Sütaş, çiftliğin elektriğini gübreden üretiyor

Karacabey’deki 1 numaralı çiftliğinin tüm elektrik ihtiyacını, o çiftliğin gübresinden ürettikleri elektrik enerjisinden karşılıyor
 
Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, firmanın Karacabey’deki 1 numaralı çiftliğinin tüm elektrik ihtiyacını, o çiftliğin gübresinden ürettikleri elektrik enerjisinden karşılamaya başladıklarını bildirdi.

Yılmaz, Bursa’da düzenlenen ”9. Kalite ve Başarı Sempozyumu” kapsamındaki ”Yenileşim ve Gelecek” konulu ana oturumda yaptığı konuşmada, inovasyonu sürdürülebilir kılmanın çok önemli olduğunu, bunun kurumsallaşma ile sağlanabileceğini belirterek, inovasyonun aynı zamanda kuruma özümsetilmesi, kişisel beceriden kurumsal beceriye doğru yol almak gerektiğini söyledi.

İnovasyonun hep ürünlerden örnekler verilerek anlatıldığını, ancak bunun süreçler için de geçerli olduğunu ifade eden Yılmaz, ”Süreçlerde de inovasyonla fark yaratabilirsiniz, hatta modelinizde inovasyon olabilir. Ortaya koyduğunuz modeli inovatif hale getirebilirsiniz” dedi.

 Yılmaz, riski çok olan Türkiye’de sermayesi olan herkesin yeni yeni alanlarda yatırımlar yapmaya, yumurtaları ayrı ayrı sepetlere koymaya çalışırken, kendilerinin farklı davrandığını belirterek, ”Biz dedik ki; ‘Biz sütçüyüz, başka hiçbir iş yapmayacağız ve bu işi kendi içinde entegre ederek yapacağız. Tek alana yatırım konusunda karar aldık. Bu fark işte. Bu fark bize modelimizin sürdürülebilirliğiyle ilgili bir güç veriyor. Çünkü bir alanda uzmanlaşıyorsunuz” diye konuştu.

Sürdürülebilirliğin çevresel koşulları analiz edildiğinde, enerjinin çok önem kazandığına dikkati çeken Yılmaz, ”Enerji dünyada önemli unsurlardan biri, bunu gözardı edemezsiniz” dedi.
    
ÇİFTLİĞİN ELEKTRİĞİ GÜBREDEN
    
Yılmaz, bu konuda kendi şirketlerindeki bir gelişmeyi ilk kez kamuoyuna açıklayacağını belirterek, şunları kaydetti:”Biz doğaya temiz su veriyoruz, gübre veriyoruz ve kullandığımız enerjiyi artık gübreden üretmeye başladık. Tesislerimizdeki doğalgaz ihtiyacının yüzde 20’sini kendi atıklarımızdan sağlıyoruz. -Daha tanıtımını yapmamıştık ilk burada söylüyorum, heyecan verici bir şey benim için.- Karacabey’deki ilk 1 numaralı çiftlikte çiftliğin ihtiyacı olan bütün elektriği, o çiftliğin gübresinden üretmeye başladık. Bir de sıcak su çıkartıyor. Yani bütün yaptığımız üretimin enerjisini, hem ısı hem elektrik enerjisini bu üretim sürecini tamamlayıp, sürdürülebilirliğin en güzel örneğini yaratmış oluyoruz. Yani sürdürülebilirlikte model önemliydi, güzel bir model işte, sürdürülebilir bir model. Diğer taraftan, çevre analizini yaptığımızda sizi etkileyen çevresel etkilerin başında enerji geliyordu, o enerji işini de çözdük. İşte modelde inovasyon işte bu.”

”BORCUMUZU ÖDEMEK İÇİN CACIK YAPTIK”
    
İçinde yaşadıkları kültürün değerlerini, binlerce yılın imbiğinden gelenleri yaşatmak, çağdaşlaştırmak ve geleceğe taşımak gibi bir misyonlarının bulunduğuna da değinen Yılmaz, Sütaş’ın ”cacık” üretim sürecine ilişkin bilgi verdi: ”Dünyayı dolaşıyoruz tabii, tüketicinin ihtiyacı olabilecek şeyleri keşfetmeye çalışıyoruz. Dünyada meyveli yoğurdun nasıl rafları doldurduğunu görmüşüz, geldik Türkiye’de meyveli yoğurt üretiyoruz. Hemen misyona ilave ettik, dünyanın gıda değerlerini de kendi toplumumuza aktararak, onların daha iyi beslenmesine katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Ama öbürünü de ihmal etmemek lazım. Şimdi meyveli yoğurdu getiriyoruz, meyveli yoğurt bizim icat ettiğimiz, bizim kültürümüzden gelen bir şey değil, ama o zaman sorumluluğumuz vardı hani? Kendi kültürümüzün değerlerini de geleceğe taşıyacak işler yapacaktık. Meyveli yoğurt onların kültürünün ürünüydü, cacık bizim kültürümüzün ürünü. Meyveli yoğurdu üretirken utandık, misyonumuzu yerine getirmeliydik, işte bu bize cacığı ürettirdi. Ama cacığı marifet sizden iyi üretmekti. Ev hanımlarıyla yarış edebilmekti ve hakikaten sizin ihtiyacınız olan özüne uygun ve doğallıkta üretmekti. Bu biraz, üretim günlerinde fabrikanın sarımsak kokmasına sebep oldu, ama daha sonra onu da çözdük. Borcumuzu ödemek için cacık yaptık, bütün mesele bu.”