İklim Krizi AB’nin Başını Ağrıtmaya Başladı


Prof. Dr. Nazımi AÇIKGÖZ

Çoklarımız iklim krizi – küresel ısınma dendiğinde, AB ülkelerinin bundan en az etkilenecekler arsında olacağı görüşünde birleşirler. Okyanusta ortadan kalkacak adaların yanında, AB’deki iklim değişimi kaynaklı olumsuzluklar gerçekten neredeyse önemsenmeyebilir. İşi tarımsal üretim ve yiyeceğe ulaşım açısından ele aldığımızda da kuraklık nedeniyle ülkelerini terk etmek durumunda kalan Afrika kökenlilerle AB vatandaşlarını karşılaştırmak biraz garip görünebilir.

Fakat olaya yakından bir göz attığımızda görürüz ki:

  • 2022’nin bu yazı, Avrupa’daki çiftçiler için en sıcak yazlardan biri oldu. Bazı ülkede yaklaşık 500 yılın en kötü kuraklığı yaşandı[1] (Grafik);
  • Avrupa Komisyonu’nun Ortak Araştırma Merkezi’nin (JRC) yayınına göre AB’nin yüzde 17’sinde aşırı düzeyde kuraklık yaşanmış;
  • Mısır, soya fasulyesi gibi ürünlerde %30 a varan verim kaybı yaşanmış;
  • Macaristan, Romanya, Slovenya ve Hırvatistan’da çiçeklenme dönemi aşırı sıcaklara ve kurak dönemi rastlamış ve bu ülkelerde tahıllarda dane dolumu sorunları nedeniyle verim kayıpları gözlenmiş;
  • Elektrik, su ve sair üretim girdilerinde büyük bir artış yaşanmıştır. Bu girdilerden bazılarında fiyatı %300 artan kalemlere dahi rastlanmıştır.

Bu duruma bir çiftçi örgüt başkanının yaklaşımı, olayı daha net olarak aydınlatıyor: “ÇİFTÇİYE İHTİYAÇ ZAMANINDA KİM YARDIM EDECEK? Şimdiye kadar bu karmaşada bir yardım almadık. Bu nedenle çiftçilerin cebine giren doğrudan yardım talep ediyoruz. Pek çok insan, kırsalın günde üç kez yememiz için yiyecek ürettiğini unutuyor. Birçoğu kırsala sadece seçim dönemlerinde ayak basıyor ve verimli bir tarımın yapılmamasının gelecekte üçüncü ülkelerin eline geçeceğini unutuyor. Yiyeceklerle oynamamalıyız”

DİĞER HABERLER
Kuveyt Türk’ten çiftçilere 500 milyon'luk finansman desteği

Avrupa daha geçen yıl organik beslenme adına, önümüzdeki yıllarda uygulanmak üzere bir seri kararlar almıştı[2]. Tabi bu kararlarda CO2 emisyonlarının ortadan kaldırılması, enerji verimliliğinin geliştirilmesi gibi hedefler de vardı. Bu kararlar: 2030 yılına kadar kimyasal pestisitlerin kullanımının %50 azaltılması, 2030 yılına kadar gübre kullanımının en az%20 azaltılması, 2030’a kadar organik tarım alanlarında %25′ ve organik su ürünleri yetiştiriciliğinde belirli bir artışın olması vb. Ne var ki iklim krizi ve savaşın da etkisi ile, Polonya, İspanya ve Macaristan söz konusu “Tarladan Çatala” yönetmeliklerinin değiştirilmesi doğrultusunda harekete geçtiler.

AB’de gıda güvenirliği doğrudan tehdit altında olmasa da Avrupa Birliğinin kuşkusuz karmaşık bir dönem geçirdiği bir gerçek.  COVID-19’un devam eden etkileri, dünya gıda, enerji ve gübre piyasalarında fiyat şokları yanında bazı hammaddelerin kıtlığına yol açan mevcut jeopolitik durum inkâr edilemez. Enflasyonun yükseldiği günümüzde uygun fiyatla gıda sağlanması AB Üye Devletleri için de geçerli.

Birliğin bu yılki başkanlığını yürüten Çek Başkanlı yıllık toplantıda tarım konusunu öne çıkartmıştır.  Bu hem gıda güvenirliği ve hem de sürdürülebilirlik ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına açısından önemlidir.

Gündeminde tohumculuk ve yeni çeşitlerin ıslahı konusu öncelikler arasında yer almaktadır[3].  Yeni gen teknikler olarak bilinen ve yeni çeşitlerin ıslah sürelerini kısaltan yöntemlerin AB’de de yeterince desteklememesi dile getirilirken, bu ve benzeri yeniliklerin AB dışında gelişmesi sorgulanıyor. Söz konusu modern teknik ürünlerinin AB dışında gıda ve yem güvenliği, sürdürülebilir tarım, biyolojik çeşitlilik ve gıda sistemleri üzerinde olumlu etkileri gözlenirken, AB’nin bu konuda rekabet şansını yitirmesi büyük bir dezavantaj kabul ediliyor.

DİĞER HABERLER
Türkiye’nin Yem Sorunu Çözüm Bekliyor

Çek başkanlığı ilaveten, AB’nin sosyo-politik yeşil stratejisinin bu tekniklerin faydalarını inkarını gerektirmediğini, bu yöntemlerle kısa sürede ıslah edilen çeşitlerin örneğin, kuraklığa, tuza dayanıklılık, erkenci-geçci çeşitlerin geliştirilerek iklim değişikliği çerçevesinde tarıma ve gıda üretimine yararlı olacağı görüşünde. 

Çek Cumhuriyeti, Romanya, Litvanya, İsveç ve İtalya gibi üye devletleri Avrupa Adalet Divanı’nın gen düzenlenme konusundaki kararlarının yeniden gözden geçirilmesi için çağrıda bulunurken, AB’nin organik tarım savunucuları yeşiller, söz konusu kararları desteklemeye devam ediyor. Bilindiği gibi gen düzenlemeleri AB dışındaki hiçbir ülkede GDO’dan farklı mevzuatta değerlendirilirken, AB ve ülkemizde aynı  kefeye konulmaktadır.

[1] https://european-seed.com/docs/books/volume-9/issue-4/?page=30

[2]https://www.euractiv.com/section/agriculture-food/news/organic-farming-improved-but-still-flaws-with-traceability-eu-auditors-find/

[3] Nazımi Açıkgöz: Nobel Kimya Ödüllülerinin Bulgu Sonuçları Çoktan Market Raflarına Ulaştı – Çiftlik Dergisi


5 Aralık 2022. 12:02
5 1 Oy
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x