Yem Katkı Sektöründe Yerli İmalatınYıldızı: BAKIN TARIM
Veteriner Hekim Ali BAKIN
Yem Katkılar Sektöründe Üniversite-Sanayi İşbirliği ile 6 yıldır sürdürdüğü Ar-Ge çalışmalarının meyvelerini almaya başlayan Bakın Tarım Ürünleri Ltd. Şti. kurucusu Veteriner Hekim Ali Bakın geldikleri noktayı ÇİFTLİK DERGİSİ ile paylaştı.
Bu konuda Çiftlik Dergisi’nin sorularını yanıtlayan Ali Bakın şunları söyledi;
ÇİFTLİK: 2010 yılı Ekim Sayısı’nda yayınlanan röportajımızda Firmanız ile ilgili olarak özetle şunları söylemiştiniz: 2002 yılında kurulan firmamız SMART Kompleks Premiks başta olmak üzere yem katkıları konusunda ürünler sunmaktadır. 2008 yılından itibaren Üniversitelerdeki bilgi birikiminden yararlanarak biyoteknolojik yem katkıları üretimi konusunda Ar-Ge faaliyetlerine başladık. TÜBİTAK desteğini ve disiplinini arkamıza alarak yeni doğala özdeş yem katkıları geliştirmeye çalışıyoruz. Yerli, katma değeri yüksek, doğal veya doğala özdeş tarımsal biyoteknolojik ürün üretimi konusunda söz sahibi olmak istiyoruz. Doğal ürünlerle hayvan sağlığını ve dolayısıyla insan sağlığını koruma çabalarına destek olmak istiyoruz. Şimdi neler yapıyorsunuz?
Ali BAKIN: Öncelikle fiziki mekanlarımızı genişlettik. Ar-Ge tesisimizi 1200 m2’ye ve üretim tesisimizi de 4200 m2’ye çıkararak kapasitemizi artırdık. Firmamız kanatlı beslenmesi konusunda uzmanlık geliştirmektedir. Bunu yaparken yukarıda özetlediğiniz yeni vizyon eksenine tam olarak oturmuş, yetiştiricilikte doğal koruyucu maddelerle hayvan sağlığını ve dolayısı ile daha sağlıklı et ve yumurta tüketecek olan halkın da sağlığını desteklemek misyonumuzu yerine getirmek için çalışmaktayız. Ar-Ge laboratuvarlarımızı ve cihaz kapasitemizi artırdık. Bakın Tarım Özel Biyoteknolojik Ar-Ge merkezi ve özel referans laboratuvar sertifikalarımızı da almaya çalışacağız. Üniversitelerin bilgisinden artık daha fazla yararlanmaktayız. Peş peşe iki TÜBİTAK projesini başarıyla tamamladıktan sonra büyük projeler kapsamına alındık. Şimdi 2 milyon TL bütçeli bir Ar-Ge projesi hazırlamaktayız. Ar-Ge kümesimizde ön araştırmalar yapıldıktan sonra üreticilerin elindeki çok sayıda ticari kümeslerde denemeler yaparak bu gerçek ortam bulgularını daha fazla kullanmaya başladık.
ÇİFTLİK: Önceki TÜBİTAK destekli projelerden hangi ürünleri geliştirdiniz. Bu ürünler ticari hale geldi mi?
Ali BAKIN: Projelerimizin amacı tavuklarda antibiyotik ihtiyacını azaltacak doğal yem katkıları geliştirmek idi. Önce çok idealist davranarak tamamen doğal olan ve içeriğinde de buğday filizi ile yararlı barsak mikroflorası kullanarak elde edilen biyoferment kombinasyonu bulunan Natur-Sin adlı yem katkısını geliştirdik. Bu ürün yeme %1 oranında katıldığında vitamin ve iz elementleri tamamen doğal yoldan karşılıyordu. Ancak sentetik muadilleri ile fiyat rekabetinde geride kaldık. Bu ürün fiyat dezavantajı nedeni ile sadece organik tavuk yetiştiriciliğine hitap etmektedir. İleriki yıllarda bu ürünün tüketimi organik üretimin artışına paralel olarak artacaktır. Çalışmalarda ara bir ürün olarak Smart Feed-Bond adlı doğal pelet bağlayıcıyı geliştirdik. Bu ürün de benzer nedenlerle yaygınlaşmada zorlanıyor. Çalışmalarımızın sonuçlarını alarak Smart ProLive adı altında ticari preparat haline getirdik ve üreticilere arz ettik.
ÇİFTLİK: SMART ProLive hakkında özet bilgi verebilir misiniz?
Ali BAKIN: Smart ProLive probiyotik bir ürün. Probiyotiklerin önemi 2006 yılında koruyucu antimikrobiyal maddelerin kullanımın yasaklanmasından sonra yapılan araştırmalarla anlaşılmış ve bugün en iyi doğal koruyucu maddeler olarak kabul görmüştür. Altı yıl önce probiyotikler konusunda farkındalık düşük düzeyde iken bugün oldukça iyi seviyeye çıkmıştır. Bunda insan probiyotikleri hakkında ulusal TV kanallarında yapılan tanıtımlar etkili olmuştur. Probiyotik ürün içerisinde barsağın doğal konakçıları arasından seçilmiş en etkili faydalı mikroplar yer almaktadır. Bu mikroplar yem ve su ile alınduğunda kalın barsağ ulaşabilmekte ve orada yerleşerek zararlı mikroorganizmaları rekabetçi dışlama yöntemi ile barsaktan kovmaktadır. Barsak sağlığı iyi olunca tüm vücut sağlığı iyileşmekte ve bu iyileşme hastalıklara direnci artırmakta, hayvan gerçek kapasitesini göstererek verimini artırmakta ve antibiyotik tedavisine ihtiyaç duymamaktadır. Hayvanın barsağını bozan, ishale ve giderek kana karışarak ölüme neden olan zararlı mikroplar (E. coli, salmonella ve toksin üreten clostridiumlar) zaten barsakta var. Bunlar hastalık yapacak kadar çoğalabilmek için hayvanın direncinin düşmesini beklerler. Stresten bahsetmedim, çünkü bu hayvanlar yüksek verim ırkları olduğu için stres her zaman var. İşte probiyotikler bu zararlı mikropların tutunup çoğalabilecekleri ortamı bloke eder ve üremelerine izin vermezler. Ancak olağanüstü ve uzun süreli bir (viral hastalıklar, açlık vs.) olumsuzluk karşısında probiyotikler de fayda etmez.
ÇİFTLİK: SMART Prolive hangi hayvanlarda ve nasıl kullanılıyor?
Ali BAKIN: Smart ProLive sıvı formlu bir tavuk probiyotiğidir. İki farklı formda üretilmektedir. Biri broiler, diğeri yumurtacı probiyotiği. Broiler ürünü içme suyuna kullanılırken, yumurtacı ürünü suya veya yeme katılabiliyor. Suda veya yemde 0,5 l/Ton oranında kullanılmaktadır.
ÇİFTLİK: Bu ürün halk sağlığı konusunda nasıl katkı sağlayacak?
Gıda hijyeni denince akla salmonella, campylobacter ve E. coli gelmektedir. Zaten insan gıda zehirlenmelerinin %90’ı bu etkenlerden kaynaklanır. Tüm dünya bu etkenlerle mücadele etmektedir. Bu etkenler hayvan barsağının doğal üyeleridir. Ancak sağlıklı hayvanda sayıları çok düşük ve bu sayıda kaldığı müddetçe hastalık yapmazlar. Biz de bu sayıyı tüm yetiştiricilik periyodunca düşük tutmaya yarayan probiyotik kültürleri (SMART ProLive) barsağa günlük olarak takviye ederek destek veriyoruz. Sağlıklı hayvan sonuçta sağlıklı ürün veriyor ve bunu tüketen halk da hastalıklardan korunmuş oluyor. Tüm dünya anladı ki gıda güvenliği kaynağında, yani çiftlikte başlar. Sağlıklı hayvan antibiyotiğe ihtiyaç duymaz, yemi daha az tüketerek daha iyi verim verir. Uzun yıllar uğraş verdikten sonra bugün bu başarıyı SMART ProLive ile elde edebilmekteyiz.
ÇİFTLİK: Bakın Tarım olarak hayvancılık sektöründe gelecek hedefleriniz nelerdir?
Ali BAKIN: Öncelikle ulusal düzeyde çiftlikten sofraya halk sağlığı için verilen mücadeleye katılmak istiyoruz. Bu amaçla doğal ve doğala özdeş ürünleri hayvanlara yedirerek hayvan sağlığının korunmasına katkı sağlamaya çalışıyoruz. Gelecekte de doğal yem katkıları üretmeyi sürdüreceğiz. Bu sayede tarımsal biyoteknoloji deyince Bakın Tarım’ın örnek olarak gösterilmesini istiyoruz. Sentetik ürünler yerine organik yem katkılarının kullanılması, hayvansal ürünlerde ilaç kalıntısı sorununun azaltılması, güvenli gıda üretimi konusunda kalıcı katkı sağlamak ve tavukçuluk firmaları ile birlikte hareket eden kamu kurumlarına destek olmak istiyoruz.
ÇİFTLİK: Sektörün geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?
Ali BAKIN: Beyaz et ve yumurta giderek kalabalıklaşan ve yoksullaşan dünya için daha fazla umut olacaktır. Önemli olan bu yoksul kitlelere yeterli hayvansal proteini ucuz yoldan sunarak fizyolojik açlık sorunu ile mücadele ederken bunu en sağlıklı ürünlerle yapabilmektir. Hayvanların hem sağlıklı hem de ucuz olması için mücadele veriliyor. Biz de kendimizi bu mücadelenin içerisinde görüyoruz. Nüfus arttıkça talep de artacak ve bizim de omuzlarımıza düşen yük artacaktır. Sektör ne kadar dışa bağımlı olmaktan kurtulursa ülke ekonomisine o kadar yararlı olur. Biz yerli yem katkılarını üretmeye çalışırken, çiftçimize de yerli yem hammaddelerinin üretme olanağı sunulmalıdır. Aksi taktirde dışa bağımlılık devam edip gider ve sektör de dış oyuncular karşısında inisiyatif kullanmada zorlanır.
ÇİFTLİK: Çok teşekkür ediyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. Çiftlik Dergisi okuyucuları için son sözü size bırakıyorum…
Ali BAKIN: Ben de teşekkür ederim. Probiyotik ürünler, tavuklarda antibiyotik kullanımını azaltmada şimdilik yegane alternatif olarak görülüyor. İyi hijyen tedbirleri ve iyi bir probiyotikle yapılan koruyucu hekimlikle daha sağlıklı, daha lezzetli tavuk eti ve yumurta elde edilecektir.
