Şap, 15 ili aşıp İzmir’e kadar geldi

Aykut Polatlı

Hayvancılık sektörü bir kez daha darboğazda. Hızla yayılan şap hastalığı nedeniyle ülkede hayvan hareketleri tamamen durdu. Birçok hayvan pazarı geçici olarak kapatılırken ülkenin büyük bölümü karantina altında. Türkiye, bir kez daha şap hastalığına teslim oldu. İlk olarak eylül ayında Van’da görülen ve Menderes’te de tespit edilen şap hastalığının ithal hayvanlarla ya da Suriye’den kaçak giren hayvanlarla ülkeye girdiği ve hızla yayıldığı ifade ediliyor. Asya- 1 Virüsü veya Nepal Şapı olarak adlandırılan virüs nedeniyle doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkenin dört bir yanındaki hayvan pazarları kapatıldı. Hayvan hareketleri tamamen durdu.

Menderes’te görülen şap hastalığı geriye dönük takip edildiğinde bu ilçeye Kars ve Ağrı’dan getirilen iki gurup hayvanla bulaştığı anlaşıldı. Ağrı’dan ve Kars’tan yola çıkarılan büyükbaş hayvanlar tam 15 ili geçirilerek İzmir’e getirildi.

2 vaka tespit edildi

Konunun uzmanları da dikkati sınırlardan geçirilen kaçak hayvan ticaretine çekerek şap ve benzeri hastalıkların kontrol altına alınması için en önemli adımın sınırların kontrol edilmesinden geçtiğini ifade ediyor. Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz İzmir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Gökhan Özdemir, 7İzmir de Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri veteriner hekimlerince şap hastalığı ile ilgili koruyucu aşılama çalışmaları yapılıyor. Ancak ne yazık ki tüm Türkiye’de bir çok yerde şap mihraklarına rastlanıldığı gibi, Menderes’te de 2 mihrak rapor edildi. Biri Kars’tan, biri Ağrı’dan gelen iki sığırda yeni bir suş olan Nepal suşuna rastlanıldı. Ancak İzmir’in bir çok yerinde de olabileceği endişemiz mevcut. Türkiye’deki bulaşma genelde doğu sınırlarımızdan kaynaklı. Sınırdan batıya nakille gelen hayvanlarda hastalık görülüyor’ dedi.

Kuşlarla bile bulaşabilir

Özdemir, şap ile mücadelede yol alınabilmesi için yapılması gerekenleri ise şöyle ifade etti: ‘Şap virüsü çok hızlı yayılabilen, rüzgarla bile 30 km’ye kadar gidebilen, kuşlarla bile yayılabilen bir virüs. Bu nedenle nakil araçlarının dezenfeksiyonuna, nakilde görev alan personelin hijyenine, yem ve su kaynaklarının temizliğine, hayvancılık işletmelerinde çalışanların eğitimine ve bilgilendirilmesine dikkat edilmeli. İşletmelerde ve ahırlarda şap virüsüne etkili dezenfektanların kullanılması çok önemli. Hastalığın önüne geçilebilmesi için aşılama programlarının çok titizlikle yapılması, en ücra köşelere kadar aşıların ulaştırılması, bakanlık personelinin yetişemediği bölgelerde serbest veteriner hekimlerden yararlanılması çok önemli.

Türkiye, hayvan sağlığı konusunda özellikle salgın hastalıkların teşhis ve tedavilerinde oldukça deneyime sahip olmasına rağmen halen hastalıkları eradike edemedi. Ülkemizde yeterli sayıda eğitim kurumu, teknik personel, mali kaynak, bilgi birikimi olmasına rağmen hastalıklardan ari hale getirilemedi. Bugüne kadar yürütülen mücadele programlarının etki analizinin yapılarak hastalık haritasının çıkarılması, sonrasında fakültelerimiz, Bakanlık ilgili birimleri ve serbest veteriner hekimler ile yapılacak projelerle kaynak sarfiyatı yapılmadan hayvan hastalıklarıyla mücadelede yol alınabilecek.’

http://www.haberekspres.com.tr