nisan 2012. 15:24
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x