Utanç anıtının gölgesinde Abdülhamit


2-60

 

 

Utanç anıtının gölgesinde Abdülhamit

 

Emin ÇÖLAŞAN (Sözcü)

 

Sevgili okuyucularım, dünkü yazımı herhalde okumuşsunuzdur. Okumayanlar SÖZCÜ’nün internet sitesinde bulabilir.

 

İsmail Kahraman isimli Meclis Başkanı bu hafta iki ayrı tören düzenletiyor. Bu yıl Abdülhamit isimli padişahın 174. doğum yılı imiş. Başka işimiz kalmadı, milletçe onun doğumunu kutlayacakmışız!

 

Bu adamın kim olduğunu, Osmanlı’yı nasıl rezil ettiğini, ülkeyi demir yumrukla ve tek başına yönettiğini, padişah olur olmaz Meclis’i kapadığını, kullandığı hafiyelerin para karşılığında verdiği düzmece jurnallerle on binlerce yurtsever insanı sürgün ettiğini, Mithat Paşa’yı zindanda boğdurduğunu dünkü yazımda kısaca anlatmıştım.

Öylesine vehimli ve korkaktı ki, padişahlık ettiği 33 yıl boyunca sarayından cuma namazları hariç hiç çıkmamış, İstanbul’un dışına bir gün olsun adımını atmamıştı.

Osmanlı, bu “Kahraman (!)” padişah döneminde Doğu’dan ve Batı’dan Rus işgaline uğramış, Rumeli’nin bir bölümü elden çıkmış, Kıbrıs Adası savaş olmadan İngiltere’ye “kiralanmıştı (!)”

 

Günümüzün iktidarı şimdi bu adamın ismini hastanelere veriyor, onun için anma törenleri düzenliyor.

 

İsmi yakında bulvarlara, köprü ve statlara verilirse hiç şaşırmayın!

 

* * *

Tarihimizde 93 harbi denilen 1877-1878 savaşı sonrasında Rus Ordusu Doğu’dan ve Batı’dan Osmanlı topraklarına girdi. Doğu’da Erzurum işgal edildi, Batı’da şanlı Plevne savunması sonrasında başkent İstanbul’un kapısına dayandı.

DİĞER HABERLER
5. Ulusal Veteriner Farmakoloji ve Toksikoloji Kongresi

Bunlar olurken zavallı Abdülhamit sarayında oturuyordu.

Düşman ordusu o günlerde Rumca adı Ayastefanos olan bugünkü Yeşilköy’e kadar girdi ve orada yıllarca kaldı. Abdülhamit bu durumda İngiltere’nin kucağına düştü ve yardım istedi. Bir süre sonra İngiliz donanması İstanbul’a geldi, Rus Ordusu’na gözdağı verdi, işgalciler gitti.

 

* * *

Rus Hükümeti şimdi fotoğrafını gördüğünüz bu görkemli anıtın yapımına 1895 yılında Abdülhamit’in izniyle başladı, 1898’de açılışı törenle yapıldı. (Tam yeri bugün Florya’daki Şenlikköy Mahallesi…)

 

Rusya’dan özel mimarlar getirilmiş ve sekiz katlı apartman yüksekliğindeki dev anıtın yapımı o padişahın gözleri önünde bitirilmişti.

Abdülhamit Yıldız Sarayı’nda, Rus abidesi burnunun dibindeki Yeşilköy’de!..

Ve bunun yapımına izin veren, o utanç anıtının gölgesinde yıllarca yaşayan kendisi…

Zavallılık, korkaklık ve onursuzluğun bu kadarı az bulunur.

 

* * *

Aradan yıllar geçti, Abdülhamit 1909 yılında tahttan indirilip Selanik’e sürgün edildi.

Osmanlı günün birinde Birinci Dünya Savaşı’na girip Rus Ordusu’yla yeniden kapıştı ve İttihat Terakki Hükümeti anıtın yıkılmasına karar verdi.

 

Rus anıtının içine ve dışına tonlarca tahrip kalıbı yerleştirildi.

 

Dev anıtın içi boşaltıldı, 1914 yılında patlatıldı ve yok edildi.

 

Bu olay Fuat Bey (Özkınay) isimli bir yedeksubay tarafından baştan sona filme alındı. Osmanlı’nın ilk belgeselidir ama bu film günümüzde ne yazık ki kayıptır. Elde sadece birkaç patlama ve enkaz fotoğrafı vardır.

DİĞER HABERLER
Şap Hastalığının Tamamen Ortadan Kaldırılması

 

* * *

Bu iktidarın şimdi her yere adını verdiği, anma törenleri düzenlediği, medyasında her gün övgüler düzdürüp “Ulu Hakan Abdülhamit Han” diye söz ettirdiği zavallı adam, onursuz padişah işte budur.

 

Tahta çıktıktan hemen sonra Meclis’i kapatmış ve bir daha açtırmamıştı. Düşünün ve çelişkiye bakın ki, bu iktidar Meclis’i kapatan ve Osmanlı’yı 33 yıl boyunca elinde sopayla yöneten böyle bir padişaha sahip çıkıyor!

 

 

Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.

 

 

Yeni keşfettikleri maden olan Abdülhamit, iktidarımıza hayırlı olsun!


21 Eylül 2016. 12:00
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x