Tavukçu Sektörünün Önünde Kara Bulutlar Dolaşıyor
Bir türlü üretim ve haksız rekabetin önüne geçemeyen tavukçuluk sektörü 2011’de de aynı sorunlarla başbaşa kalacak.
Tarım Bakanlığı ,İhracatı Geliştirme Merkezi ve Besd-Bir yetkililerinin hesaplarına göre, 2009 yılında yüzde 20 gibi bir üretim çokluğu ile 1 milyon 200 bin ton üretim yapan piliç eti sektörü, 2010 yılında da 1 milyon 420 bin ton üretim ile yüzde 13 kadar bir üretimi gerçekleştirmiş oldu. Bu üretim artışının 2011 yılında yüzde 20 olacağı ve sektörün büyük bir kriz geçireceği bildiriliyor.
ÜRETİM KONTROLU YAPILAMIYOR NEDENİ SERMAYE PİYASA KURULU…
Yıllarca beyaz et sektöründe çalışmalarını sürdüren entegre tavukçuluk şirketlerinin sorumluları bir araya gelerek bir sonraki yılın üretim planlarını yapar ve buna tüm üreticiler uyarak piyasa control altında tutulurdu.
Fakat son yıllarda Sermaye Piyasası kuralları buna imkan vermiyor ve basit bir üretim ile ilgili çalışma yapıldığı ispat edilirse geçen yıl olduğu gibi firmalara milyon dolarlık cezalar kesilebiliyor.Piliç eti ithaline sıcak bakmayan Rus yetkililer bu kez “Isıl Görmüş Ürün”ithalini gündeme getirerek ülkemize bir kaç kez incelemeye geldiler.
Ürün ithali ile ilgili olarak ilk incelemede Beypi, Banvit, Şeker, Keskinoğlu, Erpiliç ve Şen Piliç’e olumlu baktıklarını beyan ederek raporlarını Rus yetkililer,e ileten inceleme heyeti ikinci kez listelerine aldıklarını beyan ettiler. Sonra da Pınar, Mudurnu ve Bupiliç yerini aldı.
İncelemeleri yapan uzmanlar bu listelerle ilgili verdikleri beyanlarda yapılanların geçici ve sınırlı olduğunu belirterek, esas listenin Rusya’daki kurul tarafından onaylandıktan sonra belli olacağını söylediler.
Rusya ile birçok anlaşma yapılacağı zaman tavukçuların ağzına adeta bir parmak bal çalan piliç ithalatçıları işleri bittikten sonra bir daha tavukçuluk sektörünün adını bile anmıyorlar.Yani kısaca Türkiye’ye turistik gezi yapıyorlar.
EN YETKİLİ AĞIZ 2011 YILINDAKİ DURUMU İYİ GÖRMÜYOR
Üretimde yüzde 20’ye karşılık gelen 250 bin tonluk artış beklediklerini ifade eden Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESDBİR) Başkanı Zuhal Daştan, artışın tamamının iç piyasada ve ihracatta değerlendirilemeyeceğini bildirdi.
Beyaz et sektöründeki 2010 yılı gelişmeleri ve 2011 yılı beklentilerini Dünya’ya değerlendiren BESDBİR Başkanı Zuhal Daştan, çok olumlu bir tablo çizmedi.
Yılın ilk çeyreğinde kırmızı etteki arz düşüklüğüne bağlı fiyat yükselişinin kanatlı talebini artırdığını belirten Daştan, “Talep artışına paralel üretimde de artış yaşanmıştır. Fiyat açısından bakıldığında, kırmızı et fiyatlarından etkilenerek kanatlı eti satış fiyatlarında yüksek artışlar yaşanmadığını, normal sınırlar içerisinde bir grafik çizdiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
Her yıl olduğu gibi 2010 yılında da Ramazan Bayramı sonrasında fiyatlarda düşüşler yaşandığını ifade eden Zuhal Daştan, “Kurban Bayramı sonrası satış fiyatları maliyetlerin altına düşmüştür. Bütün bunlara dayanarak kırmızı ette yaşanan arz sıkıntısının kanatlı etine olan talebin artmasında etkili olduğunu ama satış fiyatlarında belirgin bir etkisinin tespit edilemediğini söyleyebiliriz” dedi.
Bir kar bir zarar ediyoruz
Sektörün son 6 yıldır bir kar bir zarar ve bir vasat yıl geçiren bir seyir izlediğini ifade eden Daştan şunları söyledi:
“2011 yılında piliç eti üretiminde yüzde 20 civarında bir artış olması bekleniyor. Bu yaklaşık 250 bin ton et demektir. Çok büyük bir artış. Bunun iç piyasada tüketilmesi mümkün olmadığı gibi ihracatla da tüketilmesi mümkün değildir”
Bu veriler ışığında 2011 yılında sektörü ciddi zararların beklediğinin altını çizen Zuhal Daştan, “Üretimin bu denli artacak olması ihracatı da bir miktar arttıracaktır. Ancak bilinmesi gerçekte sektörün ihracatı zararına yaptığıdır. Günümüzde 1 kg pilicin maliyeti 2.20 $ satış fiyatlarımız 1.80 ile 2.00 $ arasındadır. Türkiye bu güne dek beyaz ette çevresindeki onca ithalatçı ülkeye yüksek maliyetlerinden ötürü doğru dürüst ihracat yapamamıştır, yapamaz da” şeklinde konuştu.
Teşvikleri piyasaya yeni oyuncu getirmez
Geçen yıl başından bu yana Ziraat Bankası vasıtasıyla sektöre yüzde 50 faiz indirimi kararının yeni oyuncuların sektöre girmesine olanak sağlamadığını dile getiren Daştan, getirilen 1.5 milyon liralık üst limitin yetirsiz olduğunu, orta ölçekli yeni bir entegre tesisin devreye girmesi için gerekli sermayenin 50 milyon lira civarında bulunduğunu vurguladı.
Zuhal Daştan, yeni kümes yapan bazı yetiştiricilerin desteklerden yararlandığını ancak mali durumu zayıf, teminat verme imkanı olmayan köylülerin krediden yararlanamadığını söyledi.
Yeni yılda 350 bin hindi yedik
Türk halkı bu yılbaşı daha fazla hindi yedi. Yaklaşık 350 bin hindinin satıldığı bu yılbaşında, Carrefour, Real gibi perakendeciler de hazır hindi satışlarını geçen yıla oranla artırdı. Hindiye en büyük ilgi İstanbul, Ankara ve İzmir’den geldi.
Bu yıla hazır hindi satışları ile giren Real’den yapılan açıklamalarda beklenenin çok üzerinde bir satış gerçekleştirildiği belirtilirken, satışlarda yüzde 30’luk bir artış yaşandığı açıklandı. Real’in en fazla hindi satışı gerçekleştirdiği iller arasında ise İstanbul ve Ankara ön plana çıkıyor. CarrefourSa’dan yapılan açıklamalarda da 2011 yılbaşında hindi satış ve orgnizasyonlarının oldukça iyi geçtiğine işaret edildi. Piyasadaki fiyatların yaklaşık yüzde 10 altındaki fiyatlarla satış gerçekleştirdiklerini açıklayan CarrefourSa, bu yıl geçen seneye oranla tonaj ve ciroda yaklaşık yüzde 30 artış sağladıklarını belirtti.
Bolca Hindi’den yapılan açıklamalarda da yeni yılda 100 bin adetlik ürün satıldığı belirtildi. Taleplerin, beklentiler doğrultusunda geliştiği bu rakamın belirlenen satış kapasitesi düzeyinde olduğu kaydedilirken, satılan hindilerin fabrika çıkış fiyatının da 27 TL olduğu belirtildi.
