Yaban Domuz Eti ve Zonguldak Üzerine


hatay-da-2-ton-kacak-et-ele-gecirildi-4346970_o

Abdussamed Boyu

Gıda Mühendisleri Derneği Başkanı

abdussamedboyu@gmail.com

 

 

Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere, “Kaçak Et” konusunun tartışıldığı bir televizyon programında, özellikle Suriye’den ülkemize kaçak et ve hayvan sokulduğu iddiasını konuştuk.

 

Programın bir bölümünde sorunun sadece kaçak etle sınırlı olmadığını aynı zamanda ormanlık arazilerde avlanan 150-200 kg arasında ağırlığı olan yaban domuzlarının kaçak yollarla 100- 150 tl gibi meblağlarla piyasaya sürüldüğünü ifade ettik.

 

Son dönemde gıda üretimi ve satışında yapılan taklit ve tağşişlerle(hile) karşı karşıyayız.

 

Nitekim bizzat Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tespit edilen, hem de farklı kuruluşlar tarafından ortaya çıkarılan hileleri hepimiz üzüntüyle müşahade etmekteyiz.

 

Toplumumuz, karşılaşmış olduğu bu vakalarla kime güveneceği ve hangi ürünleri tüketeceği konusunda bir endişe içinde. Ülkemizin son döneme kadar farkına varamadığı bu tehlike,fırsatçıların bir bir foyasının ortaya çıktığı bu dönemde ülkemizin gündeminde ciddi manada makes bulmakta ve toplumumuzun gıda hileleri ve gıda güvenliği hususunda farkındalığını artırmaktadır. Nitekim yaşanan süreçte en fazla dikkati et konusu çekmektedir. Et konusunda özellikle de helal kesim et ve domuz etinden ari et konusunda toplumuzun hassasiyeti hepimizin malumu. Dinimizce de tüketilmesi haram olan domuz eti konusunda ayrıca bir hassasiyet söz konusu.

 

Üzerinde durduğumuz konu olan domuz eti ile ilgili olarak, son yaşanan süreçte bizzat Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yapmış olduğu ve kamuoyuna da açıkladığı İzmir’de bir pidecide domuz eti kullanılmış, pide skandalı hepimizin malumu. Diğer taraftan ülkemizin farklı bölgelerinde yaban domuz eti skandalı haberlerini de yakinen takip ediyoruz. Bunlardan birkaç örnek verecek olursak;

 Ekim 2011 – Çatalca’da kendin pişir kendin ye işletmesinde yaban domuzu eti – 150 kg  

Aralık 2011 – Zeytinburnu’nda bir depoda kaçak domuz eti – 200 kg  

Ocak 2012 – Tekirdağ Marmara Ereğlisi’nde minibüste domuz eti – 300 kg  

Temmuz 2012 – Marmaris açıklarında domuz eti , 834 kg  

Haziran 2012 – Didim’de bir otelde domuz eti – 300 kg  

DİĞER HABERLER
Türkiye sularında ‘aslanbalığı’ alarmı

Temmuz 2012 – Aydın Koçarlı’da kaçak yaban domuzu eti – 1500 kg

 

Konuyla İlgili Aydın Valisi Kerem Al’ın basın açıklamasında söyledikleri; “Kaçak domuz eti satışıyla ilgili iki örnek tespit ettik. Kaçak ve ne şekilde avlandığı belli olmayan domuz etleri lokanta ve otellerde satışa sunuluyor. Tespiti yapıldı, analizler sonuçlandı. Bu işi ticaret amacıyla yapan avcılar. Bu kaçak etleri çok rahat bir şekilde satan insanlarımız var. Bu hiçbir şekilde kabul edilecek bir olay değil. En etkin yaptırımları uygulayacağız. Didim’de ve en son Kuşadası’nda bir örneğe rastlandı. Bunları afişe edeceğiz, toplumda bilinsinler.”  Ve daha 1 hafta öncesi;15 Şubat 2013 –Çorlu’da 6 ayrı pazar tezgahında domuz eti – 120 kg   Özellikle Aydın Valisi Kerem Al Bey’in de ifade ettiği gibi bu yaban domuzları avlanıyor ve kaçak yollarla piyasaya sürülüyor, yukarıdaki örnekler sadece tespiti yapılabilenler, ya tespiti yapılamayanlar ?!!!

 

İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in verdiği soru önergesine Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Kasım 2012’de verdiği cevapta; “Türkiye’de 2004 yılında İzmir ve Antalya illerinde yaban domuzu etinden yapılan çiğ köfte tüketimi sonucu parazit hastalıklardan biri olan trişinelloz epidemisi görülmüş olup, İzmir ilinde 357, Antalya ilinde 8 vaka olmak üzere toplam 365 vakanın tespit edilmiştir, 2012 de ise Trakya’da bir vaka tespit edilmiştir” dedi.

 

Bizim açıklamamızın ardından hemen bizi yalanlama yarışına giren ve bilimsel olmamakla itham eden yetkililer, yukarıda verdiğim örnekleri, Aydın Valisi’nin yaptığı açıklamaları ve Recep Akdağ’ın soru önergesine verdiği cevabı iyi okumaları durumunda olayın vehametini kavrayacaklarına eminim. Yaban domuzu eti kabul etmesekte çok üzülerek söylüyorum ülkemizin bir gerçeği, yaşanan vakalar bunun en açık kanıtı. Bu noktada özellikle belirtmemiz gereken bir husus, yapmış olduğumuz açıklamada bu sıkıntının yaşandığı yerlere dair, bir örnek olarak verdiğimiz ilin, bu vakanın sadece bu ilde  Yaşanıyor olduğu şeklinde çarpıtılmasıdır. Güzel ülkemizin güzide bir ilimizin bu tür bir çarpıtmayla ön plana çıkarılması son derece üzücüdür. Bu vakalar yukarıda vermiş olduğumuz örnekte de olduğu gibi, maalesef ülkemizin birçok noktasında yaşanmaktadır, Zonguldak sadece bunlardan biri. Niyetimiz hiçbir ilimizi ve o ilin mensuplarını karalamak ve çamur atmak değildir. Aksine halkımıza verdiğimiz değerden dolayı kendilerini uyarmak üzerimize bir borçtur.  Nitekim bizler iddiamızın arkasındayız ve ülkemizin birçok noktasında bu üzücü hadiselerin yaşandığını ve tespitinin yapılamadığına inanıyoruz. Kaçak yürütülen işlerin tespitini yapmanız bu konuyla alakalı bilimsel bir çalışma yapmanız elbette ki mümkün değildir.

DİĞER HABERLER
Çiğ sütün tüketiciye doğrudan satışına yeni geliyor

 

Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 2012 sonu raporuna göre 375 bin gıda denetimi yapılmış olduğunu görüyoruz, ülkemizde 500 bine yakın gıda işletmesi var ve bazı işletmeler de yıl içinde 3-4 defa denetleniyor, tüm bunlar göz önüne alındığında ülkemizde önemli sayıda işletmenin denetlenmediğini görüyoruz.

 

Tabi bu durum ülkemizde gıda denetimlerinde yaşanan eksiklik ve yeterli denetçi personelin olmayışından dolayı etkin denetim yapılamayışı bu tür vakaların önünü açmaktadır.

 

Şahsımızın yapmış olduğu bu açıklama üzerine Zonguldak Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü “böyle bir şey olması söz konusu değil” açıklamasında bulundu, Orman ve Su İşleri Şube Müdürü ise açıklamamızın bilimsel olmadığını savundu, günü kurtarmak adına yapılan bu açıklamanın muhataplarına özellikle de Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü’ne şunu belirtmek istiyorum, ortada bilimsel bir makale hazırlamıyoruz ya da bir tez çalışması yapmıyoruz, elbette ki bir gıda mühendisi olarak bilimsel bir çalışmanın nasıl olduğunu iyi biliriz, nitekim ülkemizin bir çok noktasına yaşanan benzer üzücü vakalardan hareketle gördüğümüz lüzum üzerine durumun ciddiyetine vakıf bir gıda mühendisi olarak halkımızı ve siz yetkilileri uyarmak en büyük sorumluluğumuzdur.

 

Diğer taraftan konuyla ilgili yetkililere soruyorum; ● İlinizin en ücra köşesine varıncaya kadar bütün gıda işletmeleri kayıt altında mı?  ● Bu işletmelerin yüzde kaçı denetlendi?  ● Yapmış olduğunuz denetimlerin etkinliği nedir?  ● Yapılan denetimlerin yüzde kaçına cezai işlem başlatıldı ve neden başlatıldı?  ● Bu denetimlerin yüzde kaçı ihbar üzerine yapılmış denetim? Yüzde kaçı rutin denetim?  ● Yapılan her denetimde riskli gıda gruplarından örnek alınmakta ve analizleri yapılmakta mıdır?

DİĞER HABERLER
"Beyaz eti daha fazla tüketmemiz gerekiyor"

● İl bünyesinde şimdiye kadar et üreten, işleyen, bileşiminde et ve et ürünü olan işletmelerde yapılan denetim sayısı nedir?

● Spesifik olarak bu süreçte domuz eti ve kaçak etle ilgili numune ve analiz çalışmanız oldu mu? Bu işletmelerin denetimlerinde alınan numune sayısı, yapılan analizler ve sonuçları nelerdir?

● İddiamızın gerçeklik yönü olmadığını ifade ederken, bizim açıklamamıza kadar yapmış olduğunuz denetimlerden elde ettiğiniz sonuçlara göre mi açıklama yaptınız? Yoksa son denetimlere göre mi?

● Bu haber sonrasında Zongudak’ta yapılan denetimlerde 18o kasaptan 71 tanesinin mezbahane dışı kesim yaptığı tespit edilmiş, Bu 71 mezbahane dışı kaçak kesim çok yüksek bir sayı değil mi? Veteriner kontrolü olmadan yapılan kesimler halk sağlığı açısından risk teşkil etmiyor mu? Bu kadar yüksek kesimin olduğu görülürken daha önceden bu tespitler neden yapılmadı?

 

Nitekim işletmeye gidip örnekler alınıp analizleri ve raporlamaları yapılmadan sadece belgelerinin ve işletme alanının düzenine dair yapılan gözlem etkin bir denetim değildir. Asıl hile ve skandallar alınan örnekler üzerinden yapılan analizler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu soruların cevaplarını bir tartışma ortamı oluşturmak niyetiyle sormuyorum, bunları bilmek fert olarak hepimizin hakkı. Gıda güvenliğini sağlamakta birincil görev ilgili Bakanlığa ait, bunedenle bu bilgileri sizden talep ediyoruz.

 

Son olarak halkımıza şunları ifade etmek istiyorum: Gıda alanında sıkıntılı gördüğünüz her durumu ALO 174 hattına gecikmeden bildiriniz, tüketici de aynı zamanda bir denetim mekanizmasıdır, sağlığınızla birincil derecede ilgili olan gıda hakkında hizmet aldığınız her gıda işletmesini sorgulamak en doğal hakkınız ve ne olur bu hakkınızı sonuna kadar kullanınız.

 

Özellikle domuz eti ile ilgili sıkıntılı gördüğünüz her durumu mutlaka ALO 174’e ya da bize bilgi@gidamuhendisleri.org adresine mail atarak bildirin, takip edelim.

 

Tek derdimiz güzel ülkemizin değerli insanlarının güvenli ve sağlıklı gıdalara ulaşması ve kandırılmaması, bunun için bundan sonra da sonuna kadar gayret göstereceğiz ve bu noktada ülkemizin her ferdinin ve kurumunun desteklerini bekliyoruz.


23 Şubat 2013. 14:36
0 0 Oylar
Okuyucu puanı:
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Bütün yorumları gör
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
0
Düşünceleriniz bizim için önemlidir, lütfen yorum bırakınız.x