Yemek sanatı Yunanistan ve Türkiye’yi bir araya getiriyor


ooo
Yemek pişirme sanatı Türkiye ve Yunanistan arasındaki siyasi ayrılığı gidermeye yardımcı oldu.

 
Muhteşem manzaralı adada keyfine varılan zengin içerikli musakka, giderek artan sayıda Türk turistin Yunanistan’da yaptıkları tatillerinden beraberlerinde getirdikleri güzel anılardan biri. Bu arada İstanbul, kendinden önceki nesiller tarafından anlatıla gelen Anadolu’nun tat, koku ve havasını arayan ve sayıları giderek artan Yunan ziyaretçileri çekiyor.

 
İstanbul’un Rum kökenli sakinlerinden Maria Ekmekçioğlu biri Yunanistan’da diğeri Türkiye’de olmak üzere iki yemek programı sunuyor.

 

 
Yemek, insanlar arasında kurduğu bağ ile Atina ve Ankara arasındaki siyasi farklılıkların oluşturduğu ayrılığın üstesinden gelmenin bir yolu. Turizm, sosyal ağlar, artan ticaret ve her toplumun birbirinin kitle kültürüyle karşılaşılması sayesinde, Türkiye ve Yunanistan vatandaşları daha uyumlu bir gelecek inşa ediyor.

 
Yunanistan’da sınırın doğusundaki mutfağa olan ilgiyi uyandırmada kilometre taşı, 2003 yılında liste başı olan ve hem bireysel hem de geçmiş siyasi hareketlenmelerle ilgili olan ve İstanbul, bir ailenin yemek pişirme geleneği ve Türk-Yunan ilişkilerinden görüntüleri bir arada gösteren “A Touch of Spice” / “Bir Tutam Baharat” oldu.

 
Türkiye doğumlu Tassos Boulmetis 1994 yılında “yaşam tarzı mutfağı” ile ilgili hiçbir şey bilmediği bir dönemde bir oyun yazdığını söyledi.

DİĞER HABERLER
Şam'da fetva: Kedi, köpek, eşek yenebilir

 
Ancak, filmin gişe başarısının Yunan sinema izleyicisinin iştahlarını etkilemiş göründüğünü söyledi.

 
“Filmin aslında bir trend oluşturduğuna inanıyorum. Filmi gördükten sonra birçok insanın sinema salonundan çıktığı ve Rum özel yemek restoranları aradığı bana söylendi. Görünen o ki film iştahlarını artırdı” dedi. SES Türkiye’ye konuşan Boulmetis, Yunanistan’da bilinen İstanbul mutfağının asırlık ismini kullanarak.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA
Küçücük ekranda İstanbul’un Rum kökenli sakinlerinden Maria Ekmekçioğlu, biri Yunanistan’da diğeri Türkiye’de olmak üzere iki yemek programıyla olduğu kadar, en iyi satan yemek kitabının yazarı olarak da ün kazanıyor.

 
İstanbul’un meşhur eserlerini ve eksantrik köşelerini arka plan olarak kullanan Ekmekçioğlu, programda çeşitli yemekler hazırlıyor. Ekran dışında ise İstanbul’un Etiler bölgesinde Maria’s adlı bir restoranı var ve şehrin Haliç Üniversitesi’nde gurme yemek pişirme dersleri veriyor. Ekmekçioğlu Selanik’te pastane işletip, üç oğlunu büyüttükten sonra İstanbul’a geri döndü.

 
“Genç yaştan beri yemek pişirmeye bayılıyorum. Hem Rum hem de Türk ailelerinin, ister mutluluktan ister üzüntüden olsun, yemek pişirme gelenekleri var. Mutfağımız ortak ve aslını birbirine benzeyen Osmanlı ve Bizans kökenlerinden alıyor” dedi .

 

Geçen yıl Ekmekçioğlu, çok sayıda Türk ve Rum kökenli arkadaşıyla Çeşme’deki bir Türk tatil köyünde, bu yıl Anadolu’nun yemek kültürü geçmişini sergileyen bir açılış festivaliyle de birlikte, Kaybolan Tatlar Derneği’ni kurdu.

DİĞER HABERLER
Moskova’da Türk günü iftarı yoğun ilgi gördü

 
“Türkiye’nin bir tür gönüllü kültür elçisiyim. Gittiğim her yerde insanlara her iki ülkenin derin ve ortak bir mutfak kültürünü paylaştığını anlatıyorum” dedi Ekmekçioğlu.

 
“Sebze yemekleri veya balık menüleri gibi ortak tarifleri vurgulayarak, insanlara Türkiye’de yaşayan azınlık toplumunu ve Yunanistan’ı komşu olarak görmelerini sağlayacak içgörü ve araçları sunuyorum. Yemek pişirme insanlar arasında arkadaşlığı ve etkileşimi kuvvetlendirmek için sihirli bir formüldür” diyerek sözlerine eklemede bulundu.

 
Türkiye’nin en iyi bilinen yemek uzmanlarından biri olan olan Engin Akın, yüzyıllardır devam eden Türk ve Yunan yemek pişirme stilleri arasında bir etkileşim olduğunu söyleyerek buna katılıyor.

 
“İnsanlar, birbirlerinin yemeklerini karşılıklı tadarak birbirlerini daha iyi tanıyor. Yemek eyleminin getirdiği zorunluluk, kültürler genelinde insanlara ortak bir fırsat sunuyor” dedi SES Türkiye’ye konuşan Akın.

 
Atina’nın bir köşesi olan Paleo Faliro sahil kasabası, sayılarının binlerce olduğu tahmin edilen ve dünyada İstanbul’dan gelmiş etnik Yunanlıların (Rumların) en çok olduğu yer.

 
Komşuluk simgesi olan Benito şarküterisi, İstanbul’un yerlisi Benito Sanzoni ailesiyle birlikte 1980 yılında Atina’ya geldiğinden beri geniş çeşitliliğe sahip bir toptan gıda ithalatçısına dönüştü.

 
“Türk ürünlerine karşı giderek artan bir talep var; geçmişte böyle bir şey yoktu. Bu televizyonun ya da yine televizyon ve filmlerden gelen bu tür ürünlerin daha iyi tanıtımının etkisi olabilir” dedi SES Türkiye’ye konuşan Benito’nun oğlu ve varisi Apostolos Sanzoni.

DİĞER HABERLER
Mantar ölümlerini bitirecek buluş

 
İstanbullu etnik Yunanlıların “polites” olarak bilindiklerini ve her zaman Türk ürünlerinin meraklısı olduklarını söyledi. Atina’nın yerlileri bin yıl boyunca Bizans’ın başkentinin Yunancası olan Konstantinopolis’in kısaltılmışı olan “Polis” ile ilişkili ürün ve mutfağı yakın zamanda daha detaylı keşfettiler.

 
“Bu tamamen Türk veya Yunan ve hatta İtalyan bile değil; tam olarak doğulu ya da ağırlıklı Ermeni de değil. Şehirde yaşamış olan ve yaşayan tüm kültürlerin bir birleşimi. Önemli oranda Lübnan etkisi, Ermeni ve Doğu Akdeniz etkisi de var. “Kesinlikle karma bir mutfak” dedi Sanzoni, Boğaziçindeki metropolden çıkmış asırlık mutfağı ya da yemek kültürünü tanımlayarak.

 

 


16 Mart 2014. 16:21
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x