Radyolojik Riski Kavrama: Fukushima’dan Dersler


RADYOLOJİK RİSKİ KAVRAMA: FUKUSHIMA’DAN DERSLER

Çeviren: Cemre DOĞAN  Veteriner Hekim  

Veteriner Hekimler Odası Veteriner Halk Sağlığı Çalışma Grubu Üyesi

11 Mart 2011’de Japonya’yı vuran 9,0 büyüklüğündeki deprem ve tsunamiden sonra medya, karayolu ağları, iletişim ve elektrik kaynakları gibi zarar görmüş altyapının uzun ve meşakkatli tamiratından ziyade felaket sonucu evsiz kalmış 130,000 Japon’un beslenme ve barınma kabusuna ve Fukushima Daichi Nükleer Güç İstasyonu’nda zarar görmüş reaktörlerin yarattığı tehlikeye odaklanmıştır.

Bilimsel veriler geçmişte yaşanmış nükleer ve radyolojik felaketlerin çevre sağlığına verdiği kısa ve uzun vadeli hasarlarının gerçekleşen olayın kendisinden daha büyük olduğunu sıklıkla öne sürer. Örneğin, 1945’te Hiroşima ve Nagazaki’ye düşen bombalardan sonra hayatta kalan 86,572 kişinin kanser ölümleri üzerine yapılan 1950-2020 Yaşam Süresi Çalışması (Lifespan Study) 344 organ kanseri ölümü ve 87 lösemi ölümü olduğunu göstermiştir, yani hayatta kalanların % 1’inden çok daha azı etkilenmiştir. 2020 yılı itibariyle ( hayatta kalanların doğal yaşam sürelerinin tahmini sonu ) hayatta kalanlar arasında kanser ölümlerinin 800’ü geçmeyeceği beklenmektedir, bu rakam hala % 1’in altındadır. Oysa halka sorulduğunda, araştırmanın tersine, oranlar % 10-30 arasındadır.

Tahmini 5 milyon kişinin radyolojik kirlenmenin bir türüne maruz kaldığı Çernobil nükleer faciasının ardından kanser ölümlerindeki artışın % 0,5’i ya da 10,000 kişi civarında olacağı öngörülmüştür. Buna ilaveten şimdiye kadar oluşan kanser türünün çoğunluğunun, batı medikal teknolojisiyle kolaylıkla tedavi edilebilen (bu seviyedeki bir tedavinin fakir Çernobil halkının her zaman karşılayamayacağı bir maliyette olduğu vurgulanmıştır ) tiroit kanseri olduğu belirlenmiştir. 2005’ te, yani olaydan 20 yıl sonra kayıtlı 5000 tiroit kanseri vakasının 15’i ölümle sonuçlanmıştır. Amerika Kanser Enstitüsü’nün raporunda, patlamada 18 yaş ve altında olan 12,500 kişinin 25 yıl boyunca kanser gelişiminin izlenmesi sonucunda sadece 65 tiroit kanseri vakası izlenmiştir, bu rakam % 5’in altındadır. Çernobil radyasyonun en yüksek dozuna maruz kalan tasfiye ekibinde bile ölüm oranları % 3–4’ten fazla olmamıştır.

DİĞER HABERLER
Bayan Kanatlı Yetiştiricilerine Kurs

2006’ da Alexander Litvinenko’yu öldüren, nükleer kazalardan kaynaklanan yaygın radyolojik zehirlenme ya da kirlenmeye sebep olacak sabotaj teorileri insanları ulaşım ağlarına ve kalabalık alanlara yapılan konvansiyonel terör saldırılarından daha fazla korkutmuştur. Böyle bir olay olduğunda radyasyon kirlenmesi ya da bağlantılı sağlık risklerinden doğan abartılmış korkular, etkilenen bölgedeki sağlık kuruluşlarının gerçekten etkilenmiş insanlar kadar endişeli insanların çağrıları ve kontrollerinden aşırı baskı altında kalmalarına neden olmuştur. Örneğin: Litvinenko’ nun zehirlenmesinden sonra 5500 endişeli yolcu British Airways adlı kirlenmiş uçaklarda seyahat etme ihtimalinden korkmuşlardır. NHS direkt yardım hattını arayan 1700 civarında kişinin (normal çağrı hacminin 5 katından fazlası) sadece 69’u Sağlık Koruma Örgütü’ne ( HPA – Health Protection Agency ) başvurmuştur. HPA yalnızca 29 kişiyi izlemiştir.

Göreceli olarak basit olan, kısa ve uzun vadeli sağlık risklerini belirleyen bilimsel kanıtlara rağmen halk paniğe neden olabilecek yersiz endişeye meyillidir. Haftalık potasyum iyot tableti satışı 3 olan Amerikan ilaç firması Abnex’in potasyum iyot tableti satışı dakikada 3’e yükselirken, bir Amerikan web sitesi Japonya felaketinin ardından 250,000 tablet potasyum iyot satmıştır. Bunun sonucunda ortaya çıkan potasyum iyot tableti açığı, tabletlerin eBay’de 4 kat fazla fiyattan satılmasına neden olmuştur.

Bu tür durumların ardından tartışılan bilimsel veriler netlik kazanmadan açıklama yapılırsa paniğe ve bir takım endişelere neden olacağından bu gibi açıklamalardan sakınılmalıdır. Örneğin, Birleşmiş Milletler’in Japonya’dan gelen nükleer serpintinin, olaydan sonraki Cuma günü Pasifiği aşıp artan seviyede Gamma radyasyonuyla Amerika üzerinde görülme ihtimali panik alımlarına neden olmuştur. Bu tür raporlar açık ve net değildir, buna karşılık radyasyon detektörleri olağan seviyedeki değişimi güvenilir seviyenin altında iken bile anlık değişimlere anında tepki verebilecek hassaslıktadır. Acaba araştırmacılar bilimsel verilerin içeriğini kolaylıkla anlaşılır biçimde mi hazırlarlar? Başlangıçtaki salınım birkaç gün sonra bile Tokyo’daki normal Gamma radyasyon seviyesi olan 100nSv/h’nin altına düşmüştür. Bu seviye birçok Avrupa ülkesinde yaz aylarındaki güneş ışığının yaydığı rutin radyasyon seviyesinin altındadır. İki hafta içinde Tokyo’da radyasyon seviyesi Akdeniz’in yaz dönemi radyasyon seviyesinin altına düşmüştür. Bu gibi artışlar kendiliğinden tehlike arz etmez, açık ve net bir şekilde yapılan bilgilendirmeler halkın bilgi edinmesini sağlamasının yanında endişelenmesini önleyerek güven sağlar.

DİĞER HABERLER
Virginia Angus Restoranlarının Sahibi Burak Altay Vefat Etti

Bu bağlamda Fukushima için kıyaslanabilir tek nükleer olay INES (International Nuclear and Radiological Events Scale – Uluslararası Nükleer ve Radyolojik Olaylar Skalası) tarafından 7 (büyük kaza) olarak nitelendirilen Çernobil’dir. Fukushima 0,37-0,63 milyon TBq olarak ölçümlendirilirken, Çernobil bundan 15 kat daha ciddi olan 5,2 milyon TBq olarak ölçümlendirilmiştir. Çernobil vakası skalanın çok üstlerinden kalır ve bu durum Fukushima’nın direkt kıyaslanabilmesini olanak vermez. Bu gibi olaylarda çevresel etki ve çevresel etkinin uzunluğu değerlendirmeye alınacak kadar önemlidir.

Mart 2011’de Fukushima çevresindeki 6 Japon şehrinde taze ürünlerde saptanan radyoizotop, Nisan ayında yalnızca Ibaraki ve Fukushima şehirlerinde saptanmıştır. Ibaraki’de 264 incelemenin sadece 4’ü, Fukushima’da 566 incelemenin 71’i %12 oranında saptama yapmıştır. Tokyo’da içme suyundaki radyoaktif iyot seviyesi yetişkinler için güvenli dozu asla aşmamışken, 25 Mart 2011 tarihinde seviye bebekler için tekrar güvenli seviyenin altına düşmüştür.

Bu tür durumlar dikkatli ve doğru zamanlı radyolojik incelemenin önemini vurgulamakla kalmaz, aynı zamanda anlaşılırlık ve kaybolan güvenin tazelenmesi açısından, bilimdışı insanlarla bilimsel verilerin daha doğru paylaşılmasının ve tartışılmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyar. Böyle bir yaklaşım ekonomik yıkımın azalması ve kısa zamanda toparlanarak normal duruma dönüş açısından halkta güvenini sağlayarak, aynı zamanda hayatta kalanların psikolojik refahı ve gelecek yıllardaki sağlık kontrol programlarının planlanması açısından da önemlidir. Riskin az olduğu yerlerde dahi tiroit kanserinin yükselme riskini bilmek ve bunu halkla dürüstçe paylaşmak, erken teşhis için kontrolleri teşvik edici olduğu gibi tedavi programları ve medikal araştırmalar için ihtiyaç duyulan mali kaynakların, fonların-bağışların miktarlarında artış sağlar.

DİĞER HABERLER
Bayer'den 66 milyar dolarlık satın alma

Bu durumu kavramanın en iyi yolu radyolojik salınımın sağlığa olan etkisini iyi anlamakla mümkündür. Acil durum planlamacıları, sağlık profesyonelleri ve hükümetlerin böyle bir salınımın ortaya çıkmasıyla ilgili hazır bilgiye ihtiyaçları vardır, böylece halk, medya, uzmanlar ve uzman olmayanlar güvenilir kaynaklardan hızlı ve verimli bir biçimde bilgilendirilmiş olur. Bu tür tehlikeli olayların geçmişte yavaş, uzun ve acılı kanser ölümleriyle sonuçlanmadığı, böyle bir olayla ilgili terör saldırılarının engellenebileceği, radyolojik materyallerin kötü niyetli aktörler için daha az cazip olduğu yönünde bilgilendirme yapmak, halkın kazara ve kasıtsız salınımlar karşısında daha sakin ve güvende olduğunu hissetmesini sağlar.

( CBRNe WORLD Dergisinin Summer 2011 sayısından Veteriner Hekimleri bilgilendirmek amacıyla AB Veteriner Hekimler Platformu Veteriner Halk Sağlığı için çeviri yapılmıştır)


12 Mart 2012. 12:02
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x