Kaçak Et ve Domuz Sorunu Neden Gözardı Ediliyor?
Son günlerde tüm medya dünyasının sıcak tuttuğu kaçak et ve domuz konusu nedense bakanlık bürokratlarının verdikleri açıklama ile sürekli olarak inkar edilerek gündemden düşürülmeye çalışılıyor.
Bir süre once Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin’in piyasalardaki bozuk gıda ile ilgili açıklamaları ile başlayan inkar diplomasisi şimdide kaçak et ve domuz konusunda devam ediyor.
Gıda Derneği Başkanını Abdussamed Boyu’nun son olarak gündeme taşıdığı Zonguldak ilinde yakalanan kaçak et ile ilgili itirazlar geldi.Bu konu ile ilgili Bakanlık açıklaması ve “Halkın Sesi” Gazetesinin yazarı Mustafa Özdemir’in değindikleri:
Zonguldak’ta kaçak domuz eti satılıyor mu?
Zonguldak ve çevresinda kaçak olarak domuz eti satıldığı iddialarına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan yalanlama geldi..
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca, Zonguldak ve çevresinde yapılan ilk incelemelerde domuz etinin kaçak olarak satıldığına ilişkin herhangi bir bulgu ve belgeye rastlanmadığı, herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılması durumunda sonuçların kamuoyuyla paylaşılacağı bildirildi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında ”Zonguldak ve çevresinde avlanılan domuzların piyasaya sürüldüğü” yönünde iddiaların yer aldığı belirtilerek, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
”Haberlerde bahsi geçen bölgede yapılan ilk incelemelerde domuz etinin kaçak olarak satıldığı ile ilgili herhangi bir bulgu ve belgeye rastlanmamıştır.
Adı geçen bölgede, bakanlığımız denetim uzmanları tarafından et ve et ürünlerine yönelik denetimler artırılmıştır. Herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılması durumunda sonuçlar kamuoyuyla paylaşılacaktır. Dayanağı olmayan bu tür haberler yanlış yönlendirmelere neden olmaktadır.”
Domuz inadı!
MUSTAFA ÖZDEMİR
Adamın biri çıktı bombayı attı ortaya…Herkes altında kaldı!Halbuki yerel gazeteler benzer haberleri defalarca yapmış…Yapılan her haberin ardından bir yetkili çıkıp kendi kıçını kurtarmak için iddiaları yalanlamıştı…
Bu sefer de farklı olmadı!
Samanyolu TV’de geçtiğimiz Cumartesi akşamı yayımlanan ‘Haber Özel’ programında Gıda Mühendisleri Derneği Başkanı Abdussamed Boyu’nun ortaya attığı korkunç iddialar gündeme bomba gibi düştü. Boyu, özellikle Zonguldak’ta avlanan domuzların yasal olmayan yollardan piyasaya kilosu 1 liradan sürüldüğünü söyleyince olan oldu.
Haber yerel basında çıkınca kızılca kıyamet koptu.İddialara jet yanıt geldi!
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Necmi Çelik, her zaman olduğu gibi, iddiaları araştırmak yerine yalanlayarak koltuğunu sağlama almayı tercih etti.
Aksi olsa şaşardım!Tam, 657’ye tabi bir kamu görevlisinin vereceği türden bir cevap…Peki Sayın Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Sayın Çelik, dün akşam yediği kırmızı etin domuz eti olmadığının garantisini verebilir mi?
Geri kalmış toplumların hepsinde, toplumsal bir facia yaşanmadan devleti temsil edenler bir çözüm üretmez… Tıpkı bizim ülkemizde yaşanan felaketlerde olduğu gibi!
Aslında her şey o kadar somut ki…
Rakamlar Sayın Çelik’in açıklamasını çürütmeye yetiyor…
Bu gazetede Zonguldak Belediye Mezbahanesi’nin işletmecisi Mehmet Ildırar’ın açıklamalarını defalarca yayınladık. Ildırar, her seferinde tonlarca kırmızı etin kaçak yollardan piyasaya sokularak vatandaşa yedirildiğini söylüyor, denetimlerin yeteri kadar yapılamadığı için kaçak kesimhanelerin sağlıksız koşullarda imalat yaptığını iddia ediyordu.
Zonguldak il nüfusunun yarısı kadar olan Karabük ve Bartın’da belediye mezbahanesinde bir ayda kesilen büyükbaş hayvan sayısının Zonguldak Belediye Mezbahanesi’nde kesilen hayvan sayısının iki katı olduğunu söylersek herhalde kafanızdaki soru işaretleri cevabını bulur.
Mezbahane yetkililerinden aldığımız verilere göre Zonguldak’ta ayda ortalama 700-80 büyükbaş tüketiliyor. Bu rakamın sadece 150-200 kadarı mezbahanede yasal yollardan kesilirken, bir o kadar daha il dışından büyük et kombinelerinden şehrimize giriş yapıyor.
Peki ya gerisi?
Dün profesyonel avcı olan ve sık sık domuz avına giden bir arkadaşımızla konuyu tartıştık. Yaban domuzunun etinin kesinlikle sığır etinden ayırt edilemeyeceğini söyledi. Sohbet ettiğimiz restoranın baş aşçısı da bu sözleri doğruladı… Burada tüketiciye tavsiyemiz, Zonguldak Belediye mezbahanesinde kesim yapıldığına dair belgesi olan kasap ve marketlerden alışveriş yapmaları…
Farz edelim ki, Gıda Mühendisleri Derneği Başkanı Abdussamed Boyu, yalan söylüyor…
Bu Zonguldak’ta onlarca kaçak kesimhane olduğu gerçeğini değiştirir mi?
Peki, yasaların uygulanması, denetimlerin sıklaştırılması için milletin at eti, eşek eti, domuz eti yemesi mi gerekiyor? Halk sağlığının hiçe sayıldığı kaçak kesimhanelerin varlığı herkesçe bilinirken, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü denetim yapacağına ‘domuz inadı’ yapacaksa bu işin içinden çıkamayız…
Burada en büyük görev ve sorumluluk Sayın Vali Erol Ayyıldız’a düşüyor. Rakamlar ortada… Sorumlular işini yapmayacaksa onlara sorumluluklarını hatırlatacak birileri olmalı…
O kişi Sayın Erol Ayyıldız…
KÖYLÜNÜN ÜRÜNÜNE DADANAN DOMUZLAR
Uzun süredir ülkemizde bulunan ve sayıları 84’e çıkan Milli Parklarda av yasağı olduğu için avlanamayan ve büyük oranda üremeye devam eden yabani domuzlar ile ilgili Çiftlik Dergisi ve sitesinde olayı ele almaktayız.Bu konu ile de tatmin edici bir açıklama almış değiliz.Şimdi sizlere bu olayın tüm şahitlerinin Gelibolu Milli Parkının içinde bulunan köylüler olduğunu hatırlatarak konuyu ele alıyoruz….
Türkiye içindeki 84 Milli Parkın içinde en büyük arazisi bulunan parklardan biri de Gelibolu Milli Parkı’dır.Buranın yüz ölçümü 835 bin dönümdür.Bu büyük arazide av yasağı olduğu için yaban domuzların popülasyonu büyük oranda artmakta ve yazın çiftçilerin başına bela olmaktadır.
Şöyle ki; yazın mısır,karpuz ve kavun mevsimindeki ürünlere köylere kadar yavruları ile birlikte inen domuzlar büyük zarar vermektedir.Bu zarardan kurtulmak için köylüler bir araya gelerek sabaha kadar tarlalarını bekleyerek gelen domuzları avlamaktadırlar.
DOMUZ TİCARETİ ZİNCİRİ
Köylülerin avladığı bu yaban domuzları yıllardır birileri tarafından çok ucuz bir bedelle alınarak nereye götürüldükleri belli olmayan zincirle pazarlarda tüketilmektedir.Bu konuyu incelemek için köylülerle konuşmak yeterli olacaktır.
İnkar edildiği taktirde ya bu avlanma olmuyor ve köylünün ürünleri yok oluyor.Ya da avlanıp söylediğimiz gimi bir zincir ile tüketime sunuluyor.
İşte Bürokrasi…!
Yüksek bir bürokrat görevli olarak kasabaya giderken ayağı kayarak bataklığa düşer.”İmdat,boğuluyorum,beni kurtarın“diye feryada başlayınca yoldan geçen köylünün dikkatini çekmiş.”Geçmiş olsun “ demiş ama kurtarmak için gayret sarfetmemiş.Bürokrat paniklemiş ve “Lütfen bir dal uzatta beni kurtar” demiş. Köylü bu kez ” Olmaz sen şu anda hazine arazisinin üzerindesin.Hazine malından birşey almak suçtur“demiş. Bürokrat “Sen deli misin…Ölüyorum beni kurtar” diye yalvarmış…
Köylü ” Ben bu kadar vicdansız değilim.Gidip muhtara haber vereceğim.O kaymakama,kaymakamda valiyi arar mutlaka.Mal müdürününe talimat verilir.Şayet arazi arazisi değilse itfaiyeye haber verilir ve seni kurtarırlar”
Bürokrat “Yahu bunlar oluncaya kadar ben ölürüm“demiş.
Köylü gülmüş ” Ben ölmezsin demiyorum ki,Ölsen bile mevzuata uygun ölürsün…”
