Yeniden Merhaba…H.Yalçın KÖKSAL Uzman Veteriner Hekim


 197898_211235532224856_181099461905130_905724_7798557_n

H.Yalçın KÖKSAL

 Uzman Veteriner Hekim

Veteriner Hekimler Derneği Genel Sekreteri 

Değerli okuyucular, meslektaşım ve sınıf arkadaşım eşimin sağlık sorunları nedeni ile gündemden uzaklaşmış ve bu nedenle bir süredir sizlerden ayrı kalmıştım.

Uzun ve zor bir süreç geçirdik. Şu anda nekahat dönemindeyiz. Bu vesile ile yakın ilgisini esirgemeyen tüm dostlarıma teşekkürü bir borç bilirim.

Gündeme kulak  verince , iki konu öne çıkıyor

1-      Sıfır faizli kredi alarak ,  bu güne kadar hayvancılık ve ilgili sektörle hiç alakası  ve bilgisi olmayan kişilerin kredi planlamasının yanlış yapılması nedeni ile,  daha ilk geri ödeme sürecinde  düştükleri durum gerçekten acı bir tablo olarak ortaya çıkmıştır.

2010 yılında  başlayan , düşük faizli veya sıfır faizli kredilerden günümüze değin  iki yüz binin üstünde kişi yararlanmış,tekstilcisinden tutunda turizmcisine kadar pek çok ilgisiz kişi kredi cazibesine kapılarak kulvar değiştirmişlerdir.

Hayvan yetiştiriciliğinin temelinde canlı materyal olduğunu,bu canlı materyalin yetiştiriciliği sırasında ne gibi bilimsel alt yapı gerektiğini, sektöre ait yetiştirme girdilerinin hangi boyutta olduğu , koruyucu sağlık önlemlerinin  ne olması gerektiği,beslenme tekniklerinin ne olduğu gibi temel bilgi ve birikimden uzak olan kişiler şu anda tek tek işletmeleri kapatma noktasına gelmişler ve kredilerini ödeyebilmek için ellerindeki hayvanları ucuz pahalı demeden kesime göndererek zaman kazanma çabası içine düşmüşlerdir.

DİĞER HABERLER
Türkiye’de Mera Sorunu ve Ardındaki Gerçekler

Burada önemli olan nokta, hayvancılığı geliştirmek için yola çıkıldığında bu sektör için verilen kredilerin hedefine ulaşabilmesi için kredilerin,  yıllarını hayvancılık sektörü içerinde tüketmiş yani gerçek yetiştiricilere dönük olması gerekliliği idi.

Yakın zamanda göreceğiz ki verilen bu kredilerin çoğu geri dönmeyecek ve hayvancılığımıza katkısı olmayacaktır.

Oysa bu krediler iyi bir planlama ile gerçek yetiştiricilere ,  sektörün asıl sahiplerine kanalize edilebilseydi,hem sektör canlılık kazanacak ve hem de    insanlarımız yerinden yurdundan olmadan üretime katkıda bulunacak ve kazanç sahibi olacaklardı.

Bir  yandan hayvancılık gelişsin diye cazip kredilendirme yoluna giderken , diğer yandan yetiştirme girdilerini özellikle yem fiyatlarını kontrol altında tutmayarak,yem ham maddesi olan tarım ürünlerinin dışa bağımlılığını önleyecek tedbirler almayıp  kolaycılığa kaçarak  ithalat yolu ile,yem ham maddesi, canlı hayvan ve et ithalatını destekleyerek  rakamsal olarak önemli bir kaynak olan kredilerin amacına ulaşmaması ve bu kaynağın önemli ölçüde heba olması noktasına gelinmiştir.

2-      Susam konusuna gelince ;  tarımsal üretime elverişli alanların gerektiği gibi ve yeterince değerlendirilememesinin  sonucu ,tıpkı mısır,buğday,pirinç v.s. de olduğu gibi  susam da da karşımıza çıkmıştır. Özellikle geçenlerde izlediğim  bir tv  programında  susam yetiştiricisi  bir vatandaşımızın feryadına kulak vermek gerekir vatandaşımız diyor ki “ Tam hasat zamanı yurt dışından gemilerle susam getiriliyor ve bizim ürünümüz ya elimizde kalıyor veya  maliyetine yakın bir fiyatla elden çıkartılıyor, bu durumda ben niye susam üretmeye çalışayım.Çiftçi arkadaşlarımızın çoğu köyümüzü bırakıp gidiyor,ya da zar zorda olsa köyde kalıp bütün gün kahvede oturuyor”

Bence,   tarım ve hayvancılıkta yaşanan sorunların çözümü bu çiftçi kardeşimizin feryadında saklıdır.

DİĞER HABERLER
Nakliyeciler İran'ı by-pass edecek

Daha fazla bir şeyler söylemeye gerek yok en iyisi sussam !

Hoşça kalın


29 Kasım 2013. 14:55
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x