Yemlik ve yemeklik yağ üreticileri mercek altında


Yem Fabrikalarını  Uyarıyoruz..! Sahte Yemlik Yağlara Dikkat…!

Halkın sağlığını hiçe sayarak ne olursa olsun sadece kazançlarını düşünen bazı gözü dönmüş kişilerin lokanta ve otellerden topladıkları kullanılmış yanık yağları filtre ettirerek tekrar kullanılmak üzere piyasaya sürdükleri anlaşıldı.   Büyük turistik otellerin bir veya iki kez kullanıp attıkları kızartma yağlarının filtre edilerek ucuz fiyattan bakkal ve marketlere sattıkları  resmi makamlara ihbar ediliyor.   Diğer bir konu da, birkaç kez kullanılan kızartmalık yağların yine işlemden geçirilerek yemlik imalinde kullanılması… Lokanta ve turistik tesislerden toplanan ucuz(!) yağların, yemlik bitkisel yağlar ile karıştırılarak, laboratuvarı yeterli (Gaschromatography cihazı) bulunmayan entegre tesislere ve yem üreticilerine satılması söz konusu..

YEMLİK KARIŞIK YAĞLARDA BÜYÜK VURGUN  

Bu sahtekarlığa bir örnek vermek gerekirse, yemlik asit yağının cari fiyatı 1.200,00 TL/ton civarında. Oysa, restoranlardan toplanan atık yağların maliyeti 500,00 TL/ton civarında. Bu işi yapan yarı-yarıya karıştırsa, maliyeti 850,00 TL oluyor.   20 tonluk bir tanker yağda kazancı 7.000,00 TL. Ortalama bir entegrenin ayda 100 – 200 ton arası yağ tükettiğini düşünürseniz, 35 – 70.000,00 TL..!

Bu parada gözü olan, insan sağlığını düşünmeyecek kadar hainleşenler, TC Tarım ve Köyisleri Bakanlığı’nın 2004/35 ve 2005/24 numarali tebliğlerinde yer alan hammadde kriterlerine uygun çalışan ciddi, yemlik yağ üreticisi  durumundaki şirketlere zararlar veriyorlar.

Bir çok yem üreticisinin yağları inceleme imkanı yok ama “ucuz” diye, 1.200 TL/ton fiyatın altında satıldığı için alıyor bu tür yağları.   Tarım Bakanlığı yetkilileri yağ sahtekarlığı yapanları yakın takibe aldıklarını ve büyük entegreler dahil bütün   gıda kuruluşlarından sık sık örnekler alarak  işin takipçisi olacaklarını belirtiyorlar.

117 Firmaya Kıskaç: Sabun olacak zeytinyağı sızma diye şişelendi

Sabunluk zeytinyağlarını bile “sızma” diye şişelenip vitrine çıkarılınca Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi harekete geçti. Konsey, 117 şirketin ürünlerini “hileli” şüphesiyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bildirdi. Konsey, “Markasız ürün almayın” uyarısı yaptı.   Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, sabun üretiminde kullanılması gereken asidi yüksek, kötü koku ve görüntüye sahip yağları “ısıl işlem”den geçiren ya da kanola, mısır gibi ucuz yağlarla karıştırarak elde ettikleri ürünleri “natürel sızma zeytinyağı” diye şişeleyip, pazarlayan firmalara karşı mücadele başlattı. 117 şirketi hileli üretim yaptıkları gerekçesiyle bakanlığa şikayet eden Konsey, tüketicileri de markasız ürün almamaları konusunda uyardı. Ege Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi Başkanı Metin Ölken, uygulamanın yeni başladığını, pratikte nasıl karşılık bulacağını yaşayarak göreceklerini dile getirdi. Ölken, “Hileli üretim yapan firmaların isimlerini yayınlamak kesin çözüm değil. Çünkü bunu yapan kişi ve kuruluşlar, zaten vurgunu yapıp, başka isimlerle yeniden ortaya çıkıyor” dedi.

SABUNLUK KÜSPE YAĞ OLUYOR

Uygulanan para cezalarının da caydırıcı düzeye ulaştırılması gerektiğini söyleyen Ölken, “Bizim durumumuz baldan daha kötü. Beyaz tenekeden tutun, ambalajlı ürüne kadar pek çok taklit ve tağşiş sorunu sektörde hâlâ dizboyu. Balda 1 ise zeytinyağında 5 sorun var. Örneğin Ege’den giden prina (sabun yapımında kullanılan) Antep’te zeytinyağı diye satılıyor. Bunları önlemek gerekiyor” diye konuştu. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Ümmühan Tibet de, zeytinyağındaki sahteciliğin, baldaki gibi gıda güvenliğini tehdid eden boyutta risk oluşturmadığını, ancak kalite açısından sorun yarattığını vurguladı.

DİĞER HABERLER
3 dakikada 5 kilo domates yedi

 SAHTE BALDAN FARKI NE?

Balda, mısır şurubu gibi arının üretemediği bir madde kullanılarak, insan sağlığı açısından sakıncalı bir durum oluşuyor. Zeytinyağında ise zeytinyağının küspesinden elde edilen prina yağı kolon sızması diye adlandırılan yöntemle, zeytinyağının içine karıştırılabiliyor. Bu da yağın kalitesini bozup, faydasını azaltıyor. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi olarak “kalite kontrol programı” oluşturduklarını ve iç piyasadaki markalı üretimin yaklaşık yüzde 80’ini karşılayan 10 firmayla anlaşma imzaladıklarını anlatan Tibet, marketlerden ürün alıp bağımsız gelişmiş laboratuvarlarda analiz ettirdiklerini vurguladı. Hileyle mücadelede tüketicilerden ya da firmalardan ihbarları da değerlendirdiklerine dikkat çeken Tibet, analiz sonucu herhangi bir olumsuzluk tespit ettiklerinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bunu bildirdiklerini kaydetti.

HİLEYE 117 FİRMA KARIŞTI

UZZK Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan ise, bugüne kadar kendilerine ulaşan 117 şikayeti Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü’ne ilettiklerini, iletmeye de devam edeceklerini söyledi. Tan, ”Konsey olarak bu konuda takiplerimizi sürdürüyoruz. Zeytinyağı biraz daha kontrollü şekilde gidiyor. Üreticilerin yüzde 80-90’ı beyaz listede olduğu için yapanların oranı daha düşük seviyede kalıyor” dedi.

DONMA KALİTE GÖSTERGESİ DEĞİL

Tüketiciler arasında yaygın bir inanış olan soğukta zeytinyağının donması, aslında bir kalite göstergesi olarak sayılmıyor. Kalitesiz, hileli zeytinyağlar da soğukta katılaşabiliyor. Zeytinyağının kaliteli olup olmadığı, ancak kokusu ya da tadıyla anlaşılabiliyor. Sadece donup donmadığı değil, renk unsuru da kalite kriteri olamıyor. Zeytinyağının renginin koyu yeşil ya da açık sarı olması, o ürünün daha kaliteli ya da kalitesiz olduğunu göstermiyor.

HİLELİ ZEYTİNYAĞI NASIL ANLAŞILIYOR?

Genelde sızma zeytinyağlarına belli ölçüde kanola, mısır, prina ve ayçiçek yağı gibi daha ucuz yağlar karıştırılarak, hileli yağlar elde ediliyor. Yapılan bu tağşiş (karıştırma), yüksek teknolojik analizlerle tespit edilse de, tüketiciler de donma derecelerindeki farklılıklara bakarak yağın tağşiş olduğunu anlayabiliyor. Derin dondurucuya 15 dakika bırakılan zeytinyağının bir kısmı donup, bir kısmı donmadığı taktirde bu yağda tağşiş olduğu kolayca anlaşılabiliyor. Ayrıca, farklı niteliklere sahip zeytinyağlarının karıştırılıp, nitelikli zeytinyağı gibi satılması da bir diğer hile yöntemi oluyor. Kolon sızması diye adlandırılan yöntemde ise asidi yüksek, kötü koku ve görüntüye sahip sabunluk yağlar, ısıl işlemden geçirilerek natürel sızma yağ standartlarına getiriliyor ve sızma zeytinyağı olarak satılıyor. (Hürriyet)

7,5 TL’nin altında zeytinyağı alanlar dikkat

Marmarabirlik YKB Asa, 1 litre sızma zeytinyağının üretim maliyetinin 7 lirayı geçtiğini belirterek “7,5 liranın altında zeytinyağı satılıyorsa o üründen şüphelenilmesi gerekir” uyarısında bulundu

Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, ”Bir litre sızma zeytinyağının üretim maliyeti 7 lirayı geçti. 7,5 liranın altında zeytinyağı satılıyorsa o üründen şüphelenilmesi gerekir” dedi.   Asa, gazetecilere yaptığı açıklamada, baldan sonra zeytinyağında da taklit ve tağşiş yapıldığı iddialarının ortaya atıldığını anımsattı.   Gıda maddelerinde hileye başvurulmasının insanlık suçu olduğunu ifade eden Asa, ”Zeytinyağında taklit ve tağşiş iddiaları, sektörün kurallara uygun üretim yapan, asla taklit ve tağşişe başvurmayacak firmalarını da olumsuz etkiledi. Bu yıl Bursa bölgesinde hava koşullarından ötürü dalında buruşan zeytinin yarısı sofralık vasfını kaybederek yağlığa ayrıldı. Ürünün dalında su kaybına uğraması sebebiyle üreticimiz mağdur oldu, ama elde edilen yağın asit ve peroksit dereceleri düşük olduğundan mükemmel sonuç alındı” diye konuştu.   Asa, 30 bine yakın ortak üreticiden aldıkları bir kilogram zeytinin bile kaydının tutulduğunu belirterek, şöyle devam etti:   ”Bu nedenle maliyet ve işletme giderlerinden ötürü, piyasadaki taklit ve tağşiş nedeniyle oluşan haksız rekabetle mücadele etmekteyiz. Burada görev tüketiciye düşmektedir. Hem sofralık zeytin hem de zeytinyağı alırken, bilinen markaları tercih etmeliler. Ayrıca şunu da hiçbir zaman unutmamalılar. Sızma zeytinyağı, buzdolabına konulduğunda donar. Hiç donmuyorsa zeytinyağı değildir. Bir bölümü donuyorsa tağşiş var, muhtemelen başka bitkisel yağlarla karıştırılmış demektir.”   -”7,5 liradan aşağı mümkün değil”   Piyasadaki zeytinyağı fiyatlarına dikkati çeken Asa, şunları kaydetti:   ”Bir litre sızma zeytinyağının üretim maliyeti 7 lirayı geçti. 7,5 liranın altında zeytinyağı satılıyorsa o üründen şüphelenilmesi gerekir. Tüketicinin mağduriyetinin giderilmesi için de gıda denetimlerinin sıklaştırılması gerekiyor. Dünya markası Marmarabirlik, kaliteli ürünleriyle tüketici dostudur. Vatandaşlarımız ürünlerimizi herhangi bir şüpheye düşmeden güvenle tüketebilirler.”Bloomberg HT

DİĞER HABERLER
Kırmızı ette zam tartışması

Atık bitkisel yağlarımızı Avrupa alıyor    

Türkiye’de toplanan atık bitkisel yağların Avrupa’ya satıldığı ve burada biyogaz ve doğalgaza çevirip kullanıldığı belirtildi.   Doğalgaza yapılan yüzde 18,72’lik zam yenilenebilir enerji kaynaklarını yeniden gündeme getirirken, yeterli teşvik verilmemesi ve yüksek vergi yüzünden Türkiye’de biyogaz, biyodizel ve biyoetenol üretiminin çok az olduğu kaydedildi. Bu yüzden Türkiye’de toplanan atık bitkisel yağların Avrupa’ya satıldığı ve burada biyogaz ve doğalgaza çevirip kullanıldığı belirtildi.

Alternatif Enerji ve Biyodizel, Üreticileri Birliği Derneği (ALBİYOBİR) Mali ve İdari İşler sorumlusu Ergun Özer, birliğe bağlı lisanslı şirketlerin topladıkları 100 ton atık yağı mart ayında Almanya ve Avusturya’ya sattıklarını belirtti. Özer, Avrupa’dan son zamanlarda çok büyük atık yağ talebi geldiğini vurguladı. Bu taleplerin büyük çoğunluğuna cevap veremediklerini dile getiren Özer, “Lisanslı şirketlerin topladığı atık bitkisel yağ miktarı çok az. 2011’de 7 bin 500 ton atık bitkisel yağ toplandı. Ülkemizde biyodizel ve biyogazın önü kapalı olduğu için elimizde birikenleri Avrupa ülkelerine gönderiyoruz. Geçen ay 100 ton atık bitkisel yağın yarısını Almanya’ya yarısını da Avusturya gönderdik. Onlar kendi ülkelerinde bunu biyodizele çevirip kullanıyorlar.” diye konuştu.

Türkiye’de biyodizelin kullanılmasının hala sorunlu olduğuna işaret eden Özer, “Çevre dostu biyodizel üretmek Türkiye’de cazip değil. Biyodizelin petrol kanunu içinde değil, tarım kanunu içinde değerlendirilmesi gerekiyor. ‘Ben biyodizel üreteceğim ve bunu araçlarımda kullanacağım’ dediğim zaman akaryakıt kaçakçısı durumuna düşüyorum. Bazı tarım birlikleri kendi üreticileri için biyodizel tesisi kurmak istediler, hiçbiri yapamadı.” dedi.

Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren büyük petrol firmalarının Avrupa’da biyodizel tesisleri bulunduğunu anlatan Ergun Özer, “Avrupa’da akar yakıta belli oranlarda biyoyakıt katılabiliyor. Oranı sürekli artırıyorlar.” ifadesini kullandı. Almanya’da tüm çöp ve bitkisel yağların toplanıp biyogaz ve biyodizele dönüştürüldüğünü hatırlatan Özer, “Biyogazı işlemden geçirip doğalgaza dönüştürüyorlar. Sonra da kullanıyorlar. Böylece doğalgazda dışa bağımlılıklarını azaltıyorlar. Bizim de atık yağların geri dönüşümüne önem vermemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.

DİĞER HABERLER
Helâl gıda sertifikalı mal satacaklar

İngiliz’in yapamadığını Çorumlu yaptı

Çorumlu kimya öğretmeni Erol Tonga’nın geliştirdiği atık yağ toplama makinası kurtaracak 

Avrupa’da kanalizasyona dökülen atık yağlarla normalden 3 kat fazla büyüyen fareler, telekom operatörlerinin korkulu rüyası oldu. Kesintilerle uğraşan belediye ve telekom operatörlerini, Çorumlu kimya öğretmeni Erol Tonga’nın geliştirdiği atık yağ toplama makinası kurtaracak. Tonga bu yıl Londra, Paris ve Berlin belediyelerine 40 bin adet makina gönderecek

Avrupa’da sık sık telekom hatlarının çökmesine neden olan dev fareleri, Çorumlu Kimya öğretmeninin icadı durduracak. Türkiye’de geliştirdiği Bitkisel Atık Yağ Toplama Makinası (BAYTOM) ile Avrupalı belediyelerin dikkatini çeken Erol Tonga, bu yıl 40 bin makinayı Londra, Paris ve Berlin’e ihraç edecek.

Patenti derneğe verdi

Çorum Anadolu Öğretmen Lisesi Kimya Öğretmeni Erol Tonga’nın atık yağların çevreye verdiği zararı engellemek için geliştirdiği makina Türkiye’de de büyük ilgi görmüştü. 11 şehirde büyükşehir belediyelerinin kullanmaya başladığı makinadan iç pazar için de 10 bin adet üretilmesi planlanıyor. Tonga’ya ihracat teklifi de yurtdışından geldi. Bitkisel yağları toplayan makinanın patentlerini alan mucit, İngiltere, Almanya ve Fransa’dan gelen talebe yetişebilmek için Lipesaa isimli Türk Ar-Ge şirketiyle anlaştı
Daha önce TÜBİTAK’ın açtığı okullararası yarışmalarda geliştirdiği çeşitli atık toplama makinalarıyla 3 ödül alan Erol Tonga ihracat hedefini şöyle anlattı:
“Türkiye’de her yıl 350 bin ton bitkisel yağ çöpe gidiyor. Ancak bunun sadece 7 bin tonu toplanabiliyor. Her 1 litre atık yağ neredeyse küçük bir barajın yüzeyini kaplamaya yetiyor. Çevreye verdiği zararı azaltmak için böyle bir makina yaptım. Fikri bana ait olan makinanın patentlerini de Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği’ne verdim. Dernek başkanı Edip Uğur çok yardımcı oldu. Üretimi de Lipesaa isimli şirketle yapıyoruz. Türkiye’den demonte gönderdiğimiz makinalar yurtdışında birleştirilerek belediyeler tarafından uygun görülen noktalara konulacak. Dernek üzerinden yapılacak ihracatla makinaların tanesi 3 bin liradan satılacak.”
Avrupalı telekom farelerini durduracak
Erol Tonga, Avrupalı belediyelerin makinayı hem çevre hem de başı farelerle dertte olan telekom operatörleri için istediğini söyledi. Kanalizasyonlara karışan atık yağlarla normalden 3 kat fazla büyüyen dev farelerin hatları kestiğini ve sık sık kesintiler yaşandığını anlatan Tonga şöyle konuştu: “Operatörlerin baskısına dayanamayan belediyeler bizi buldu. İngiltere’de Londra, Almanya’da Berlin, Fransa’da ise Paris belediyeleri kullanacak. Ayrıca Bulgaristan ve Avusturya’dan da incelemek için istediler. BAYTOM’lar Türkiye’deki gibi atık yağı diğer maddelerden ayıracak ve depolayacak. Atık yağını götürenler karşılığında ister yağ isterse farklı alışverişlerde kullanabileceği bir hediye çeki alacak. Türkiye’de her 1 litre için 30 kuruşluk çek veriliyor. Avrupa’da kendileri karar verecek. Türkiye’de kişi başına bitkisel yağ tüketimi 20 kilogram iken Avrupa ve ABD’de 30-35 kilogram arasında. Bu nedenle Avrupa, Türkiye’den daha çok ihtiyaç duyuyor.”(Vatan)

6 Nisan 2012. 17:27
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x