İpekböceği sektörü, AB’de 1’inci,Dünyada 8’inci sırada!…


unnamed

 

 

Bilecik, Sakarya, Bolu,Bursa, Eskişehir, Ankara, Antalya ve özellikle Diyarbakır başta olmak üzere, 36 ilde ipekböceği yetiştiriciliği yapılıyor….

             

Tohumlar ücretsiz,üretilen yaş koza bedelleri de peşin olunca,üreticiye ilaç gibi geliyor!….

Halim UTLU

İpekböceği tohumunun üreticilere hayvancılık desteklemeleri kapsamında ücretsiz olarak dağıtıldığı,üretilen yaş koza bedellerinin ise peşin olarak ödendiği ipekböceği sektörü,giderek büyümeye devam ediyor. Yaş koza üretim kapasitesi ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında birinci sırada yer alan Türkiye, Dünyada ise 8’inci sıraya oturdu..

Bilecik, Sakarya, Bolu,Bursa, Eskişehir, Ankara, Antalya ve özellikle  Diyarbakır illeri başta olmak üzere, 36 ilde ipekböceği yetiştiriciliği yapılan Türkiye’de, 2000’li yılların başında 46 ton olan yaş koza üretimi, destekleme kapsamına alınmasından sonra,yıllar itibariyle yüzde 165 artarak 2013 yılında 122 tona yükseldi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, üretilen yaş koza bedellerini peşin olarak ödemesi de,üreticiye ilaç gibi geliyor.

DFİF destekleri,sektörü geliştiremedi!

Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) tarafından, yaş ipek kozasına daha önce kilogram başına 10 lira olarak uygulanan destekler, 2006 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca “Hayvancılık desteklemeleri” kapsamına alınarak, önce 15 liraya, 2011 yılında da 20 liraya yükseltildi.Yaş koza alım fiyatı 2014 yılı içinse kilogram başına 30 lira olarak belirlendi.

5 bin 266 kutu tohum, ücretsiz dağıtıldı

Toplam 328 köyde ipekböceği yetiştiriciliği yapan 2 bin 341 üreticiye,destek kapsamında, 2013 yılında 5 bin 266 kutu tohum, tamamen ücretsiz olarak dağıtıldı. Yaş koza üretim kapasitesi ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında birinci sırada yer alan Türkiye, Dünyada ise 8’inci sıraya yerleşti.Antalya, Bolu,Eskişehir, Ankara, Bilecik, Sakarya,Bursa ve Diyarbakır illeri başta olmak üzere, 36 ilde ipekböceği yetiştiriciliği yapılıyor.

Verimliliği yüksek polihibridler, Kozabirlik’ten

          Kozabirlik, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına tahsisli tesislerde, üreticinin ihtiyaç duyduğu hastalıklara karşı dayanıklı, kutu başına verimliliği yüksek polihibrid ipekböceği tohumu üretimi yapıyor.Türkiye, sahip olduğu saf ırklar vasıtasıyla, yüksek kaliteli hibrit tohumlarını kendi üretebilen ender ülkelerden ve üreticinin de bu alanda bir alt yapıya sahip olması sebebiyle,yaş koza ve ipek üretiminin giderek artmaya devam edeceği ifade ediliyor.

                       Kalkınma Bakanlığı da finanse ediyor

Bakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden edinilen bilgiye göre; ipek böceği yetiştiriciliğinde, Diyarbakır tek başına toplam üretimin yüzde 40’ını karşılıyor. 1894 kutu ipekböceği tohumunun kullanıldığı ilde, ipekböceği yetiştiriciliği Kulp ilçesinde yaygın olarak yapılıyor.Diyarbakır’da 2013’de,38 köyde 848 üretici tarafından, yaklaşık 47.648 kg yaş koza üretimi yapıldı.

Kalkınma Bakanlığının finanse ettiği Kulp ilçesinde,2 adet çözgü atölyesi ve 1.750 metrekare kapalı alandan oluşan, ipek iplik üretim tesisi bulunuyor.37 işçinin çalıştığı ipek çekim tesisinde üretilen 1.5 ton ham ipek iplik de, iç piyasaya sürülüyor.

Yıllık ipek halı ihracatı,100 milyon dolar

Genellikle tarıma elverişli olmayan dağlık yörelerde yardımcı bir tarım faaliyeti olarak yürütülen ipekböceği yetiştiriciliği,yıllar itibariyle gelişimini sürdürüyor. Sektörde, yaş koza üretiminden, ipek halı pazarlamasına kadar, üretim aşamalarında yaklaşık 500 bin kişi istihdam ediliyor. Yaş kozanın ipek halıya dönüştürülmesi sonucu, yaklaşık 14 misli katma değer yaratılıyor.İpek halıların tamamına yakını ihraç edilirken,Türkiye’nin yıllık ipek halı ihracatı,yaklaşık 100 milyon dolara ulaşıyor.

DİĞER HABERLER
Çin'de kuş gribi tehlikesi

Bu arada Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yaş ipek kozası üretim ve işleme tesisi kurmak isteyenlere de, yatırım tutarının yüzde 50’sini hibe veriyor.

 

                        İpekçiliğin tarihi

 unnamed (1)

İpekçilikle ilgili kitaplar, ipeğin ilk önce Çin’de kullanıldığını yazarlar. Bunu kesin kabul etmek zordur.Vaktiyle Asya denilince Çin ve Hindistan akla gelirdi.İpekçiliğin, Çin’e komşu Türkler arasında başladığına dair rivayetler ve hikayelere göre,çok eski bir şehir olan Hotan, bu işin merkezi olarak işaret edilir.İranlılar da ipekçiliğin ilk önce kendilerinde başladığına inanırlar. Şehname adlı destanda, bir İran hükümdarının ibrişimden kaftan yapmayı akıl ettiği belirtilir.. İpekli kumaş dokumakta, İran’ın büyük şöhreti olduğu,sebebinin ise en eski örneklerin İran’da bulunması gösterilir.

İlk ipekçilik nerede başlamış olursa olsun, doğudan batıya yayılması ve dünya ölçüsünde bir değer kazanması çok daha önemli değerlendirildiğinden,en büyük hizmetin Çin’e komşu olan ülkelere ve bu arada Türklere düştüğü bir gerçek değil midir?Türkler bir taraftan Çin’le meşgul olurken, diğer taraftan batıya doğru yayılmakta, bu suretle doğudakini batıya ulaştırmakta idiler.
İpekçilik kitapları, ipeğin ilk önce Çin’de kullanıldığını yazıyor

Doğu ülkelerinden batıya yayıldığına hiç şüphe olmayan ipeğin ilk bulunuşu ve dünyaya yayılışı noktasından, doğu ülkeleri mevcut hikaye ve masallarıyla ipeği kendilerine mal etmek isterler. Batı ülkeleri ise ipeğin sanat bakımından layık olduğu değeri kendilerinin bulduğunu göstermeye uğraşırlar.Buna rağmen,ipeğin ilk önce nerede ve nasıl bulunduğuna dair olan bilgiler, karışık ve şüpheli olarak değerlendirilmektedir. İpeğe dair en eski bilgiler, Çin kaynaklarında görülürken,bütün ipekçilik kitapları, ipeğin ilk önce Çin’de kullanıldığını yazarlar. Tahminlere göre, ipekçilik ilk önce Çin’in kuzey doğusunda (Şantuk çevresinde) başlamıştır. Romalılar ipeğe (Seres) derlerdi.Manası “uzak doğu anlamına gelir.Türkler bir taraftan Çin’le meşgul olurken, diğer taraftan batıya doğru yayılmakta, bu suretle doğudakini batıya ulaştırmakta idiler.

Çin’li kraliçe She, bir ipek ilahesi olarak bilinir

                M.Ö.2600’lerde hüküm süren Çin imparatoru Hoang-Ti zamanında, rivayete göre, saray bahçesinde bir tırtılın dut yaprağı yediği ve sonra koza ördüğü görülür.İmparator, bu kurdun hayatının incelenmesini emrederek,bu görevi eşi She-Ling-She’ye verir. Kralice uzun zaman yaptığı tetkikler sonunda, bu kozadan ipek çekilebileceğini ve bunun da dokumacılıkta kullanılabileceğini tespit eder.İpekçilik tarihinde bu yüzden She-Ling-She, bir ipek ilahesi olarak bilinir.Çin’de bu sanatın gelişmesi, ülkeye hem ün hem de kazanç sağlamıştır. Çin bu serveti kaybetmemek için, ipekböcekçiliğini kutsal saydı ve sanatın dışarı çıkmasına mani olmak için, ölüm cezaları koydu..

Çin prensesi,ipekböceğini saçlarına saklayarak Hotan’a gitti

İpekböcekçiliği bu nedenle Çin’de uzun zaman gizli bir sanat halinde kaldı.M.S. 149’da Türkistan’da bulunan Hotan eyaleti hakanı, bir Çin prensesi ile evlendi. Çin’de asalet nişanesi olan ipeğin Hotan’da bulunmaması nedeniyle, prenses gerek ihtişamını devam ettirmek, gerekse eşine bir düğün hediyesi götürmek üzere, saçlarının arasına ipekböceği tohumu saklayarak Hotan’a gitti. Bu tarih ipekböcekçiliğinin Çin’den ilk çıkış tarihi olarak bilinir.. Hotan’dan sonra yavaş yavaş İran’ın doğusuna doğru yayılmaya başlar.Gerek tatarlar, gerekse Hint ve İranlı tüccarlar tarafından batıya doğru giden ipek nedeniyle, İstanbul’da ileri bir ipek sanayi oluşmuştur.

DİĞER HABERLER
Yumurta akının inanılmaz faydası!

Bastonlarda, ipekböceği tohumunu İstanbul’a getirdiler

              Bizanslıların en ileri ve muhteşem iplikleri,artık İstanbul’da dokunuyordu. Bizans Kralı Justinianus döneminde (527-565) Bizans-Sasani ilişkilerindeki gerginlik ve birbiri ardınca yapılan savaşlar, batının doğu ile yapmakta olduğu ipek değişimini engelliyordu.İstanbul ipek sanayiinde yaşanmakta olan kriz nedeniyle, M.S. 500 yıllarında, Bizans Kralı Justinianus ile Theodora, ipeğin sırrını çözmek amacıyla, 2 rahibi misyoner görünümünde doğuya gönderiyor.2 rahip, İran sonrası Orta Asya’nın içlerine kadar gittiklerinde, ipekböcekçiliğinin oldukça yayıldığını görüyor. İki yıl

kalarak ipekböceğinin yetiştirilmesi ve kozadan ipek çekilmesi usullerini öğreniyorlar.M.S. 552’de İstanbul’a dönerken, kamış bastonların içine ipekböceği tohumu koyarak geliyorlar

                        İpek dokumacılık, İstanbul’un dışında da gelişiyor

Bizans’ta ipekböcekçiliği ve ipekli dokumacılığı böylece hızla gelişiyor ve  9. ve 10. yüz

yıldan itibaren, İspanya, İtalya ve Yunanistan’a yayılmaya başlıyor.XVI ncı yüzyılın başında büyük bir gelişme gösteren ipekçilik,ipek ticareti ve dokumacılık, ülkede büyük bir iş hayatı yaratsa da, bazı siyasi hareketler ve olaylar, ipek ticaretinin ve ipekli dokumacılığın zaman zaman sıkıntılara düşmesine sebep oluyor.Aynı yüzyılın ortasına doğru, Osmanlı Devletinin geniş topraklara sahip olması, zenginlik ve geçimin artması, sarayda yaşayan ve halkın süslü ve ağır elbiselere yönelmesi,ipekli dokumacılığı çeşitlendiriyor, bu işle uğraşanlar ülkenin her tarafında çoğalıyor. Bursa’nın yanı sıra, Edirne, Amasya, Denizli, İzmir, Konya ve İstanbul gibi yerlerde ipekli kumaşlar dokunmaya başlıyor.Önceleri,ipekli kumaşların ham maddesi dışarıdan geldiği için, Anadolu’da ipekli dokumacılığa önem verilmiyor.

Avrupa’daki üstün dokumacılık, yerli dokumacılığı geriletiyor!

           Doğu ülkeleri tam manasıyla bir hammadde kaynağı olarak kullanılıyor..Türklerin komşusu ve ham ipek kaynağı olan İran’la, zaman zaman çıkan savaşlar, ham ipeğin ülkeye girmesini güçleştiriyor.XVI ncı yüzyılın sonlarına doğru, Avrupa ile başlayan ilişkiler, İtalya’da gelişen ipekli dokumacılık, Türklerin ihtiyacı olan ipekli kumaşları bol bol temin etmelerine neden oluyor.Osmanlı İmparatorluğu doğudaki komşusunu yok etmeye çalışırken, batıda başlayan sanat gelişmesi de, Türk sanatlarının gerilemesinde en büyük neden olarak gösteriliyor.

Doğu ülkelerinden ipek gelmeyince, yerli tezgahlar gerekli olan ham ipekleri, bir zaman için batı ülkelerinden getirmeye başlıyor.Yeni bir kalkınma arzusu ile yapılan çalışmalar, siyasi sebeplerden, devam ettirilemiyor, ipekçiliğin dokumacılık şeklinden vazgeçilerek, yeni bir şekli üzerinde çalışılması uygun görülüyor. Bu çalışma, ülkede kozacılığın canlanmasını temin ediyor. Ancak elde edilen kozalardan,yerli dokumacılık istifade edemiyor, bundan Avrupa dokumacılığı faydalanıyor.Avrupa’nın üstün dokumacılığı karşısında, yerli dokumacılık her gün biraz daha geriliyor.

DİĞER HABERLER
5 Bin 500 Civciv Yanarak Telef Oldu

       İstanbul’un fethinden, 1838’e kadar ipekçiliğin durumu hoş değil

Avrupa’dan gelmeye başlayan ucuz kumaşlara karşılık, ham ipek verilmesi daha tehlikesiz görünüyor,Anadolu, ipekli dokumacılıktan vazgeçerek, hammadde kaynağı bir ülke haline geliyor..1453’te İstanbul’un fethinden, 1838’e kadar ipekböcekçiliğinin durumu hakkında, müspet vesikalara rastlanmıyor.Bazı belgelere göre; ülkenin birçok bölgesinde ipekböceği beslendiği ve bilhassa Bursa ve dolaylarında daha fazla olduğu,koza, ipekböceği tohumu ve ipek ticaretinin önemli bir yer tuttuğu, el mancınık ve tezgahlarında çeşitli türde ipek kumaşlar ve kadifeler dokunduğu, Avrupa’ya koza ihraç edildiğini gösteriyor.Ancak bu yıllarda ne kadar tohum açıldığı, ne kadar koza istihsal edildiği, el mancınık ve tezgahlarının miktarı hakkında, istatistiki bilgilere rastlanmıyor.

1845’de Bursa’da kurulan fabrika, ilk  başlangıç

1845’de Bursa’da kurulan 60 mancınıklı fabrika, Osmanlı İmparatorluğu’nda ipek çekme sanayinin ilk  başlangıcı olarak kabul ediliyor. Bursa ve İzmit dolaylarında kurulan ipek çekme fabrikaları, 1860’a kadar büyük gelişme göstererek, 85’e ulaşıyor. Bu devre ipekböcekçiliğinin en ileri devresi olarak kayıtlara geçiyor..1856’da Fransa’da ortaya çıkan Pebrin hastalığı ve Süveyş Kanalının açılmasıyla, Avrupa piyasalarına gelen ucuz Çin ve Japon ipekleri, ipekböcekçiliğinin   yeniden gerilemesine sebep oluyor.XIX uncu yüzyılda, Türkiye sadece ham ipek satan bir ülke olarak tanınmaktadır.1850 den sonra, Fransa’da ortaya çıkan Pebrin hastalığı Anadolu’daki ipekböceklerine de bulaşıyor.

Bursa’da İpek Okulu kuruluyor

İpekçilik, bu aşamada kapanmak üzere iken, 20 Aralık 1881’de “Muharrem Kararnamesi” yayımlanarak, Hüdavendigar Vilayetinin aşar gelirinin Düyun-u Umumiye’ye bırakılması üzerine, yöredeki ipekböcekçiliğinin ıslahı çareleri aranmaya başlıyor.1880’de tarım eğitimi görmek üzere Fransa’ya gönderilen 8 öğrenciden biri olan Montpellier, Ziraat Enstitüsünde ve ardından başka bazı okullarda öğrenim görüyor. 1883’de İstanbul’a dönen Kevork Torkomyan da, bu konuda çalışmalar yapmak üzere görevlendiriliyor..Çalışmalarını tamamlayan Torkomyan’ın önerileri arasında, yerli ipekböceği tohumu üretilmesi ve Bursa’da bir “Harir Darü’t-talimi” (İnstitut Sericole/İpek Okulu) kurulmasına ilişkin olanın uygun bulunması üzerine,Torkomyan Bursa’ya giderek Şehreküstü Mahallesinde Ahmet Muhtar Efendi adlı şahsın evini kiralıyor.

Sonradan “Harir Darü’t-talimi” adını alacak olan İpekböcekçiliği Enstitüsü’nü kuran Torkomyan,ilk yıl 12 öğrenciyle başlıyor, 6 yıl faaliyetini sürdürüyor.Enstitü, 1894’de Temenyeri’ndeki yeni yaptırılan binasına taşınıyor. Kevork Torkomyan, Enstitü Müdürlüğünü 1922 yılına kadar sürdürüyor. Bu süre içinde çok sayıda öğrenci yetiştiriliyor..Torkomyan, 1954/55 kışında vefat ediyor.

                 KOZABİRLİK, 1940’da kuruluyor

İpekböcekçiliği, ilmi anlamda eğitime,Bursa İpekböcekçiliği Araştırma Enstitüsü’nün kuruluş tarihi olan 1888’de başlıyor. Cumhuriyetin ilanından sonra 1926’da, 859 sayılı kanunla Türkiye’de tohum üretimi, ipekböceği bakım ve beslemesi ile ilgili hususlar hukuki teminat altına alınıyor.Atatürk’ün “Kooperatif yapmak, zeka ve maharetleri, maddi ve manevi güçleri birleştirmektir” sözünden hareket ederek, ülkemizde koza üretimini korumak ve arttırmak amacıyla, 1940 yılında Bursa, Bilecik ve Adapazarı’nda ilk Kooperatifler kuruluyor..Bu kooperatiflerin bir araya  gelmesiyle de,11 Mayıs 1940 tarihinde S.S. Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (KOZABİRLİK) oluşturuluyor..(Halim UTLU)

http://www.youtube.com/watch?v=479ydmJKCDk

http://www.youtube.com/watch?v=JpGWIBdNjKA

http://www.youtube.com/watch?v=JpGWIBdNjKA


24 Mart 2014. 18:58
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x